7.BÖLÜM

1.3K 63 96
                                    

Sarada'nın ağzından:

Annemin dün akşam yaptığı yemeklerden atıştırıp salonda oyuncaklarıyla oynayan küçük kardeşimin yanına gittim. Beni görünce kollarını bana doğru uzattı. Yanına gidip kucağıma aldığımda küçük kollarını boynuma doladı, bende yanağından öptüm.

Sasuke: Sarada, ben hastaneye gidiyorum. Annenin dönmeye niyeti yok herhalde. Sen Mamoru'ya bak, birazdan döneriz. Umarım.

Gülerek babamı başımla onaylayınca babam da  dışarı çıktı. Babam gidince Mamoru'yu yere bıraktım ve oyuncaklarıyla oynamasını seyretmeye başladım.

Sarada: Böyle bir adamın karısından nefret edeceğine inanmak zor geliyor. Ne dersin küçük kardeşim, sence babam annemi seviyor mu?

Mamoru'dan bir "ba" sesi duyunca gülümsedim. Mamoru'nun yanına uzanarak onunla oynamaya başladım. Yarım saat içinde uyuklamaya başlayan küçük kardeşimi beşiğine götürdüm. Yavaşça yerine yatırıp üzerini örttüm ve anneminki gibi pembe olan saçlarına öpücük kondurdum. Yavaşça odasından çıkıp salona yöneldim ve yerdeki oyuncakları toplayıp kenara kaldırdım. Sanırım babam henüz annemi eve getirmeye ikna edememişti. Gecikeceklerini anlayınca bende odama yöneldim. Bilgisayarımın açık olan ekranını görünce kaşlarımı çattım. Bilgisayarımı kullanmadığımdan adım gibi emindim. Bilgisayarımın karşısındaki sandalyeye oturdum. Ekrandaki mesaj bildirimini görünce mesajı açtım. Oldukça kısa bir mesaj olmasına karşın her kim yazdıysa ne istediğini açıkça belli etmişti.

"Onu bu kadar çok severken kardeşinin acısını çekmek istemezsin sanırım."

Bir anda göğsümde hissettiğim ağrıyla elim kalbimin üzerine gitmişti. Gözümü bile kırpmadan gözlerimi bilgisayar ekranındaki yazıda dolaştırıp duruyordum. Gözlerimi ekrandan çektiğim anda Mamoru'nun odasından duyduğum tıkırtı bir kez daha nefesimi kesmişti. Korkuyla kapıya bakmaya başladığımda saniyeler içinde gelen ağlama sesiyle odamsan fırlayıp Mamoru'nun odasına daldım. Pencere ardına kadar açılmış, rüzgârın etkisiyle duvara çarpıp duruyordu. Ama bu pencere en son kapalıydı... Pencere bir kez daha duvara çarpınca kendime geldim ve pencereyi kapatıp perdeyi çektim. Daha sonra beşiğinde yardım istercesine ağlayan küçük kardeşimi kucağıma alıp sakinleştirmeye çalıştım. Başını göğsüme yaslayıp hafifçe salladım. Birkaç dakika bunu yapmaya devam ettim. En sonunda uykuya dalan kardeşimi bu sefer kendi odama götürdüm. Mamoru'yu yatağıma yatırdım. Bilgisayardaki mesajı bir kez daha okudum. Kimin gönderdiğine bir kere daha baktım. Belli değildi. Babamın veya annemin görme ihtimâli olunca mesajı sildim. Daha sonra arkamı dönüp Mamoru'ya baktım. Oldukça huzurluydu. Sandalyeden kalkıp yanına yattım. Kolumla onu iyice kendime çekip sarıldım. Ona bir şey olsa ölürdüm, ölürdük. Ne olursa olsun ablası olarak onu koruyacaktım. Hangi yolla olacağı hiç önemli değil, güvende olsa yeterdi. Ne kadar zor olsada ağırlaşan göz kapaklarım sayesinde uykuya dalmıştım.

*****

Sabah kahvaltımı yaptıktan sonra hızla evden çıktım. Bugün antremanımız veya herhangi bir görevimiz yoktu. Bu yüzden babamla çalışmayı düşünmüştüm ancak Boruto da aynı şeyi düşünüp benden önce davranmıştı. Olsun, bende farklı bir yol bulurum ki buldum bile.

En sonunda istediğim yere vardığımda önümdeki binaya doğru yürüdüm. Kapının önüne geldiğimde tereddüt etmeden kapıyı çaldım. Birkaç saniye bekledikten sonra kapı açıldı ve altıncı hokage ile göz göze geldim.

Sarada: Altıncı, yardımınız gerek.
Kakashi: Sana da günaydın Sarada.

Altıncının iması ile yüzüme aptalca bir gülümseme yerleştirerek kıkırdadım.

Gölgelerdeki Parıltı ~BoruSara~Where stories live. Discover now