"Kar yağarken kirlenen bir şeydi benim yüzüm
her sevinç nöbetinde kusmak sunuldu bana
gecenin anlamı tıkansın diye ıslık çalar
resimli bir kitaptan çalardım hayatımı"İsmet Özel
Bazı şeyleri kaldırmaya gücüm yoktu artık bu yüzden arkalarından içeri gitmek yerine bahçedeki bankta oturup her solukta yorgunluğumu geceye üfledim. İçimde her geçen gün biraz daha canımı yakmaya başlayan bir şey büyüyordu ve ben onun ne olduğunu maalesef biliyordum. Bugün hava oldukça rüzgarlıydı. Önümdeki yaprakları oradan oraya savuran yıkılmaz görünen ağaçları titreten fırtınanın bana da dokunup içimdeki bu yangını söndürmesini umuyordum ama o, ateşi söndüreceğine onu daha da körüklüyordu.
Havanın soğuk olup olmadığını bilmesem de içimdeki yangına rağmen yüreğimin titrediğini hissedebiliyordum. Uzun süredir bankta oturuyordum. Gözlerim yorgunluktan kapanıp duruyordu, daha fazla bu çaresizliğe dayanamayacağımı anlayınca uyuduklarını umarak kalkıp içeri geçtim. İçeri geçince ışıkların kapalı oluşundan çocuksu bir sevinç duydum, Hanna'yı görmeyecek olmak beni mutlu etmişti. O günden sonra bu ilk karşılaşmamız olacaktı ve ben biliyordum ki kokteyllerini mahvettiğim için şu an bana büyük bir öfke duyuyordu.
Onun iğnelemelerini duymak istemiyordum. Sessizce yukarı çıkıp ışığı yakmadan üstümü değiştirerek hemen yatağa geçtim. Bir an önce uyuyup birazdan zihnime üşüşecek olan tuhaf düşüncelerden elimden geldiğince kendimi uzak tutmak istiyordum. Garip bir şekilde bu isteğim hemen yerine gelmiş ve ben anlamadan uyku perisi gelip gözlerimden öpmüştü.
Hanna'yı görmemek için bütün gün odamda kalmaya bile razıydım ama sabah Bayan Ming gelip de Taehyung ve Hanna'nın çıktığını söyleyince hemen elimi yüzümü yıkayıp merdivenlerin basamaklarını atlaya atlaya aşağı indim. Kendime anlam veremiyordum bir yanım nedensiz bir hüzne bulanmışken diğer yanım ise garip bir sevincin arkasından koşturup duruyordu. Mutfağa gidip kendime bir elma aldım ve koltuğa oturup bacaklarımı Taehyung gibi sehpaya uzatarak büyük bir zevkle elimdeki elmayı dişledim.
Bayan Ming benim bu rahatlığıma gülümseyip "Jeongguk biliyor musun, Taehyung'a benziyorsun." dedi ancak sonra bunun hatalı bir tespit olduğunu göstermek için başını olumsuz anlamda sallayıp "Hayır, hayır daha doğrusu onun eski haline benziyorsun." dedi.
Ben Bayan Ming'in Taehyung'u bu kadar uzun süredir tanıdığını bilmiyordum. Merakımı dindirmek için "Ne zamandan beridir Taehyung için çalışıyorsunuz?" dedim.
" Taehyung elimde büyüdü diyebilirim. Ben aslında uzun yıllar Kim ailesinin yanında çalıştım fakat sonra Taehyung evden ayrılınca hanımefendi aklının oğlunda kalmaması için benim onun yanında çalışmamın daha doğru olduğunu söyledi." Bir yandan elmamı ısırıp bir yandan da Bayan Ming'i büyük bir merak ve ilgiyle dinliyordum.
"Taehyung eskiden nasıldı ki, neden bana benzediğini söylediniz?"
"O da pervasız ve umursamaz biriydi. Belki inanmayacaksın ama onun da evden kahkahaları hiç eksik olmazdı. Bay Kim'i gördün mü bilmiyorum fakat oldukça otoriter biridir, yine de Taehyung üzerinde bu otoritesi pek de işe yaramazdı. Taehyung edebiyatı severdi ancak babası bunun boş bir uğraş olduğunu söyleyip onu ekonomi okumaya zorladı. Başta Taehyung bunu kabul etmese de sonradan bu baskıya dayanamayıp babasının isteğini yerine getirerek önce ekonomi okudu sonra da babasını ikna edip çok sevdiği edebiyata başladı ama sonra ne olduysa okulu yarıda bıraktı. Taehyung hırslı biridir, bunu zaten sen de anlamışsındır. Okurken şirketin başına geçip köklü değişiklikler yaptı ve şirketi kısa bir sürede büyüttü. Belki insanlar onun buralara kolay geldiğini düşünebilir ama bunun böyle olmadığının en yakın şahitlerinden biriyim. Onun uykusuzluktan yürüyemeyecek duruma geldiği zamanlar bile oldu fakat yine de o asla pes etmedi. Zaman ve etrafımızdaki insanlar bizi değiştiriyor Jeongguk. O da değişti ve bu değişimi özellikle üniversitenin son senesi daha da hissedilir bir duruma geldi. İşlerden dolayı mı yoksa başka bir sebepten ötürü mü bilmiyorum fakat bir gün Taehyung eve kahkahalarla gülerek geldi ve bir hafta boyunca odasından hiç çıkmadı. O günden sonra onu uzun süre bir daha gülerken hiç görmedim. O süreçte bütün arkadaşlarından uzaklaştı, eski güler yüzlü Taehyung'un yerine ise daha katı ve gülümsemekten kaçınan bir Taehyung geldi. O zamanlar yanında hep Namjoon vardı. Gerçi Taehyung onu da yanında istemedi ama o yine de bıkıp usanmadan her gün gelip onun yanında oluyordu. Taehyung kendini toparladı toparlamasına ancak aynı zamanda çok da değişti. Bugünlerde onu yeniden güldüğünü görmek beni ne kadar mutlu ediyor sana anlatamam ve bunun nedeninin nedense sen olduğunu düşünüyorum. Eminim Taehyung da sana bakarken benim gibi eski halini hatırlıyordur ve kim bilir belki o da sana bakarak bir nevi kendine olan özlemini dindiriyordur."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
between us // taekook
Fanfiction"Bana karşı acımasızsın Taehyung, merhametinde bile bir acımasızlık var." Bu hikayenin yazarı 'eraworld' olup, hikaye ile ilgili tüm haklar kendisine aittir.