8

1.4K 147 132
                                    

Hafta sonumu evde geçirmiştim ve istemsizce saçma oyunu düşünüp duruyordum. Sinirle kapattığımdan beri bilgisayarımı bir daha hiç açmamıştım, şu ana kadar. Şimdi ise bilgisayarı açmış, hâlâ açık olan oyuna anlamsız bakışlar atmıştım.

"Herkesin ilk tepkisi seninki gibi olur Jaemin."

Duyduğum ses bilgisayarımı fırlatıp atma isteğimi doğursa da sakin olmayı denedim

"Her balık gibi sen de ağımıza takıldın, Nana ve bu ağdan çıkmak hiç de kolay bir şey değil. O halde ilk görevini duymaya hazır mısın?"

Yine iki evet butonu çıktığında alayla güldüm

"Sikik seni"

Bu sefer soldaki butona bastığımda karşıma bir sürü bilgi çıkmaya başlamıştı. Bu bilgilerin hepsinin bana ait olması ve hatta JJ ile konuşmalarımızın gözümden geçip gitmesi beni hayrete düşürmüştü. Ne yani hacklenmiş miydim?

"Lanet olsun ne tür bir işe bulaştım ben?"

"Nana, senden çok basit bir şey isteyeceğim. Hazır mısın?"

"Hazır olmamam bir şeyi değiltirecek sanki sikik."

Kendi kendime öfkeyle mırıldandım ve gelecek şeyi bekledim.

"Senin üzerinden iddiaya giren çocuğa bir güzel haddini bildireceksin."

Kaşlarım hızla çatılırken anlamsızca ekrana bakıyordum

"Efendim?"

Alayla gülme sesi kulaklarıma ilişirken kafa atmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Diyorum ki Lee Jeno'ya kim olduğunu göster, bu senin iyiliğin için Nana."

"Ne zamandan beri oyunlar insanların iyiliğini düşünüyor?"

Benimle bağantı kurmayı başaran oyun beni ürkütüyordu ve şimdi de öylece Jeno'yu dövmemi mi istiyordu yani? Hadi ama Jeno benim on katım falandı bunu nasıl yapacaktım?

"Bizim oyunumuz farklı bir olay Nana, bunu anlamış olman gerekmez miydi?"

Gözlerimi devirdim

"Yapmazsam?"

"Onu üç gün içinde öğrenirsin."

Oyun kendiliğinden gidip karşımda ana ekranımı bırakırken aptalca ekrana bakmaktan başka hiçbir şey yapamıyordum. Ne gibi bir belaya bulaşmıştım bilmiyordum fakat elbette ki bu bir oyundu ve beni evin dışında izleyemezdi. Jeno'yu benim üzerimden iddiaya girdi diye dövecek değildim sonuçta. Omuzlarımı silktim. Bilgisayarıma ve telefonuma format attırırdım, bir daha da böyle sikik işlere bulaşmazdım olur biterdi. Yarın sabah ilk işimin bu olacağını kendine not edindikten sonra uyuma fikrinin kulağıma iyi geldiğini fark ederek kendimi uykuya bıraktım.

•-•

Pazar sabahı yaptığım ilk iş bilgisayarına ve telefonuma format attırmak olmuştu ve artık huzurluydum. Bir daha oyun oynamayı ya da bir bloga yazmayı düşünmüyordum. Yeterince kavga dövüşe girmiştim, beni göremeyecek bir oyun için bunu yapmaya gerek yoktu.

Kendimi olacaklara hazırlayarak okula girmiştim ve ellerimi cebime sokmuştum. Dolabımın önünde Jeno'yu görmemle istemsiz yüzümde oluşan alay dolu gülümsemeyle onu incelemiştim.

"Çekilir misin?"

"Öncelikle bana Cuma günü söylediğin şeyi açıklaman gerekiyor."

Gözlerimi devirdim ve sanki gücüm yetermiş gibi onu ittirdim. Bir milim bile oynamazken aksine yüzüme daha da yaklaşmıştı.

"Neden gidip çok sevgili arkadaşlarına ya da Moksoo'ya sormuyorsun? Onlarla anlatırken gülüşebileceğinize eminim. Şimdi izninle, derse geç kalıyorum."

Jeno yüzünde karışık bir ifadeyle geri çekildiğinde onu umursamadan dolabımın kapağını açtım. Ayağımın ucuna düşen kağıt parçasıyla şaşırmıştım. Eğilerek kağıdı yerden aldım ve yazan şeyle ne tepki vereceğimi bilemez bir halde kağıda baktım

Kaçış olduğunu mu sanıyorsun, aptal balık? Sana olmadığını söylemiştim.

Sin's Tears |NoMin|Donde viven las historias. Descúbrelo ahora