7

3.1K 237 26
                                    

***

"İnanamıyorum sana Jennie! Ben seni okula erkekler için mi gönderiyorum? İyi bir geleceğinin olması için gönderiyorum! Notlarının neden bu kadar kötü olduğu şimdi belli oldu. Beni utandırıyorsun! Hiçbir şeyde becerikli değilsin, bari notların iyi olsun! Diğer herkes çocuğundan gururla bahsediyorken ben sadece susuyorum! Biraz arkadaşlarını örnek al!"

Dae-soo sözünde durmamıştı.

Eğer Jennie'den karşılık alabilseydi, para ile tuttuğu kişiden gizlice çektirdiği pozları yaymayacaktı.

İstediğini elde edememişti. Her isteği yerine getiren, şımarık birisi olarak büyüyen Dae-soo'yu bu çıldırtmıştı.

Ve hiç düşünmeden, Jennie'nin insanların gözünde gerçekten kötü gözükeceği şekilde fotoğrafları okula yaymıştı.

Bu tek okul ile sınırlı kalmayıp, Jennie'nin annesine de gitmişti.

Jennie'nin annesi de fotoğrafları gördüğü gibi evde kıyameti koparmıştı.

O da herkes gibi kızını dinlememişti.

Annesinin bile diğer herkes gibi kendisini dinlemeden yargılaması, bağırması, azarlaması, aşağılayıcı cümleler kurması, canını çok acıtmıştı.

Kalbinde sayamayacağı kadar kötü his vardı.

Kalbi acıyor, ağrıyor, parçalara ayrılıyordu.

Jennie, ölüyordu.

Annesinin gurur duyabileceği bir çocuk olmadığı için kendisinden utanıyordu.

İçinde büyüyen utanç duygusunu daha fazla bastıramadığı için sessiz adımlarıyla evi terk etmişti.

Her zaman güzelliğine hayran kaldığı sakura ağacının yanına gitmişti.

Büyük sakura ağacının gövdesine yaslanmış ve cebindeki sigara paketinden bir tane sigara çıkarmıştı.

Yaşı sigara içmek için küçüktü ama Jennie bunu umursamıyordu. Zaten on beş yaşındayken başlamıştı bu zehri içmeye.

On beş yaşındayken merak ettiği için başladığı sigarayı şimdi kendisini rahatlatması için içiyordu.

Bağımlı olmuştu.

Tüm bu yaşananlar Jennie'nin çocukluğunu da, gençliğini de mahvetmişti.

Jennie'nin hayatını mahvetmişlerdi.

Jennie, küçüklüğünden beri kötü şeyler yaşayan bir kızdı. Gördüğü ve yaşadığı kötü şeylere rağmen hep kalbinde iyilik barındıran birisiydi. 

İlgi istemiyordu, popüler olmak istemiyordu. Dikkat çekmeyi seven birisi olmamıştı hiçbir zaman.

En iyi telefon modeli, marka kıyafetler, şato gibi bir ev ve prenses odası yerine sevgi istemişti.

Sadece sevgi istemişti.

Saf sevgi.

İnsanların onu dinlemeden yargılamasından bıkmıştı artık.

Düşünceleriyle boğulmuş bir biçimdeydi.

İçinde utanç ve merak duygusu vardı.

Jeongguk, annesi ya da diğerleri kendisini öleceği tarihe kadar kurtarabilecek miydi?

Umutsuzdu.

Tamamen umutsuzdu.

Jennie'nin umutları artık ölmüştü.

Jennie'nin ölen umutları artık Jennie'nin yaşaması için hiçbir sebep kalmadığına işaretti.

Umutları olmayan birisine kimse yardım edemezdi.

Ve kimse Jennie'nin ölümünü engelleyemeyecekti.

Belki de tam zamanında yetişemeyeceklerdi.

***

***

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.









Appearance Or Character | NiniggukWhere stories live. Discover now