2. BÖLÜM

2.1K 211 25
                                    

 Bir sonraki sabah, Sehun uyandığında yattığı garip pozisyon yüzünden hala yorgun hissediyordu. Boynuna ve kollarına giren krampları umursamadan ayağa kalktı. Banyoya doğru yürüdü. Aynada kendini inceledi.

“Onun adına büyük bir hataydı.”

Tişörtünü sıyırdı ve tamamen yağ fışkıran vücuda baktığında dehşete düşmüştü. Çocuk neredeyse kusacaktı.

‘Hyung, bu yüzden beni istemiyor.’

‘Sonunda fark ettin ha! Ne kadar şişko olduğunu gördün mü? Ne kadarda çirkinsin değil mi? Luhan şişko ve çirkin Sehun’a sahip olmak istemez değil mi?’ kafasının içindeki ses ona hem gülüyor hem de alay ediyordu.

Sehun gözleri dolarken hemen tartıyı alıp üzerine çıktı.

62 Kg

“Ah Siktir! Çok fazla! Yeterince zayıf değilim!”

Sehun panik yapmaya başladı, sonunda kusurlarının ve iğrençliğinin sebebini bulmuştu.

Nedeni ise gayet açıktı: Kardeşinin ondan nefret etmesiydi.

‘Vücudundaki yağları gördün mü? İşte bu yüzden Luhan senden iğreniyor! Yemek yeme! Zayıflamak zorundasın!’

Aynaya yumruğunu geçirmeden önce çığlık atmıştı Sehun. Kırılan aynanın parçaları parmaklarına ve bileğine battığında tıslayarak elini geri çekti. Fakat onu korkutan tek şey;

Acı iyi hissettirmişti.Çok doğru, bu ‘gerçekten’ iyi hissettirmişti.

Sanki olması gereken buymuş gibi, bütün bunları hak etmiş gibi.

‘Lanet olsun kimi kandırıyorsun sen? Elbette hak ettin seni şişko, çirkin bok!’  Ses Sehun’un beynini kemirmeye devam ederken, kendini daha fazla tutamayarak yere çöktü.

Bir anda beynindeki sesi başka bir ses bölmüştü ki- Sehun sağır olsa bile tanıyabileceği bir sesti.

“Sehun, ne sikim işler çeviriyorsun orada?” abisinin öfkeli sesi kulaklarına dolduğunda kekelemeye başladı.

“H-hiç Hyung. E-endişelenme,B-birazdan dışarıda olacağım.”

Titrediği için kendine tokat attı Sehun. 

Kapı birden çarpılarak açıldığında çocuk ciyaklamıştı. Kapıda Luhan’ın öfke kusan yüzünü gördüğünde dejavu gibi hissetmişti.

Yaşlı ve kızgın gözler , kardeşinin elinden gelen kan yüzünden olmuşmuş havuzu gördüğünde korkuya bürünmüştü.

FLASHBACK

“Omma, bak yağmur yağıyor! Sehunnie’yi almaya gidemez miyiz? Hasta olmasını istemiyorum. ”  14 yaşındaki Luhan, bardaktan boşanırcasına yağan yağmuru izlerken sızlanmıştı.

Ji Eun iç çekti ve oğluna gülümseyerek baktı.

“Onu gerçekten çok önemsiyorsun değil mi ?” Bayanın sesi soru sormaktan çok bazı şeyleri açıklıyor gibiydi.

“Mmm..” Luhan kafasını salladı ve dışarı bakmaya devam etti.

Ji Eun kıkırdadı ve oğlunun kafasını okşadı.

“Pekâlâ, kardeşini almaya gideceğiz ancak babanın hazırlanmasına izin ver tatlım.”

Luhan kafasını çevirdi, annesinin odadan çıkışını izledi.

5 dakika sonra arabaya bindiler. Hızla yağan yağmurda dikkatlice gidiyorlardı ancak ters yöne sapan kamyonu görememişlerdi.

Luhan darbeyi almadan önce annesinin acı çığlığını duydu.

Ve ardından her şey siyaha gömüldü.

--------------

Çocuk uyandığında onlara doğru yaklaşan sirenleri duyabiliyordu. Kafasını çevirdiğinde ailesinin ve kendi kanından oluşmuş kan havuzunda oturduğunu gördüğünde çok olmuştu.

Elini kaldırdığında avucundaki derin kesikten kan aktığını gördü.  Dolan gözlerini avucundan uzaklaştırdı ve ailesine baktı.

Çok durgun görünüyorlardı.

Hareketsizlerdi.

Ölmüşlerdi.

Luhan çığlık atmaya çalıştı ancak çıkan tek ses homurdanmaydı.Nazik eller, onu transtan ve oturduğu kanlı yerden çekip çıkardı.Her şey tekrar siyaha gömülmeden önce ambulansta ağladığını ve hemşirenin ona sevimli gözleriyle baktığını hatırlıyordu.

 END OF FLASHBACK

Luhan, aklına gelen anıyla sessizce acı dolu bir inleme bıraktı.

“Hyung…” Luhan sinirlendi ve yerde elleri kana bulanmış çocuğa baktı.

Kardeşinin ona seslenmesini duyan Luhan içini kaplayan dominant hisle kardeşine hırladı ve eline vurdu.

“Hemen bu pisliği temizle, seni lanet ibne!” Kelimeler Luhan’ın ağzından kontrolsüzce çıkmıştı.

“Hyung! Özür dilerim, Üzgünüm!”  Sehun’un umutsuzca yalvarışları Luhan’ın kulağını doldururken, genç olanın neden özür dilediğini bile bilmiyordu.

“Senin lanet olasıca özürlerini istemiyorum! Hemen temizle bu boku!”

Sehun’un uzattığı el yavaşça düşerken bakışlarını yere çevirdi.

Luhan kendini banyodan dışarı atar atmaz sırtını duvara dayadı. Kardeşinin hıçkırıklarını duyduğunda kalbinin sıkıştığını hissetti.

“Zavallı sefil!” Luhan kendi kendine fısıldadı ve odasına gitti.

I'm Only His BrotherHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin