Aptal suprűz

315 26 4
                                    

Arabayla hiç bilmediğim ve galiba şehrin biraz dışında olan bi yola saptığımızı farkettim. hep bu aptal merakım ben düşünürken bilinç dışı konuşuyor 'nereye gidiyoruz. Bu yol nereye gidiyo'
dedim. okyanus kafasını bana tam olarak çevirip gülümsedi ama cevap vermedi, arkadakiler ise kikirdediler. Camı sonuna kadar açtım kafamı dışarı çıkarıp avazım çıktığı kadar bağırdım "yetişin komşular adam kaçırıyorlar yetişin imdaaat" okyanus tek eliyle beni geri çekti. O hızla okyanusun kucağına uçmaya az kala frenledim kendimi ve fren derken cidden ikimizin eli de ayni anda el frenindeymiş bi 30 saniye sonra çaktım tabi sonra herkes ayni anda gülmeye başladı arkama dönüp "gomik mi" derdim ama üşendim. Okyanuscuğum Benim kemerimi emin olmak için kahkaha ata ata kendi elleriyle taktı. ha ha çok komik. Uyuz.

Araba durduğunda sanki bi ormanın içinde ama geniş bi kır alanı olan kimsenin olmadığı manzara resimlerinin yanında halt ettiği bi yere geldiğimizi farkettim.  Bagajdan çıkardıklarımıza göre de piknik yapacaktık sadece bir yada iki poşet çıkarılmadı ve o posette bana farkettirmeden bagajın altına koydular.

Burası gerçekten muhteşem biyer aşık olabilirim ki asla aşka inanmam neyse ..                                         

Herşeyi hazırladık ve voleybol oynayalım diye atladı şeri, canımın içi yaa patlayacam sanmıştım sıkıntıdan.

Uzun süredir voleybol oynuyoduk bikaçı sıkıldık diyip arkamdaki kilimlere oturdular tabi ben göremiyorum hiçbirini. En son okyanus, ben, şeri ve Arın kaldık. Diğerleri herşeyi hazırladıklarını söylediler ve gelmemizi söylediler. Hep beraber topu bıraktık ve ben arkamı döndüğümde..

okyanus

güneşin doğum günü kutlaması için onu en sevdiğim yere getirdim fikir babası şerinin plan ise tamamen bana aitti. biz güneşi  oyalarken bizimkilere daha önceden küçük taşlara iple bağlanmış balonlardan yüzlerce koymalarını ve büyük pastasının üstünde 'iyi ki doğdun küçük skateci' yazdırtmıştım pastayı hazırlamalarını söyledim pastanın tam arkasında ise en büyük balon vardı üstünde paten kayarken çekilmiş fotografını şeri çekmiş bana verdi bende balona bastırdım ve kocaman balon yaptırdım herşey tamamdı artık büyük an gelmişti..

   7 YIL ÖNCE

-miniğim o burnunu yiyebiliyoz mu acaba 

-hayır ortadoğu ve balkanların en daş sıpası o burun olmazsa senin kokunu nasıl alıcam hiç düşündün mü ha, hiç düşün me sen zaten pis egoist seni. diyerek en güzel gülüşümü gösterdim aşkıma 

Teo da en iyi susturma yöntemi ile beni susturdu.

-Şimdi de hala egoist olduğumu mu düşünüyorsun karikatür komiği miniğim. dedi Teo ve burnuma küçük bi öpücük kondurdu.

-Beni öpmek egoistlikse evet :D dedim ve muzipce güldüm. kaçmaya başladım. Teo beni kovalamaya başladı evin içinde koşuştururken akşam olmuştu ve Teo benim gözlerimi bi göz bandıyla kapatıp bahçeye götürdü yerde küçük taşlara bağlı yüzlerce balon vardı hepsi rengarenk mat ve parlak yüzlerce balon vardı ve en ortada -masada üstünde ikimizin sarılırken çekilmiş fotoğrafı- olan bi pasta vardı. Asma güllerin arasında rengarenk ışıklar ve arka fonda ise grup84- kimseler görmesin kimseler bilmesin şarkısı çalıyordu. Beraber ritme ayak uydurarak dans etmeye başladık. Teo benim için bir havai fişek gösterisi hazırlamıştı ve patlatmak için pastanın arkasındaki havai fişeklerin yanına gitti ve ateşini yaktı fitilin alev almadağını sanıp iyice eğilmişti ve tekrar ateşi yaktı havai fişek üstünde patlamıştı. Ben ne olduğunu anlamaya çalışarak Teo nun yanına geldim ve ağlamaya başladım 

- Teo dayan kaslı Şam şeytanı sen çok güçlüsün bak ambulans hemen geliyo sakın uyuma olur mu bitanem çok iyi olucaksın tamam mı beni bırakma olurmu. diyerek ağlaya ağlaya sarıldım ona.

Ambulans geldi hastaneye gittik ve o ameliyattayken hayatını kaybettiğini söylemek için doktor geldi sadece öldüğünü ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. Kulaklarımda büyük bir uğultu oluştu hiçbirşey duymadım olduğum yere yığıldım. O gün bu gündür asla doğum günlerimi kutlamam. nefret ederim ve havai fişeklere karşı da fobim var.

Ağlayarak ormana doğru koşmaya başladı, arkasından koştum. Herkes onu aramaya başlamıştı.  koşmaktan yorulmuş ağacın altına çökmüş hala ağlayan cupcake i gördüm yanına koştum ve elinden tutup kendime yasladım sarıldım ve ağlamasına devam etmesini izledim sessiz sessiz ağlıyordu o ağlarken içim parçalanıyor daha sıkı sarılıyordum. Yüzünü avuçlarımın içine alıp kendime çevirdim 'anlatmak istermisin? seni dinleyebilirim rahatlarsın' dedim. o ise kafasını göğsüme yasladı sarıldı ve anlatmaya başladı...

Anlattıkları karşısında şoka uğramıştım neredeyse ağlayacak duruma gelmiştim. Demek o yüzden bu kadar duygusuz davranıyordu. Gerçekten çok kötü bi anısını hatırlatmış olduğumuzu ve onu üzdüğümüzü düşündüm ama bu doğum gününü kutlamamız için gerekli bi sebep değildi sadece onu mutlu etmek istemiştik.
'Ağlarken yağmur, gülerken cennette açan gökkuşağısın'

Ben Mi Odunum Sen Mi RomantiksinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin