2. "Ada"

51.2K 487 17
                                    

 

2.Bölüm. Medya; Kenan.

-Kumru-

Servis odasına geçtik ve içecek şişelerini alt raftan aldım. Tam doğrulup arkamı döndüm ki, Burcu dibimde bitti ve "17 numarada ki adama su götürür müsün canım ya" diyerek gülümsedi. Gülümserken gamzeleride belirginleşmişti. "Tabi" diyerek aynı şekilde gülümsedim ve boş bir bardağa biraz soğuk su doldurdum. Bir tepsiyle birlikte servis odasından koridora geçtim. Bir kaç yaşlı teyze ve amcayı geçtikten sonra 17 numaraya gözlerimi çevirdim. Aman allahım... Bu kadar mükemmel bir yaratığı neden yaratırsın ki? Böylesine kalıplı, erkeksi yüz hatlarına sahip, uzun kıvırcıkımsı saçlara sahip... Esmer, kalın dudaklı... Daha ne sayabilirim ki? Keskin bakışlarını da mı söyleyeyim? Bir an dalgınlıkla esmer varlığın yanına kadar gelmişim.

"Öküzün trene baktığı gibi bakmaya devam mı edeceksin?" Dedi kalın, seksi sesiyle... Oldukça etkileyici ses telleri vardı. "Buyrun suyunuz" diyerek gülümsedim ve esmer varlığa doğru eğilerek suyunu uzattım. Bir an dalgınlığın ardından Tamer beyin gömlek düğmelerimi açtığı aklıma geldi. Hemen tek elimle görünen göğüslerimi kapattım ve doğruldum. Ah bu arada parfümü... Oldukça pahalı ve kaliteli olmalıydı... Elinde ki bardağı dudaklarına götürdü bende bu sırada arkamı dönüp servis odasına yöneldim.

"Öhöhö. Hey sen!"

Çok sert ve otoriter bir sesti bu. İçim bir an ürperdi ve tüylerim diken diken oldu. Başımı seri bir şekilde geriye çevirip az önce su verdiğim adama gözlerimi gezdirdim. Ne olmuştu?

"Evet sen, gel buraya." diyerek eliyle gelmemi işaret etti. Oldukça sinirli bakıyordu, sanki düşmanına bakar gibi...

"Bu ne ha?"

"Su..." diyerek dudaklarımı uzattım ve büzdüm.

"Suuğ..." diyerek beni taklit etti ve ardından devam etti. "Bu su soğuk. Al şunu yenisini getir." diyerek elinde ki bardağı tepsiye sertçe vurdu. Bir an sendeledim ve ardından hızlı adımlarla servis odasına geçtim.

"Hey neyin var." Burcu elinde ki sandviçleri bırakarak yanıma geldi ve kolumdan tuttu.

"Şu suyu, sen götürsene." iki solukta söylemiştim. Nefes nefese kalmıştım evet! Çıldırmak üzereyim, ben ne yaptımda bana o kadar insanın arasında bağardı! Burcu yeni bir su aldı ve koridora geçti. Bende bir bardak su alıp, servis odasında ki uzun bar sandalyesine oturup bekledim. Bir kaç saniye sonra içeri Burcu girdi. "Tamam bir sorun yok" diyerek başını iki yana salladı. Derin bir nefes daha alıp verdikten sonra ayağa kalkıp eteğimi düzelttim. "Teşekkür ederim canım"

(4 saat sonra)

-Dikkat! Dikkat! Lütfen tüm yolcularımız emniyet kemerlerinizi takın ve görevlileri dikkatlice dinleyin.

Bu anonsla birlikte birden koridora fırladım, hemen yolculara ne yapmaları gerektiğini göstermem lazımdı. Aynı zamanlamayla Buse'de diğer kısıma geçti. Ancak ayakta durmakta güçlük çekiyordum. Bir an ucak yan dönmeye başladı... Bir koltuktan sıkıca tutunuyordum ancak ayaklarım kayıyordu, eğer ucak biraz daha dönerse tavana yapışacaktım. 

Bir anda ince bileklerimin üzerinde kalın bir avuc hissettim... O adam, az önce beni azarlayan... Endişeli bir şekilde yukarıda ki kutucuğu açmaya çalışıyordu. Biraz çabaladıktan sonra açtı ve içinden bir paraşüt aldı. Hızlı bir haraketle paraşütü vücuduna tak diye oturttu. Ben ise endişeli gözlerle onu izlerken saçlarımın sağa, sola saçılmasını engelleyemiyordum. Bir anda beni çekiştirmeye başladı ve büyük cüssenin ardından sürüklendim... Kaçış kapısını açan kolu çekmesiyle içeriye aniden hava basıncı girdi ve herşey havada uçuşmaya başladı. Aynı anda beni kolumdan tuttu ve çekti...

***

-Kenan-

Bilincimin yerine gelmesiyle ensemde, omuzlarımda ve bacaklarımda yoğun bir ağrı hissettim. Dalga sesleri kulağımda yankılanırken bir yandan da suratıma çarpıyordu. Ağzımda ki suyu püskürterek gözlerimi araladım. Güneş ışığı gözlerimi kamaştırdıysada yavaşça doğruldum. Parçalanmış paraşütüme göz gezdirdikten sonra aklıma gelen ilk şey o oldu... Hostes kız neredeydi?

Hemen başımı iki yana çevirip kontrol ettim. Yoktu! Ayaklandığım gibi bir o yana bir bu yana gittim ve geldim. Yoktu! Nasıl olur? Onu da beraberimde getirmiş olmalıydım... Bakışlarımı tekrar paraşüte çevirdim... Birşey haraket ediyordu... Önce ince sesli birisinin öksürük seslerini işittim, daha sonra ise yavaşça paraşütü üzerinden attı... Yüzünü gördüğümde derin bir "Ohh" çektim ve hızlı adımlarla yaklaştım.

"Hey, iyi misin?"

Öksürmeye devam ederken gözlerini araladı ve bana baktı... Tekrar kapattı. Endişeyle yanına çömelip kollarımın arasına aldım ve nefesini kontrol ettim. Nefes alıyordu... Sürükleyerek paraşütün altından tamamen çıkardım ve çalılıklara kadar çektim. Ardından yanına oturup sırtımı da uzun bir palmiyeye yasladım. Gözlerimle ise hala onu keşfetmeye çalışıyordum... Mükemmel, kusursuz vücudunun her bir hücresini dahi inceliyordum... Teni mükemmel derecede pürüzsüzdü, kolunda dahi en ufak bir tüy bile yoktu... Islanmış gömleği ise göğüslerini oldukça belli ediyor. Etek mi? Mini eteği ise yeterince sıyrılmış, jartiyeri ise bacağından sarkıyordu. Yavaşça elimi pürüzsüz bacaklarına götürdüm... Yavaşça çorabını aşağıya çektim. 

Mükemmel görünüyordu, böylesine seksi bir vücut karşımda dururken saf saf oturup bekleyemezdim. Dediğim gibi, bundan sonra kızlara it gibi davranacağım... İki elimle kızın ince belinden kavrayıp yüz üstü çevirdim. Kızın üzerine çıktım ve kasıklarımı dolgun kalçalara sürttüm. Ardından kızın eteğini yukarı kaldırıp iç çamaşırını bacaklarından aşağıya süzdüm... Bir kez daha kasıklarımı kızın seksi kalçalarına sürttüğümde iyice sertleşmiştim. Islak kumaş pantalonumun kemerini hızla çözüp fermuarı açtım ve pantalonu ayaklarıma kadar indirdim. Ardından bokserımı da çektim. Kıza arkasından yaslanarak sarıldım ve yan çevirdim. Boynunu emmeye başladım. Kendimi iyice kaybetmiştim, kızın boynunu yanağını dolgun ve kalın dudaklarını emiyordum. Geri çekilip seksi kalçaları iki yana ayırdım ve sertleşmiş erkekliğimi bir elimle tutup, kızın içine soktum. "Ahhm...İşte bu bebeğim..." Diyerek inledim ve yavaşça ritmimi hızlandırdım. Sertçe gitgellerime devam ederken bir yandan da kızın göğüslerini avuçluyordum... "Evett bebeğimm...Seni lanet sürtük! Ahhgm.." 

Genç kız her git gelimde sarsılıyordu. Tüm vücudu sallanıyordu ve titriyordu. "ıhhh, ıhh" Sanırım kendisine geliyor çünkü zevk alıyordu... Ya da beni içinde hissettiği için ufak ufak inliyordu. Kızın göğüslerini iyice sıkarken bir yandanda omzunu emmeye başladım.Ardından tek elimle ağzını kapayıp kendime doğru çektim... Sert ritmimin ardından doruğa ulaştım ve içinden çıkamadan boşalmak zorunda kaldım... "Ahh, ahh, harikasın!" diyerek kendimi geriye atıp kumsala sırt üstü uzandım. Derin derin nefes alıp verirken gökyüzünde ki bulutları izliyordum. Rüzgar sakince esiyordu. Hava ise oldukça bunaltıcıydı. Tropikal bir iklimi vardı. Büyük ihtimalde bir adada olmalıyız. Yoksa atlas okyanusunun tam göbeğinde bir kıta daha mı var? Yok tabiki de... Pantalonumu tekrar giyindim ve kemeri bağladım. İki elimide başımın arkasında birleştirdim ve bacak bacak üstüne attım. Kumsala boylu boyunca uzanmıştım ve tüm kemiklerimin mayıştığını hissettim. Gülümseyerek gözümü kapattım.


2. Bölüm Bitti, diğer bölüme geç. >

Yeni bölüm istiyorsanız lütfen votelerle destekleyin, yorumlarınızıda ihmal etmeyin...

 

ISSIZ BiR ADAWhere stories live. Discover now