12.Bölüm

156 15 5
                                    

Yürek mi yakıyordu bedeni.
Yoksa beden mi yüreği...

~~~~~

Avucundaki sızı kollarından bedenine geçiyordu, neden her hali bukadar acıydı bu sevda denen duygunun.
Cam kenarında yaktığı mumu izliyordu, kendini görüyordu, onun gibi hissediyordu,  biraz önce sağlam olan muma ateş değmiş yakıyor ve eritiyordu, kendiside iyiydi, sevda değdi yanmış ve eriyordu sevdanın ateşinde.

Uzun zamandır gelmediği beklemediği, izlemediği cama kaldırdı bakışlarını, kalbi kendisine yine ihanet edip hızla çarparken gözleride aynı görevi üstlenmiş yanıyordu. 

Ordaydı işte, kalbinin sahibi gözlerinin meskeni, yaralarına sebep adam karşısındaydı. Ayırmadı bu kez bakışlarını içindeki ateş ile baktı, o ateş onuda kavursun istedi, kendi yüreğini nasıl yakıyorsa onu görsün istedi.

Ahmed sevdiğinin bakışlarının kendine kalkması ile yüreğine bayram gelmiş gibi hissetti, içine düştüğü duygular neredeyse kanatlanmasını sağlayacaktı, üstelik bakıyordu ve bakıyordu, çekmiyordu güzel gözlerini, kaçırmıyor saklamıyordu. Yüzüne düşen gülümsemeyi engelleyemedi Ahmet.
Sevdiği başını pencerenin pervazına dayadı lakin hâlâ kendisine bakıyordu ve çok farklı bakıyordu, mum ışığının izin verdiğince izledi Ahmed uzaktan, inceledi güzel yüzünü, sevdiğinin bir elini kaldırıp yüzüne siler gibi sürmesini izledi.

Oda neydi, ağlıyor gibiydi, elindeki sargı dikkatini çekti bu kez genç adamın, ne olmuştu narin ellerine.
Yerinden dikleşip mumunu söndürdükten snra perdesini çeken sevdiği ile gecenin tüm karanlığı sarmıştı sanki gencin etrafini.
Gece birden nasıl bukadar kararmıştı.

Ağlıyormuydu, neden öyle görünüyordu, öyle donuk.

Düşünceler içinde döndü yatağına genç adam, uykusunu kaçıran ayrıntılar tekrar tekrar gözlerinde canlanıyordu, çözmek istiyordu.

~~~~~

2 Hafta sonra...

Ethem Bey heycanla kapıda bekliyordu, heyecan hisseden birtek kendisiydi. Karısı oğlunun istemediğini biliyor ve bu görücülüğü istemiyordu, kızı abisinin gönlündekini biliyor ve üzülüyordu.
Ahmed ise çok daha kırgındı, bir türlü babası ile baş edememişti, bir kez söz ağızdan çıkmış gidip göreceğiz demişti.
Ayip olmasın diye gelmişti lakin kızı begenmeyeceğini zaten biliyordu onun gönlünün sahibi vardi başkası haramdı. Açılan ev kapısı ile onları isteyecekleri genç kız karşılamıştı zoraki bir gülümseme ile.

Ethem bey ailesi birlikte gururla girdi içeri, Büsrayı hep beğenmişti, şimdide oğluna isteyecekti,

Seyfullah bey ile sohbetlere dalan Ethem beyi gelen kahveler çıkardı.
Büşra gözleri dolmuş huzursuzca dağıtıyordu kahveleri, gözünden bunu kaçırmayan Ahmed sebebini merak etmişti, belki oda bu evliliğe zorlanıyordu kendisi gibi. Kahveler içildikten sonra, Ethem bey yerinden diklenerek girdi konuya.

"Buraya niçin geldiğimizi bilirsin Seyfullah, Allah'ın emri Peygamber'in kavli ile kızın Büşrayı oğlum Ahmed'e isterim" dedi.

Seyfullah geldikleri sebebi biliyodu tabiki, Ethem'ide Ahmed'ide çok severdi, lâkin kızını daha çok severdi, Ethem geleceğiz dediğinde bunu gelip ailesi ile paylaşmıştı, kızı pek gönüllü değil gibiydi, yinede babasına bırakmıştı, lakin kendiside dostunu kapıdan çevirmek istemiyordu.

"Seni de oğlunuda çok severim bilirsin Ethem, ben bu konuyu ailem ile konuştum, ama isterim ki Ahmed ve Büşra bir konuşsunlar, eğerki anlaşırlarsa bizde adını koyarız " dedi Seyfullah bey.

Gizlenmiş DuygularWhere stories live. Discover now