Yolumuz Yol Değil Gibi

1.7K 119 124
                                    




Ömer hala sert bir şekilde bana bakıyorken yavaş yavaş kollarımı Boran'dan çektim.  Boran ise önce merakla gözlerle bana baktı sonra da başını arkaya çevirdi. Ömer ile göz göze geldiler. İşte her şey o an da gelişti.O kadar hızlı oldu ki ne olduğunu zar zor idrak ettim.  Kendimi X-men filmde Quicksilver sahnesinde gibi hissediyordum.  Ömer ani bir hareketle banka doğru geldi ve Boran'ın yüzüne bir tane yumruk attı. Korkuyla yerimden sıçradığımda Boran yerdeydi Ömer ise ona birkaç tane daha geçirdi.

Böyle bir durumda Türk dizilerindeki kızlar gibi "ahahğahağğ" diyerek ağlamaya başlamam ve "bırağğkk onuuuu!" diye bağırmam gerekirdi. Ama ben sadece korkarak onu izliyordum. Birkaç saniye sonra Boran da zar zor ellerini kaldırdı, o  da Ömer'e sert sayılabilecek bir yumruk attı. Şimdi gerçekten kavga ediyorlardı. Günaydın geri zekalı.

Bir şey yapmam gerekiyormuş gibi ayağa kalkıp Ömer'i çekiştirmeye başladım. "Aptal napıyorsun!" diye bağırdığım. Ömer'i biraz daha çektiğimde Boran da fırsatı bilip kalktı ve bizden birkaç adım uzaklaştı.

İkisinin de ağzı burnu kanıyordu. Ömer'in kafasına bana doğru çevirdim. O ise beni çok önemsemeden Boran'ın yanına gitti.

"Senin amacın ne?" diye bağırdı. Boran ise gözlerini kaçırıp alayla güldü. "Sadece aydınlatmak. Asu'ya her şeyi söyledim Ömer. Eğer yalanlamaya kalkarsan diye de bir sürü kanıtım var. Bu sefer sıçtın oğlum. " diyerek güldü tekrar. Ömer ise tepkisini Boran'ı denize atmakla gösterdi. Çocuk denize plastik şişe atar gibi bir insanı attı. Arkadaşlar, ben bir miktar korktum.

"Napıyorsun?" diye bağırdım "İçine bir şey mi kaçtı senin?" dedim. Kesinlikle çok mantıklı bir soru.

Yüzüme sadece bakmakla yetindi. Yere çöktüm, Nihal'in, merdivenlere çöküp ağladığı sahnedeki gibi ben de ağlamaya başladım. Noluyor lan, gerizekalı ne ağlıyon, dedi içimdeki Mahmutella. Ben de sümüklerimi çeke çeke kafamı kaldırdım. Umarım Serenay Sarıkaya'nın sümüğünden sonra en ünlü sümük benimkisi olmaz. Şu an ne diyorum? Bilmiyorum.

"Ömer," dedim kısık sesle.

Kesik kesik nefesler alarak yanıma oturdu ve sarıldı bana. Ben de onu ittim,cevaplanması gereken sorular vardı.

"Eylem'e ne oldu? Boran doğru mu söylüyor Ömer?"

Ağlamaya başladı, onu hızla sarstım. Korkuyla ona bakıyordum, o da gökyüzüne. Vahiy mi bekliyorsun gerizekalı, dedi iç sesim Mahmut.

Sonra bakışları yere indirdi. " Tamamen benim suçum değil," dedi sessizce. "Ama keşke bir korkak olmasaydım." Tekrar ağlamaya başladı. Başını kaldırıp yalvaran gözlerle bana baktı. "Ben bınu sana söyleyemem, bende o cesaret yok. Sen bir korkağa aşık oldun. Ben korkusundan aşık olduğu kızın intiharına sebep olan bir korkağım!"

Ona bir tokat attım. "Ya şu an anlatırsın ya da bir daha beni göremezsin," dedim kendimden emim bir şekilde. Çaresizce bana baktı, "Ya görmek istemiyorsam?" dediğinde biri kafamdan aşağı kezzap atmış gibi hissettim. Ruhum yanıyordu. Bunlar benim söyleyemeyeceğim kadar acıklı cümleler dostlarım, durumun kötülüğünü anlamışsınızdır.

Adım sesleri dibimize kadar geldiğinde kafamı kaldırdım Boran gelmişti.

"Her şeyi tam anlatmadın," dedi Ömer öfkeyle ayağa kalkarken. "Ben suçluyum da sen masum musun tamamen? Asude'ye anlattın mı her şeyi; iki dakikalık zevk için bir insanın ölmesine sebep olan bir şerefsizsin sen!"

Boran alay ve sinirle güldü, "Sen de sırf korkaklığından bu şerefsize sevdiği kızın çıplak fotoğraflarını veren bir zavallısın!"

Anonimim Olur Musun? || TextingWhere stories live. Discover now