Melez Cadı ve Ölüm'ün Kapıları(10)

1K 119 87
                                    

İyi okumalar <3

Bölüm On: Siyah Şimşek

Soğuk şatoda yankılanan adım seslerini duyan yaratıklar yavaşça köşelerine çekildiler ve onları görse bile umursamayan kadının siyah pelerinini savurarak uzaklaşmasını kısık gözleriyle izlediler. Kadın normalde olsa döner onlara emirlerini sıralardı ve yaratıklara kendilerini bunu yapmak zorunda olduklarını gösteren bir ifadeyle bakardı. 

O gün istisnaydı. 

Kadının siyah topuklu botlarının yerde çıkardığı sesi izleyen yere sürünen kumaş sesi dışında ne şatoda, kadın buraya krallığının ilk temeli demeyi tercih ederdi, ne de Hogwarts 'da bir ses vardı. Hatta kamplar bile bir an için derin bir sessizliğe gömülmüştü. Kadın diğer adımını attığı an sessizlik bozuldu, dışarıda yeri göğü inleten bir şimşek çaktı ve onu iki şimşek daha izledi. Kadının bal rengi gözlerinde dolanmaya başlayan kırmızı hale suratına yayılan sinsi gülümsemenin yankısı gibiydi. 

O an Thea Jackson kafasını camdan çevirecek ve ürkerek dışarıya bakacaktı. Aynı anda annesinin zihninden geçen melodi zihnine yansıyacaktı. Kadın kızının zihnini ele geçirmesini gurur olarak görmektense hedefine ulaşmasına yardımcı olacak adımlar olarak görüyordu. 

İlk adım zihniydi, son adımda ruhu olacaktı. 

Cam yeşili gözler aklına geldiği an kasılan kadının suratındaki gülümseme dağıldı ve öfkenin izleri tüm suratına dağıldı. Dışarıdan bakan birine göre artık güzelden çok daha uzaktı. Neredeyse yaratıktı. Kadının adımları biraz daha hızlandı, Thea şimdi düşüneceği bir şey değildi. Her gece kızının zihniyle oynayıp durması kendisini eğlendiriyordu ama sadece bu kadardı. Daha onunla yüzleşeceği zamana gelmemişti. 

Kadın buzdan bir duvarın önüne geldiğinde etrafına sadece asasını sallamasıyla etrafını kimsenin onu görememesini sağlayan bir büyü sardı. Kadın kendisini izlemeye cesaret edecek bir yaratığın olmadığını biliyordu ama bir kere önlemi elden bıraktığında neler olduğunu görmüştü ve bir kez  daha aynısının yaşanmasına izin vermeyecekti. Kadın Asasıyla belli yerlerine üçer kere vurduğunda buzdan duvar titredi ve yavaş yavaş aşağıya indi. 

Kadın beklemeden buzdan duvardan geçti ve yine buzdan oluşan tünelin içinde ilerlemeye başladı. Pelerinin açıkta bıraktığı elbisesinin belinde asılı olan minik çanta kıpırdanıp duruyordu ama kadın umursamıyordu. 

Zafer. 

Hissettiği duygu tamamen buydu işte. Zaferi iliklerine kadar hissediyordu ve bu onda hızlanma isteği yaratıyordu. Kadın kendi kendine güldü. Sabretmek onun işiydi, kazanmak istiyorsa bekleyecekti ve her açığını bulduğunda planını daha da mükemmel hale getirecek. Son darbeyi indirdikten sonra da zevkle başına geçtiği dünyayı izleyecekti. 

Thea mı? Thea konusunun kafasında oluşturduğu karışıklığı giderdiği an kadın planının durdurulamaz olduğunu biliyordu. Thea'nın kendisine aile belirlediği Percy Jackson veya büyücü dünyasının gözdesi Harry Potter onun önündeki engeller değildi. 

Kaderler çoktan onların kitaplarını kapamıştı. 

Kitap kadının kitabıydı. Kendi yazıyor, kendi oynatıyordu. Thea da ya yola gelecekti ya da yoldan çekilecekti. Sonsuza kadar. Kadın aşağıya doğru giden tünel karardığında Lumos büyüsünü yapıp ilerlemeye devam etti. Sonunda ahşap kapıyı elinin hareketiyle açmış ve buzdan duvarların içinde ışıklar dolanan odaya girmişti. Asasındaki ışığı söndürdükten sonra kadın ağır ağır odadaki eşyalara baktı. 

Tanrılar, diye düşündü sonra da. Rakip bile olamazlar.

Gözleri birkaç saniye için tamamen kırmızıya döndü. Elleri belindeki büzülmüş torbaya uzanan kadın artık çabalamayı bırakan cismi genişletme büyüsü yapılmış bez torbadan çıkardı. Gözleri parladı ve gülümsedi. 

Elinde cızırdayıp duran nesneyi yerine yerleştirdiğinde güldü. Hatta kahkaha attı. Arkasını dönüp odadan çıktığında adım sesleri bir süre sonra kesildi. Rafın üzerinde öylece duran cisimden garip çatırtılar yükseldi, etrafa başta beyaz olup sonra siyaha dönen kıvılcımlar yayıldı. Bu kıvılcımlar cismin altında durduğu rafın üzerine yazılmış ismi aydınlattı. 

Odada bulunan on beş rafta yazılı olan isimlerin hepsi aynı anda parladı. Etrafa tamamen siyah kıvılcımlar yaymaya başlamış nesnenin altında gökyüzünde kopan kıyametin nedeni vardı. Rafta asılı duran pirinç levhada yazılı isim Zeus'tan başka bir şey değildi.

Rafın üzerinde duran şimşek son bir çabayla tekrar etrafa kıvılcımlar yaydığında zaten çoktan siyah rengine dönmüş olan şimşeğe, koyu renk bir dalga yayıldı. Şimşek bir daha etrafa kıvılcımlar yaymadı. 

Zeus'un öfkesi yeryüzünü kavurdu. 


Kısaydı ama yazmam gereken bir kısımdı haftaya pazartesi görüşürüz <3


Half Blood WitchWhere stories live. Discover now