16| beni mahvediyorsun pt.2

10.5K 958 2.7K
                                    

Bir önceki bölüm 1,27k yorum? Beni delirttiniiiiz. Umarım bu bölüm de aynısını görürüm, bir de bölüm şarkısına kalbimi bıraktım, ona iyi bakın. Öptüm her birinizi

Christian Leave - Can't Help Falling in Love

Uyuyamıyordum.

Yoongi'nin saçlarımı okşayıp, karnımda kelebekler uçuşturan teşekküründen sonra bir süreliğine huzurlu bir uykuya dalmıştım fakat tahminimce iki saat bile olmadan gözlerim yeniden açılmıştı.

O ise, uyuyordu.

Güzelliği soluk boruma derin bir kesik atarken o, huzurla uyuyordu. Dudak kenarları daha belirgindi şimdi, pamuk cildi daha beyaz. Elimi hala sıkı sıkıya tutması bayılmamı sağlayacak kadar heyecanlandırırken, ufak bir kımıldamayla birleşmiş ellerimizi çenesinin altına koyduğunda neredeyse kalp krizi geçirecektim. Onu izlemeye başladığım andan itibaren kalbim asla normal bir şekilde atmamıştı fakat buna rağmen, şu an o ankinden bile hızlı atıyordu. Oldukça sesli bir şekilde derin nefes almamak için kendimi zor tutuyordum çünkü her zamanki aldığım nefesler yeterli gelmiyordu. İşaret parmağımın sırtı yumuşak çenesinin altına değerken nasıl yetmeliydi zaten? Parmağımı hafifçe kımıldatsam henüz çıkmaya başlayan sakallarını hissedecektim sanki, kalbim patlayacaktı.

Biraz daha izledim onu. Uyanıkken sürekli gördüğüm ifadesizliği yoktu şimdi güzel yüzünde. Saymaya başlasam ömrümü tüketecek kirpikleri göz altlarına düşerken, göğsü aynı ritimle yükselip kalkıyordu. Gözlerim yastığa dağılmış saçlarıyla buluşunca parmak uçlarımın uyuşmasına engel olamadım. Bir kere daha dokunsam, suç olur muydu?

Kalbim henüz yapmasam da, yapma ihtimalim yüzünden daha da hızlı çarpıyordu şimdi. Onun kişisel alanına ondan habersiz girerek saygısızlık etmek istemiyordum ama, kendimi ona birazcık daha yaklaşmaktan alıkoyamadım. Arka tarafında kalan soluk sarı ışığın etkisinde gerçek olamayacak kadar güzel görünüyordu. Dudaklarına ne zaman baksam renk skalasında hemen bulduğum Rose Doré, şimdi Flesh Tint'e dönmüştü. Daha soluk, daha uçuk pembeydi.

Yoongi'ye aşıktım. Min Yoongi'ye tüm varlığımla çok feci aşıktım fakat tüm bu hissettiklerimi bir yana bıraktığımızda dahi, onun hayranıydım. Davranışlarına, kokusuna, ses tonuna, güçlü duruşuna, yürüyüşüne ve onu o yapan her şeye hayrandım. Varlığına hayrandım. İşte sırf bu yüzden sevgime karşılık veremese dahi onu sevmeye devam edeceğimden emindim. Birçok kez söylediği gibi, onu tanımıyordum çünkü buna izin vermiyordu fakat buna rağmen hissettiklerim boyumu aşmıştı. Bana, onu tanımaya başladığımda vazgeçeceğimi söylediğini anımsadığımda yüzüme bir gülümseme yerleşti. Adını koyamadığımız ilişkimizde Yoongi çoğu zaman doğru çıkarımlar yapmış olsa da, bu konuda yanılmıştı. Çünkü tanıdıkça, daha fazla aşık oluyordum.

Gözlerim, şimdi daha küçük görünen bedeninde ve yüzünde gezinirken nefesim dudaklarımdan titreyerek çıkmıştı. Şu anın gerçekliğini sorguluyordum çünkü inanmak zordu. Onunla aynı yatakta olmayı ve yanımda böyle huzurlu uyumasını kavrayamıyordum. Bu gecenin herhangi bir karesi olursa elimde, belki o zaman inanabilirdim. Saatlerdir ondan başka hiçbir şey görmeyen gözlerimi zorlukla üzerinden çekip odama çevirdiğimde, fotoğraf makinemi anında bulmuştum. Yapacak olduğum şeyle karnım kasılırken yeniden Yoongi'ye döndüm çünkü fotoğraf makinemi almak için önce kenetlenmiş ellerimizi ayırmam gerekiyordu.

Hiç istemiyordum. Çok uzun zamandır beklediğim şey Yoongi tarafından yapılmıştı ve bunu bozmak hiç mi hiç istemiyordum çünkü elini bıraktıktan sonra bir daha tutabileceğimi düşünmüyordum. Cesaret edemeyeceğim çok açıktı. Yine de, yanında uzanabiliyor olmakla yetinmek zor değildi benim açımdan. Bu yüzden, artık bir bütün haline gelmiş ellerimizi ayırmak adına hafifçe doğruldum. Fakat bu bir hataydı.

Bite the Bullet | yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin