2. BÖLÜM

32 4 4
                                    

Üvey babamla birbirimize tepkisizce baktıktan sonra elimdeki kutuyu da alıp hiç bir şey olmamış gibi odama doğru ilerlemeye başladım. Arkamdan bir kaç kez seslenmişti. Galiba 3. seslenişten sonra arkama dönmüştüm. Sanki hiç bir şey olmamış gibi "Efendim babacım bir şey mi oldu?" İnanmıyorum kendime, "babacım" dedim o adama. Hayır Deniz bu sen değilsin. Lütfen kendine gel yoksa birazdan kendi ayarlarınla oynayacaksın. Bakışları bana değil elimdeki kutuya idi. Gözlerimi kocaman açarak yutkundum.
"Allah'ım lütfen görmemiş olsun. Bir şey olsun lütfen." Bunları belki defalarca söylemiştim. "Kızım o kutuda ne var?" Görmemişti evet kesinlikle görmemişti. "Hiç yani bir şey olduğunu sanmıyorum. Yani var ama yok." Kafamı yere eğip sessizce mırıldanmaya başladım."Sus Deniz iyice geveledin her şeyi. Susmalısın!"

Üvey babam beni şaşkınlıkla izliyordu. Kesin deli olduğumu falan düşündü o anda. Acilen buradan kaçmam lazımdı. Bir şeyler uydurup odama kaçtım. Yukarı doğru hızla çıkarken belli etmeden arkama dönüp baktım. Halen bana bakıyordu. Kafamı hızlıca önüme döndürüp biraz daha hızlanmaya başladım. Odama girince kapıyı kapatıp elbise dolabına doğru yürüdüm. İçinden rastgele bir tişört bir de pantolon alıp üzerime giydim. Aynanın karşısına geçip kendime nedensizce baktıktan sonra çıkarttığım kıyafetleri katlayıp geri dolaba koydum. Saçlarımı da gelişi güzel bir şekilde toplayıp aşağıya indim. Aşağı inerken kimsenin beni görmediğinden emin olduğumu anladığım anda arkamdan gelen sesle gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.
"Abla nereye gidiyorsun?" Sesin kardeşimden geldiğini anladığım anda takmadan ilerlemeye başladım. Ayakkabılarımı bile doğru düzgün giymemiştim bu yüzden ilerideki banka oturup hızlıca ayağıma geçirdim. Bunu yaparken nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilmemem daha yeni doğmuş bir civcivi andırıyordu.

Ayakkabılarımı hızlıca ayağıma geçirdikten sonra yürümeye başladım. Hava bugün oldukça güneşliydi. O yüzden giydiğim ceketi üzerimden çıkartıp çantamın koluna astım. Henüz nasıl olacağına karar veremeyen hava durumlarına çok sinir oluyordum. İçimden mırıldanarak" Ya kardeşim ne yapacağını bilmediğin işlere niye kalkışıyorsun. Bak senin yüzünden 4 gramlık ceket taşımak zorunda kalıyorum. Biraz da beni düşün" Halil Sezai'nin şarkısı geldi aklıma İsyan diye bağırmayı düşündüğüm sırada önümden geçen insanlar bana bakıyor diye utanıp kafamı yere eğdim.

Kafam yerde yürümeye devam ederken ileriden bağrışmalar geldiğini duydum. Kafamı kaldırarak etraftakilere baktım. Hepsi bir yere doğru koşuyorlardı. Merak ettiğimden  bende oraya doğru ilerlemeye başladım. İleride itfaiye ve polis arabalarını gördüğümden daha çok merak ettim. Bir yanımda da korku duygusu vardı. Acaba ne olmuş olabilirdi ki? Adımlarımı biraz daha hızlandırdım. 

Oraya vardığımda bir yerde toplaşan insanlara baktım. Korkmak mı desem başka bir duygumu bilmiyorum ama o an iç sesim"Deniz sakın oraya gitme!" diyordu ama dinlemedim. Oraya doğru birkaç adım attıktan sonra omzumda bir el hissettim. Arkamı dönüp baktığımda tanımadığım biriydi. Yaklaşık 13-14 yaşları arası bir erkek çocuktu bu. Acaba beni biriyle mi karıştırdı diye düşündüm ama zaten hislerime güveniyordum .
"Abla neredesin sabahtan beri seni arıyorum?" Nee dedim içimden bu çocuk gerçekten beni biriyle karıştırmıştı. " Ben senin ablan değilim ki. Sen beni biriyle karıştırıyor olmayasın?"
Çocuk gülerek;
"Abla benim ya Kerem. Şaka yapıyorsun ama hiç komik değil." Bir anda ne oldu bilmiyorum ama sanki gözümü kapatıp açmamla çocuk kaybolmuştu. Etrafıma bakındım ama birilerini göremedim. Biraz daha baktıktan sonra artık Keremm diye bağırmaya başladım. Bu çocuğu daha yeni tanıdım ama bir anda ortadan kaybolduğu için içime bir sıkıntı girdi. Korkmaya başladım. O sırada Keremden bir kaç yaş daha küçük kızın abii! diye bağırmasıyla kızın kolunu tutup kendine doğru çektim. " Sen Kerem'in kardeşi misin?"  Korktuğunu gözlerinden anlayabiliyordum. "Evet ben onun kardeşiyim. Ne oldu bilmiyorum bir anda kayboldu. Ablamda  onu arıyor ilerde." Demek gerçekten beni ablasına benzetmişti. Acaba ablası kimdi. Kızın saçlarını okşayıp"Dur bir nefes al. Ablan nerede senin?" Kız bana gülümserken eliyle ileride duran benim yaşlarımdaki kızı gösterdi. Kıza doğru ilerlemeye başladım. Çok korktuğu baya belli oluyordu. Bana bakarken yüzündeki korku yerine ciddi bir surat ifadesi oturdu. Yanımdaki kızı kendine doğru çektiği anda sakin olmasını söyledim. Neden bu kadar ciddiydi anlamadım belki beni tanımadığı için böyle yapıyordu. Ona bakıp gülümsedim bana biraz alışması için. Kardeşi ablasına bakıp "Abla abim yok, kaybolmuş." 

Bu son hatırladıklarımdı. Gerisini zaten hatırlamıyorum.

BÖLÜM SONU...

HAYATIN DÖNÜM NOKTASIWhere stories live. Discover now