3|"Değişen sensin."

4.7K 543 437
                                    

The Beatles- Here comes the sun

The Beatles- Here comes the sun

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

*Vahşi kalbimin suçu

Dışarı çıkmadan önce kıvırcık sarı saçları üzerine bıraktığı turuncu güneş gözlüğünü süzüyorum. Bilmiyorum ama içimde tuhaf bir his var. O gözlüğü daha önce hiçbir erkekte görmemiştim.

Önümde ilerlediği için yırtık kot pantolonun sardığı ince beli gözlerime çarpıyor. Gerçekten çok fazla ince. Esmer teni kısa sarı tişört yüzünden göz önündeyken dışarıdaki insanlar için iddialı olduğunu biliyorum. Bekliyorum , olacakları bekliyorum.

Arka bahçemizdeki bisikletleri koyduğumuz bakır demirliklerin yanına geldiğimizde eskimiş siyah bisikletimi inceliyorum. Binmeyeli çok uzun süre oldu . 3 ya da 4 yıl? Belki de 5? Artık araba sürmeyi tercih ediyorum. Bisiklet daha çok yorucu.

Siyah bisikletimin yanına kilitlenmiş turkuaz bir bisiklet görüyorum. Hiç görmedim daha önce. Sonra Jimin bisikletin yanına gidiyor,kilitlerini açmak için elini arka cebine attığında bende yanına varıyorum. Kısa süre kafasını kaldırıp bana bakıyor ama çok kısa,hemen çekiyor.

Hiç konuşmadık. Dün gece ki yılbaşı gecesinden beri hiç konuşmadık. Ne zaman patlayacağını merak ediyorum.

Ondan önce bisikletimi çektiğimde o hala kilit ile cebelleşiyor. Sırıtıyorum. Kırmızı parlak dudakları öne çıkmış ,ifadesi kasılıyor. Yanlış yere çevirdiğini söylesem mi diye düşünüyorum.

"Ters tarafa çeviriyorsun seni salak."

Duraksıyor . Nefesini verip dikkatle kilidi açıyor. Dudaklarından kısık bir ,"teşekkürler."duyuyorum. Yanıma geldiğinde ikimizde bisikletlere oturup yan yana duruyoruz. Onun beyaz sağ ayakkabısı benim siyah ayakkabımla çakışıyor.

Yüzüme bakıyor, bekliyor. Ellerimle ileriyi gösterip," önden buyur."diyorum. Nefes verip sürmeye başlıyor ve önüme geçmesine izin veriyorum.

Bir süre o önde,ben geride ilerliyoruz. Bu sırada bende azıcık yüzüme vuran havanın tadını çıkarıyorum. Gerçekten uzun süredir bisiklet sürmüyorum.

Dar kaldırımlı yoldan giderken ileride kwon ailesinin büyükbabasını görüyorum. Gözlerimi ona çevirmezken Jimin'e bakıyorum. Yüzüklerle dolu elini kaldırıp bağırıyor. "Merhaba bay Kwon!"

Büyükbaba Kwon kafasını kaldırıp baktığında bir süre duraksayıp Jimin'i süzdüğünde gözlerindeki rahatsız bakışları biliyorum ama yine de karşılık veriyor .Onun çok sevgili bahçesindeki elma ağaçlarının tepesinde gezip kitap okuyan Jimin olduğunu bilse, işte o zaman aşık tepkisini merak ediyorum.

"Sana da merhaba."

Jimin gülüyor. Nasıl sevindiğini görebiliyorum ama maalesef önündeki çıkık taşı göremiyor ve büyük bir zıplamaya maruz kalıyor. Gülmemek için dudaklarımı ıssırıyorum. Onunda acıyla inlediğini duyabiliyorum. Koltuğunda sert zıpladı ,acımış olmalı.Empati kurarsak ,Namjoon bana bir gün kendime gelmem için tamda Junior Yoonie'ye tekme attığında hissettiğim şeyler gözümün önüne geliyor.Namjoon bazen tam bir şerefsiz olabiliyor.

feminine | yoonminWhere stories live. Discover now