[23] "Kardeşim gelmiş!"

398 27 16
                                    

Taehyung kendi düşüncelerine dalmıştı. İçeriye girip çıkan Hee Ran'ı saymazsak Siwon ile birlikte salonda yalnızdılar. Taehyung'un gözleri Hoseok'un sehpanın üzerine bıraktığı zarftaydı. İçinde bir mektuptan fazlasını barındırdığını belli edercesine kabarık duran zarf, Taehyung'un merakını kamçılıyordu.

Üzerinde yalnızca iki harf yazmasına rağmen zarfı ajussinin bıraktığını biliyordu. Yazısını tanıyordu çünkü. Çok kez onu bulmaca çözerken görmüştü ne de olsa.

Ve o öleli aylar olmuştu; bu zarf neyin nesiydi şimdi?

Hee Ran diğer sefer olduğu gibi yine salona girdi. Babası bir kanepede, diğer kadın çaprazındaki kanepede oturuyor ve ikisi de hiç konuşmuyordu. Babasına doğru yürüdü. Kadın onu izliyordu ve bu onu utandırıyordu. Elinin biriyle babasının bacağını tutup başını babasının dizine yasladı. Evlerinde bir yabancının olması rahat davranmasına engel oluyordu.

Kadın ona gülümsedi. Adını sordu. Küçük kız hemen başını kaldırıp babasına baktı ancak babası orada değil gibiydi. Sağ ayağıyla parmak ucunda parke üzerinde çizgiler çizerken "Hee Ran" dedi. Sesi güçsüz çıkıyordu.

Kadın ona yeniden gülümsedi. "Hee Ran... Çok güzel bir ismin var. Benim adımı merak ediyor musun?" Hee Ran başını salladı. O an kadının arkasındaki şey dikkatini çekti. Telefona benziyordu ama babalarının telefonu böyle değildi. Daha çok kendi oyuncak telefonlarını andırıyordu. Kendini babasının bacağından ayırıp kadının yanına çıktı. Siwon'un ona ismini söylediğini fark etmemişti. Aklı kadının arkasındaki oyuncaktaydı.

Siwon, Hee Ran onun yanına oturunca mutlu oldu. Elini uzatıp kızın örgülerine dokundu. "Örgülerin ne güzel..." Küçük kız övgü alınca, dikkatin üzerinde olduğunu bilince bebek telsizini unuttu. Küçük dişlerini göstererek gülümsedi. "Kim ördü saçlarını?"

"TaeTae Babam ördü," dedi sevinerek. "İstersen babam senin saçlarını da örer."

Siwon gülümsedi ancak yan gözle Taehyung'a bakmayı da ihmal etmedi. Taehyung gerçekten orada değil gibiydi ve bunun kendisinden kaynaklandığını düşünmek Siwon'u üzüyordu. Yeniden yanındaki kıza döndü. "Benim saçlarım örülemeyecek kadar kısa ama," dedi yalandan üzülüyormuş gibi.

Hee Ran da altdudağını sarkıttı. O, saçlarının örülmesini çok severdi. Başka birinin de olsa saçlarının örülemeyecek olması onu üzmüştü.

Hoseok elinde iki fincanla girdiğinde Siwon ona döndü, Taehyung'un da gözleri hemen Hoseok'u bulmuştu ve kendi dünyasından sıyrılmış görünüyordu.

Hoseok fincanlardan birini Siwon'un önüne bıraktığında Siwon, "Keşke zahmet vermeseydim," dedi. "Zaten zarfın içinde ne olduğu da beni ilgilendirmez."

Hoseok kendi fincanıyla Taehyung'un yanına geçti. Taehyung bir şey içmek istemediğini en başta söylemişti. Zaten aklı zarf dışında bir yere kaymıyordu.

"Bizim için sorun değil," dedi Taehyung'a dönüp. Taehyung'un bakışlarından aynı şeyi düşünmediğini görebiliyordu ama sorun değildi. Zarfı Siwon bulmasaydı ömür boyu ondan habersiz olacaklardı.

"Ben de içmek istiyorum." Hee Ran omuzlarını kaldırıp şımararak söylediğinde Hoseok kızına kaşlarını çattı. "Sen biraz önce sütünü içtin."

"Evet, ama bir daha içmek istiyorum."

"Sonra-"

Bebek telsizinden odaya ağlama sesi yayıldığında Siwon hemen ayaklandı. Hee Ran ise sesin nereden geldiğini anlamaya çalışıyordu. Bir yerden bir bebek ağlama sesi geliyordu ama neredeydi? Yoksa kardeşi mi gelmişti?

bir bebek daha? | vhope ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin