Hem Buradan Hem De Senden

85 13 4
                                    

Müdür beyin  ve Jonghyun abinin gelişinden sonra polisler dedemi, annemi, babamı ve adamlarını sorgulamak için karakola götürürken ; gelen ambulans da kardeşimi hastaneye götürmek adına yola çıkmıştı.

Bense bütün kafa karışıklığım ile oradan ayrılmış, çok da uzak olmayan sahile doğru yürümeye başlamıştım.

Ardımdan gelen Jonghyun abiyle konuşmaya başlayacakken daha gerimizde yine her ihtimale karşı koruyucularımın durduğunu biliyordum ama artık bunu bilmek bana iyi hissettiriyor muydu emin değildim açıkçası...

“Jonghyun abi, sen beni yıllardır tanıyorsun küçüklüğümden beri hep senin sahafına gelirdim. Sen, sen de mi haberdardın bu olanlardan, ailemin bana karşı olan düşüncelerinden?”

Açıkçası bu soruyu sorarken ne cevap duymak istediğimden emin değildim ama en azından hayatımda bazı gerçeklerin, gerçek sevginin de varlığını bilmek hiç de kötü hissettirmezdi bana  aksine çok iyi gelirdi.

“Açıkçası Shin-Hye, ben senin taşıyıcı annenin eşiyim...”


“Karının ölmesine sebep olan bana yıllardır nasıl katlandın peki, hem de biyolojik ailem bile bana katlanamazken? İntikam almak falan istemen gerekmez miydi?”

“İntikam? Niçin intikam almak isteyeyim ki senden, sen karımın ardında bıraktığı son şeysin, hayatı pahasına koruduğu seni korumaya devam etmem gerekirdi, bu kadarını onun için yapmak zorundaydım zaten. Güzelce büyüdüğün, iyi bir insan olduğun için minnettarım sana, emeklerimiz boşuna değilmiş bunu bize kanıtladın. Sağ ol Shin-Hye”


“Veda eder gibi konuştun Jonghyun abi. Gitmek istediğimi mi anladın yoksa, gitmeliyim değil mi buralardan?”

“Bu senin kararın kızım, neye karar verirsen ver arkanda olacağımı bil yeter bana”

“Sağ ol, Jonghyun abi, çok sağ ol yanımda birinin olması gerçekten çok güzel”

Jonghyun abiye sarılıp veda ettikten sonra eve doğru ilerlemeye devam ettim, arkamda dokuz çocuk...


Evin önüne geldiğimde arkamı döndüm onlarla konuşmak için, gitmek istediğimi söylemeliydim en azından bu kadarını onlara borçluydum.

“Size bir şey söylemem lazım çocuklar. Ben, buradan gitmeyi düşünüyorum, uzaklara, mümkün olduğunca çok uzaklara.”

“Gitme...Yani, gitmesen olmaz mı?”

“Olmaz Lay, gitmem gerek”

“Neden ki, artık korkman gereken kimse de yok polisler onları yakaladı Baekhyun da kolyeyi verince hapse atılırlar kesin, deden her şeyi itiraf etti nasılsa”

“Bu neyi değiştirir ki Do? Onların hapiste olması hiç bir şeyi değiştirmez. Benim geçmişimi, anılarımı değiştirmez. Bana yaptıklarını, yapmak istediklerini unutturmaz, gitmek ve her şeyi arkamda bırakmak istiyorum.”

“Bizi de mi? Hani arkamızda kimseyi bırakmak yoktu?”

“Sehun, nasıl söylemeliyim bilemiyorum bu...”

“Bize her baktığında olanları mı hatırlıyorsun? Beraber unuturuz, sen isteyene kadar karşına çıkmayız uzaktan koruruz yine seni. Bir nefes arkanda oluruz ama kilometrelerce uzakta gibi davranırız, görmezsin bizi, böyle de olmaz mı?”

“Olmaz Chen, sizin sürekli orada olacağınızı bilirken olanları unutmam mümkün mü?”

“Yine de gitme, güzellik.”

KORUYUCULARIMDonde viven las historias. Descúbrelo ahora