II

226 22 1
                                    

28.06.2017

Bugün benimle arkadaş olmayı teklif eden gizemli bir yabancıyla buluşacaktım.  Ayrıca dünkü konuşmalarıyla oldukça ilgimi çektiği için biriyle görüşecek olmamdan beni şaşırtacak şekilde memnundum. Ve evet, gece telefonu kapattıktan sonra uyuyamamıştım.

Ne zaman hayatımda bir yeniliğe adım atsam midem yaşadığım stresten dolayı bulanırdı. O yüzden her an bir yerlere kusabilme potansiyeli taşıyordum. Ama kendimi tutmam gerekiyordu. Uras'ın üstüne kusup ilk günden her şeyi berbat etmek istemezdim.

Parka girdiğimde onu, aynı yerde oturmuş telefonuyla ilgilenirken gördüm. Tam o anda midem ile birlikte kalp atışlarımın ritmi de sanırım biraz kontrolden çıkmıştı. Artık daha fazla dayanamayıp az kalsın kendime göz devirecektim. "Bu kadar abartmaya gerek var mıydı cidden Mathilda?" diye kendime yakarıyordum içimden. Hiç de arkadaş edinmemiş biri değildim ne de olsa. Biraz daha sakin olabilirdim.

Derin bir nefes aldım, ona doğru yaklaştım.

Yanına oturduğumda geldiğimi fark edip telefonunu kapatmıştı. Çekik gözlerindeki ifadesiz bakışlarla gözlerime baktı, "Merhaba" dedi. Bende onun gibi sesimi ifadesiz tutmaya özen göstererek "Merhaba" diye karşılık vermiştim. Uras başka bir şey demeden önce gözlerini etrafta gezdirip derin bir nefes aldı. Ne hissettiğini anlamak zor olsa da canının sıkkın olduğunu bu sefer fark etmiştim sanırım.

"Biliyorum, işimi halledip seninle buluşacaktım ama Çağatay kendi kısmına düşen işi halledemediğinden şimdi onunla buluşmak zorundayım. Canın sıkılmazsa sen de gelebilirsin."

Çağatay denen çocuk kim hiçbir fikrim yoktu. Ne işleri var onu da bilmiyordum fakat bu buluşma için o kadar uykusuz kaldıktan, özenle giyinip makyaj yaptıktan sonra eve dönmeyi gerçekten düşünmüyordum.

"Tamam, sorun değil. Gelirim." dedikten sonra Uras ayaklandı. "Zaten yakınlarda bir kafede buluşacağız. Çağatay daha çıkmamıştır yola ama biz önceden gidelim istersen." Onu başımla onaylayıp ben de ayağa kalktım. Birlikte parkın çıkışına doğru ilerlemeye başladık. O sırada Uras'ın telefonu çalmıştı. O telefonla konuşurken bense karşıdan bize doğru gelen ve dik dik Uras ve bana bakan çocuğa bakıyordum. Yüzünde rahatsız edici bir gülüş vardı. Derdi ne diye merak ederken üstüme geldiğini fark ettim. Tam çekilecektim fakat bana çoktan omuz atmış, yere düşecekken belimden tutup buna engel olmuştu. Şaşkın şaşkın çocuğa bakıyordum. Çocuğun kollarından kurtulmaya çalışıp, "İnsan gibi yürüsene" diye söylenirken Uras bizi fark etmiş, telefonu kapatmıştı. Beni kolumdan yakalayıp sertçe çekti ve bu sayede o haz etmediğim çocuktan ayrılmış olmuştum. "İnsan gibi yürüsem nasıl tam düşecekken seni kollarıma alabilirdim?" demişti tuhaf gülümsemesini tekrar yüzüne yerleştirerek. Tam ona cevap verecektim ki Uras, "O kollarını senin bir yerlerine sokmadan siktir git bence" diyerek araya girdi. Şaşkınlıkla Uras'a bakıyordum. Neden bir anda bu kadar sert çıkıştığına anlam verememiştim. İçimden bir ses bir yerden tanıştıklarını söylüyordu. Sadece benim için bu kadar sinirlenmiş olamazdı ne de olsa. Çocuk beni haklı çıkarırcasına "Hayırdır kuzen? Yeni sevgilin mi yoksa? Baya sinirlendin" diyerek kahkaha attı. Kesinlikle ruh hastası falan olmalıydı.

"Senin gibi bir piçe sinirlenmem için yanımdakinin sevgilim olmasına gerek mi var?" demişti Uras. Her an çocuğun üstüne atlayıp ağzını burnunu kırma potansiyeli var gibi görünüyordu. Aralarından büyük bir mesele vardı sanırım.

"En son öyle olmuştu diye hatırlıyorum..." Birden bakışlarını bana çevirip dikkatle beni incelerken konuşmaya devam etti. "Yeni eğlencelere her zaman açığım kuzen biliyorsun." diye tamamlamıştı cümlesini. Uras birden çocuğun yakasını kavrayınca ne olduğunu şaşırıp Uras'ı tutmaya çalıştım. "Dur ne yapıyorsun?" diye bağırsam da Uras beni duymuyordu bile. "Eğer bana olan sikik takıntın yüzünden bir kişinin daha canını yakarsan senin belanı sikerim. Anladın mı?" Çocuk biraz daha keyiflendi. "Gayet iyi anladım kuzen." diyerek Uras'ın yakasını tutan elini sertçe ittirdi. Bana dönüp "Görüşürüz küçük kız" deyip sahte bir şirinlikle gülümsedikten sonra yanımızdan geçip gitmişti.

MelankoliWo Geschichten leben. Entdecke jetzt