EP12: And The Butcher Buried His Heart With Irene, He'll Never Love You

870 112 37
                                    

Ormana girdikleri anda, Baekhyun omzundan arkasına baktı ve kumsalda hızla giden bir şey gördü. Gördüğü Kai'ydi. Kampı ilk terk eden ödlek askeri dörtnala kovalıyordu.

Tanrı yardımcısı olsun.

Sonra birden karanlık her şeyi örttü. Hızla dalların arasından geçip, kütüklerin üzerinden atlıyorlardı. Rüzgar Baekhyun'un yüzüne doğru esti ve Chanyeol'un bedenine daha da sıkı sarıldı.

"Başını eğik tut." diye emretti Chanyeol. Baekhyun yüzünü onun sırtına gömdü ve gözlerini sımsıkı kapattı ama nafileydi. O aşağılık asker üstüne çıkmış, her tarafına salyalarını akıtmıştı; bu yalnızca yaşadıklarına verdiği gecikmeli bir tepkiydi.

Baekhyun minnet dolu ve huzura kavuşmuş bir şekilde Chanyeol'a daha çok yapıştı. Tanrı'ya şükür zamanında yetişmişti.

Ne kadar süre ağaçlar arasında hızla gittiklerini bilmiyordu. Durmak istemiyordu. Mümkün olduğu kadar uzağa gitmek istiyordu ama sonra Chanyeol hafifçe geriye yaslanarak atı yavaşlattı.

Chanyeol nefes nefeseydi. Göğsünün inip kalktığını Baekhyun hissedebiliyordu.

Chanyeol sinirle, "İn aşağı!" diye emretti.

Baekhyun korkuyla attan indi sakince. Chanyeol kızgın bir şekilde Baekhyun'a döndü. "Sakın bir daha bunu yapma!"

"Yapmayacağım." dedi. Genel olarak kaçmasını mı yoksa kafasına taşla vurmasını mı kastediyordu?

Chanyeol elini karnına götürdü. "Ah, Tanrım..."

Kasap ona arkasını döndü ve bir ağaca doğru yürüdü, eğildi ve kustu. Baekhyun onu korkuyla izledi.

"Özür dilerim." dedi Baekhyun, o kendini toparlayınca.

"Tanrı şahidim olsun ki Byun, seni çok fena dövmek istiyorum. Aklından ne geçiyordu?" dedi alçak ve tehlikeli bir sesle.

Baekhyun kaşlarını çattı. "Ne düşündüğümü sanıyorsun? Düşmanımdan kaçmaya ve bir dosta ulaşmaya çalışıyordum. İnanılmaz bir plan değildi ve şaşırmaman gerekirdi. Kai beni bu gece öldürmeyi planlıyordu. Ne bekliyordun?"

Chanyeol omzunun üzerinden ona dik dik baktı. "Kimsenin seni öldürmesine izin vermeyeceğim. Sana bunu zaten söyledim."

"Ancak Kai'nin bu konuda kararları senin vermenle ilgili problemleri var gibi görünüyor."

"Benim dediğimi yapacak."

"Bundan nasıl emin olabilirsin? Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum, aslında bakarsan senin hakkında da hiçbir şey bilmiyorum. Tek bildiğim beni kaçırdığın ve nişanlımı öldürmek istediğin."

Chanyeol ayağa kalktı ve ona doğru yavaşça yürüdü.

Baekhyun korkudan geriledi.

"O adamlar seni lekelemek istediler. Oraya gitmemen gerekirdi."

"Seni bıraktığımda bunu bilmiyordum. Tek istediğim güvende olmaktı."

"Benle güvendesin."

Birden içinde bir şeyler hissetti. "Buna inanmakta güçlük çekiyorum."

"İnan. Ve umarım dersini almışsındır."

"Evet aldım, sanırım."

"Sanıyor musun? Kafanda birkaç tahta eksik mi?"

"Ne bekliyorsun Chanyeol? Sen Acımasız Kasapsın ve beni buraya zorla getirdin. Beni kaçırdın ve tutsak ettin!"

Chanyeol ümitsizce baktı, konuştuğundaysa sesi öfkeliydi. "Bu gece o askeri öldürmeyi ne kadar çok istediğimi bilmiyorsun. Onu öyle senin üzerinde görünce, istemediğin belli olduğu halde sana o şekilde sahip olmaya çalışması. Ve diğerlerinin durup seyretmeleri..." Başını iki yana salladı. "Şimdi oraya geri gitmek ve başladığım işi bitirmek istiyorum. Niye beni durdurdun?"

DÍOLTAS | chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin