Yoongi sabah yanında uyuyan meleği gördüğünde gülümsedi . Kolunu başının altına alıp bir süre izledi güzel yüzünü. Sonra bebeğine sürpriz yapmaya karar verip arabasına atlayarak çiçekçiye sürdü.
Jimin uyandığında yanının boş olduğunu görüp derin bir nefes vermişti. Odayı gezindi yavaşça. Her yer onlardı. Sayısız çerçeveler teker teker yer ediniyordu duvarlarda. Düğün resimlerine baktı. Arkadaşları Jungkook ve Taehyung öpüşüyorlarken Yoongi sarı saçlarına öpücükler bırakıyordu. Diğerine geçti. Ormanda yaptırdıkları ağaç evlerindeydiler. Minik kedileri Calico'yu kucaklarına almışlardı.
O öldüğünde ikisi de deli gibi üzülmüş Yoongi içmeye bile başlamıştı. Jimin düşündü. Yoongi'nin ondan uzaklaştığı ilk günü düşündü . Cevabı bulduğunda gözleri büyümüş sesi titremişti.
''Calico'nun öldüğü gün..'' diye fısıldadı. O günü hatırlıyordu. Yoongi eve geldiğinde dudakları şişmiş yüzü kıpkırmızıydı. Jimin o gün pek önemsememiş ama şu an daha iyi anlıyordu. Çocukları olarak gördükleri hayvan öldüğünde bile yanında olmamıştı onun. Bir kadını becermişti.
Çerçevelere bakmayı kesip bavulunu aldı ve evine baktı. Anılarına birer birer veda etti. Yüzüğünü çıkardı yavaşça ve bir not yazıp üzerine koyarak evden çıktı. Yeni bir başlangıç yapmak istiyordu. Her şeye yeniden başlamak..
Havaalanında Amerika'ya bir bilet alıp uçağa binmek için hazırlandı. O sırada da havaalanından bir bağırış yükselmişti.
''Jimin bekle!''
Hoseok...
-
Yoongi, elindeki papatyalara bakıp gülümsedi ve anahtarı delikten geçirdi. Jimin çoktan uyanmış olmalıydı .''Bebeğim ben geldim'' diye bağırdı. Ses gelmemişti. Bu garibine gitse de odalarına girdiğinde yatağın boş olduğunu gördü. İlk defa kalp ritmi artmış, onun gitme ihtimali aklına gelmişti. Hızlıca kıyafet dolabını açmış gördüğü boşlukla sendelemişti. Şimdi eli ağzının üzerinde korkuyla bakıyordu dolaba.
''Hayır.'' diye fısıldadı. ''Sikeyim hayır!''
Bağırışı üzerine koşarak evden çıkmak için hazırlanırken masaya çarpmış yere düşen metalin sesini duymuştu. Notu gördüğünde dizlerinin üzerine çöktü yavaşça. Kağıdı katlarından ayırıp açtığında mürekkebe baktı bir süre ve okumaya başladı.
''Merhaba Yoongi.
Sen bu mektubu okuduğunda ben çoktan gitmiş olacağım. Sadece birkaç soru sormak istiyorum. Neden Yoongi? Neden yaptın? Neden kedimizin öldüğü gün aldattın beni? Bunu neden sürdürdün? Başkasının bedenine dokunmak zevkli geldiyse sana, neden ayrılmak istemedin? Yoksa her şey şirket için miydi? Şirketleri birleştirdiğimiz için mi kaybetmek istemedin beni? Bu zamana kadar ki aşkın hep mi yalandı?
Peki ben.. Lanet olsun ben bunu neden dün farkettim? Defalarca beni aldatmışken ve bunun belirtileri varken ben neden göremedim? Ah, sanırım biliyorum. Kördüm Yoongi. Aşkınla gözüm öylesine boyanmıştı ki, gerçeklere kapatmıştım gözlerimi.
Fakat dün ciddi anlamda kapattım gözlerimi Yoongi. Ben dün öldüm. Yaz bir köşeye. Sen dün seni ölesiye seven bir adamı öldürdün. Tabii içimdeki aşkı da..
Beni son kez mahkeme de göreceksin. Evine boşanma evraklarını yollayacağım. Sorun edeceğini sanmıyorum. Umarım o kadın beni kaybetmene değecek bir kadındır. Seni sever ve gözetir. Belki de bir çocuğunuz olur ne dersin? Baba diye etrafında koşar. Ah neyse. Çok uzadı bu yazı. Senin bu kadarını bile hakettiğini düşünmüyorum. İyi hayatlar Yoongi.
Sadece, ciğerlerine çektiğin her havada, benim nefesimi kestiğini hatırla''
Yoongi yumruğunu ağzına bastırıp hıçkırıklarını önlemeye çalıştı. Yaptıklarının şimdi farkına varıyordu. Ve tabii Jimin'e deli gibi aşık olduğunun da...
-
Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.
Ya ben bunları shipliyordum kardeşim dedi kalbim kırıldı
