6 • sen ve ben,

2.7K 282 124
                                    


altıncı bölüm; bir çember içerisinde, sen ve ben

zayn/rear view

•••

Park Jimin'i anlamıyordum.

Flört ettiğim kişilerin on parmağımı geçtiğini söyleyemezdim, çok çabuk sıkılır, herkese güvenmezdim. Bu demek değildi ki, uzun ilişkiler kurmamıştım, bu demek değildi ki basit görülen öpüşmelerin adı yoktur. Ben teşekkür niyetine karşımdakini öpen biriydim, özlesem öperdim, kırılsam öperdim, kızsam daha sert öperdim.

Eğer arzuluyorsam, öpmekten uzak dururdum.

Jimin'i daha önce gördüğüm herkesle flört halinde oluşu kaçınılmazdı. Benim gibi sözleştiği birçok arkadaşı olabilirdi ama onun bunu yapacak olmasına inanmak istemiyordum. İlkleri bana özel değildi fakat benim de ilklerimin sahibi o değildi, olmayacaktı.

Sırtında dolaşan parmaklarım her zamanki gibi sızlıyordu. Yüz üstü uyuyakalmış Park Jimin'in ağladığına kimseyi inandıramazdım ama ben gözlerine değen gözlerimin yalan söyleyişine de kanmazdım. İçlice, duvarlara vura vura, dizlerini önüme düşürmüş kanayan yerlerinden öpeceğimi bilmeden ağlamaya devam etmişti. Kollarımın arasında, yatağımda, yarı çıplak bir haldeydi ve kuruyan gözyaşlarından dahi öptüğümü bilmiyordu.

Bir ilişkinin yedinci adımı ya da adımları boşverin, bir ilişkinin temeli güvendir. Karşılıklı güven üzerine kurulan ilişkide dengesizlik, ilişkiyi hepten yok etmeye meyillidir.

Park Jimin bana başkasıyla olmayacağının sözünü vermemişti belki ama benimle olacağını açıkça söylemişti. Öpmekle alıp veremediği nedir henüz çözememiştim fakat dokunuşlardan ibaret olan ilişkimizin tam dengede durması için birbirimize güvenmek zorundaydık.

Henüz güvenimi zaten sağlayamamıştım, kapımda ağlayan Jimin'in dudaklarında başkasının izleri varken kendi kendime savaşıyordum ben. Dokunamadan, öpemeden başkasının bunları yapmış olmasıyla savaşıyordum.

Ve bu mağlubiyeti olmayan savaşta duygularım nüksediyor, ne hissettiğime kafa yoramıyordum.

Tek bildiğim şey, kızgın ve kırgın olduğumdu.

Ellerimi çektiğim gibi sızlanan Jimin boğuk bir şekilde inleyerek benden tarafa döndüğünde, saymaya bile kıyamadığım kıvrımlı kirpikleri birbirlerine değmiş, gözlerini yavaşça aralamıştı.

Yine yağmurlu gözüken hava az çok aydınlatıyordu içeriyi, saat on sularıydı. Dizlerim ağrıyorsa bugün yağmur yağacak diyordum, ağrıma odaklanayım derken sol göğsümün fazlalığı beni tökezletir gibi olmuştu.

"Günaydın," demişti hiçbir şeyi hatırlamadığını ya da iyi bir oyuncu olduğunu vurgulayarak. Dudakları kıvrılmış, kısık gözleri beni daha iyi görebilmek için açılmıştı. "Bugün yine güzelsin."

Dedim ya Park Jimin iyi bir oyuncuydu, dudakları kıvrılır ve yalanlar söylerdi. Bense bir daha hiç kimseye böyle güzel gülmesin isterdim.

"Piercing yaptırayım mı?" demiştim aniden. "Dudağıma, dilime ya da kaşıma? Piercing yaptırmak istiyorum."

Yatakta hareketlenip kafasını kaldırdı, daha net görebildiğinden emin olduğunda kaşlarını çattı. "Nereden çıktı şimdi bu?"

"Sen seviyorsun," dedim. "Renkli saçlardan nefret ederim ve vücudun herhangi bir et parçasında delik görmekten hiç hoşlanmam. Dar kesim giysiler beni bunaltır, adını bilmek dahi istemediğim rock gruplarının tişörtleri benim için iticidir. Dövmeleri, yüzükleri, piercingleri ve kolyeleri aşırı abartılı bulurum."

entertainer • yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin