[3] "Neden?"

932 69 26
                                    

Dışarıda esen rüzgar bir fırtınayı andırmaktaydı.

Hoseok kendini bitkince yatağın sağ tarafına attı, yorganı üzerine örterken bile canı yanıyormuş gibi hissediyordu. On saatten fazla dans ettiği günler bile bu kadar hırpalanmamıştı. Sırtını yatak başlığına yasladı, elleri serbest bir şekilde başının üstündeydi. Dolabın önünde pijamasını giyen Taehyung'a baktı; uzun ince parmakları gömleğinin düğmelerini iliklerken hafif eğilmiş yüzünde alt dudağı hafifçe sarkmıştı. Biraz önce tıraş olduğu için yanakları hafif pembeydi. Hoseok için bu görüntü yeni değildi ama ilk defa görüyormuş gibi izlemekten kendini alamadı.

Taehyung düğmeleri alttan başlayarak ilikliyordu; "Babacığının kucağına gelsene," dedi Hoseok. Sesinde eğlenen bir tını vardı. Taehyung, parmakları gömleğinin üzerindeyken hafifçe başını kaldırıp Hoseok'a sert sert baktı. Bunu duymayı beklemiyordu.

"Ne geleceğim be!"

Hoseok kaşlarını çattı. Taehyung kendi kendine mırıldandı. "Ne diyorum ben..." Bu sefer sesini yükseltti. "Tabii ki geleceğim şapşal, çok özledim."

Henüz iliklemediği üç düğmesi kalmıştı, yatağın sağ tarafına geçip Hoseok'un üzerine çıktı. Vakit kaybetmeden dudaklarını öptü. Öpüşlerinin arasından Hoseok'un kıkırtısı duyuluyordu.

"Neredeyse bir ay oldu, farkında mısın?" diye sordu Taehyung. Sesinden hissettiği açlığı fark etmemek mümkün değildi. Hoseok'un yanıt vermesine bile zaman tanımadı, bu sefer daha sert bir şekilde öptü ki Hoseok'un başının üstünde duran elleri bel boşluğuna yerleşti. Taehyung dudaklarını biraz hırpaladıktan sonra Hoseok'un çenesine ufak öpücükler kondurmaya başladı.

Taehyung'un bu öpüşleri Hoseok'u uyandırıyordu. Birden yorgunluğunu unutmuştu. Şimdi, yoğun geçen bu günü güzel bitirme niyetindeydi ama ya Hee Ran uyanırsa?

Akşam biraz uyumuştu bu yüzden erken uyanması ya da birazdan uyanıp kapılarına gelmesi çok olasıydı.

"Taehyung? Taehyung ya Hee Ran uyanırsa?" diye sordu.

"Her zamanki gibi sessiz oluruz hayatım." Taehyung'un şu an hiçbir şey umurunda değildi. Neredeyse bir ay olmuştu yahu bir ay! Bu kadar uzun süre Hoseok'un bedeninden ayrı kalmak onun için ölümden beterdi. Daha fazla düşünmeden öpücükleri Hoseok'un boynuna doğru ilerledi.

"Kendiliğinden u-uyanırsa?" Taehyung'un adem elmasında dolanan dili konuşmasını zorlaştırıyordu.

Taehyung doğrulup Hoseok'un gözlerine baktı. Bu adam ciddi miydi? Biraz daha devam ederse sevişmek istenediğini düşünecekti.

"Jungkook çok yordu onu bugün. Sabaha kadar güzelce uyur." Öpüşüne dönmeden bekledi. Eğer Hoseok Hee Ran'la ilgili bir bahane daha öne sürerse hiçbir şey demeden kendi tarafına geçip uyuyacaktı ama Hoseok onu hızlı bir şekilde altına aldı, aralarında kalan yorganı da ayaklarıyla itekleyip Taehyung'un üzerine yerleşti.

"O zaman şu bir ayın acısını çıkaralım." Önce Taehyung'a nefes kesici bir öpücük verdi. Tek eliyle de Taehyung'un ilikli olan düğmelerini çözüyordu; ardından çenesine, boynuna ve göğsüne öpücükler bırakmaya başladı. Taehyung yerinde oldukça memnun sevilmenin tadını çıkarıyordu. Hoseok yeniden dudaklarına yöneldi, asla o dudaklardan ayrı kalamıyordu.

İkisi de kendini ağırdan alıp sadece bu öpüşün tadını çıkarırken kapının açılmaya çalışılması onları durdurdu.

"Lütfen uyanmış olmasın," diye sızlandı Taehyung.

Hoseok yataktan inip kapıya yöneldiği sırada Hee Ran sonunda başarmış, kapıyı açmıştı. Karşısında Hoseok Babasını görünce minik, kırmızı pijamasının içinde koşarak babasına sarıldı. Taehyung da düğmelerini geri iliklerken onları izliyordu.

bir bebek daha? | vhope ✓ Where stories live. Discover now