19

1.1K 136 99
                                    

Ocağın altını bir şey olmasına karşın kapattım ve sargıda olmayan elimi saçlarım arasından geçirdim.

"Neyden bahsediyorsun Jeno?"

Jeno sinirle ayağa kalktı ve karşımda durdu.

"Oynuyorsun. Sakın bilmemezlikten gelme ya da inkar etme. Bilgisayrında gördüm, oyun benimle konuştu. Evet özel hayatını biraz işgal ettim farkındayım ama benden önce bunu birileri çoktan yapmış gibi duruyor. Bu yüzden kızma hakkına sahip değilsin."

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Bu günün bir kabus olmasını dilemekten başka aklıma yapabileceğim bir şey gelmiyordu ve bu sinir bozucuydu.

"Anlat bana Jaemin, bu işin artık zamanı falan kalmadı."

Gözlerime dolan yaşları engellemek için titrek bir nefes aldım ama bu pek de başarılı olmamıştı ve göz yaşlarım yanaklarımda çoktan yol çizmeye başladı.

"Bloglarda gezinip insanlara bakıyordum, sonra o lanet bloğa girdim. Herkes derdini anlatıyordu ve blogda da buna çözüm buluyorlar gibi gözüküyordu..."

Burnumu çekip soluklandım

"Normalde bloglara yazmazdım ama b-bu blogun bana da iyi geleceği algısına kapıldım çünkü insanlar beni artık yoruyordu Jeno."

Jeno gözünü bile kırpmadan beni dinlemeye devam ederken göz yaşlarını hızlıca sildim.

"İlk başta her şey güzeldi ve bana gerçekten yardımcı olduklarını düşünmeye başlamıştım. Hatta blog bana yardım edecek bir arkadaş bile yollamıştı. İlk başta bana yol gösterdiğini sanıyordum ama sonrasında bu iş beni gittikçe korkutmaya başladı. Sizin benimle yakın olmaya başladığınız zamanlarda bana sizi kötülemeye başladı."

Jeno alaylı bir ses çıkarttı

"Moksoo'nun attığı iftira da buna yardımcı oldu değil mi?"

Kafamla onaylayı dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Moksoo'nun iftirası sonrasında o kişiye mesaj attım ve bana çok güzel bir oyun buldunu söyledi. Asosyal ve oyun-sever bir aptalın tekiyim ben. Kabul ettim tabii ki ve işte..."

Jeno elini yanaklarıma yerleştirip göz yaşlarımı yavaşça sildi

"Bu aptallık değil Jaemin, kim böyle bir şeyi tahmin edebilir ki?"

Alnıma dağınıkça düşen saçları eliyle ittirdi ve bana güven verici bir gülümseme bahşetti

"Bak ben hep yanındayım tamam mı? Bunu birlikte atlatabiliriz. Yeter ki sen bu oyundan uzak dur. Sonun intihar olmayacak. Buna izin verebileceğimi düşünmüyorsun gerçekten değil mi?"

"Ama..."

Bir adım daha bana doğru atarak sözümü kesti

"Sevdiklerin zarar görmeyecek..."

"Seni çatıdan ittiler Jeno. Oyunun şakası yok. Kurtulan birileri var mı emin bile değilim, ki şahsen kurtulan biri olduğunu da sanmıyorum."

"Sen kurtulabilirsin, ilk olup diğerlerine de ışık tutabilirsin. Düşündüğünün aksine sen çok güçlü ve zeki bir insansın Jaemin. Kendini küçümsemekten vazgeç."

Dudaklarımdan bir kez daha kopan hıçkırıkla ellerimle yüzümü kapattım. Jeno yine beni kendisine çekip sıkıca sarıldığında ağlamamı durduramıyordum.

"J-Jeno, beni kurtaracaksın değil mi?"

Saçlarımın arasında hissettiğim dudakla kalp atışlarım saniyleliğine hızlanıştı.

"Kurtaracağım. Seni bu sikik bataktan kurtaracağım ve kalbimin en güzel köşesinde seni saklayıp koruyacağım. Sen yeter ki bana elini uzat, gerisi bir şekilde yolunu bulur söz veriyorum."

"Bulur mu?"

"Bulacak. Yalnız değilsin üstelik, seninle birlikte olan ben de dahil 6 kişi var. Onlar da senin için çok endişelendiler ve eminim ki senin iyi olman için her şeyi yapacaklar."

Bir kez daha saçlarım arasında öpücük hissetmemle artık daha sakin ve güvende hissediyordum.

"Seni seviyorum, Na Jaemin ve hiçbir şey, aptal bir oyun da dahil, bunu engelleyemez. Seni kaybetmeyeceğim, biraz bencilce geliyor ama seni kaybedersem kendimi de kaybederim. Bu yüzden seni asla kaybetmeyeceğim, söz veriyorum."

Sin's Tears |NoMin|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin