CROSS KARDEŞLER 2. KİTAP- MADAM BLACK

Bölüm 14

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... BOL KEYİFLER...

Nikolai, derin bir nefes alıp kendisini malikâneye attı. Milagros Cross gerçekten de çok yorucu bir kadındı. Onunla başa çıkmak için biraz fazla yaşlıydı. Daha önce dikkatini hiç çekmemiş, serseri diye bilenen bir insanın birden bu kadar göze batmaya başlaması çok enteresandı.

Elini saçlarının içinden geçirdi ve merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı. Ancak bir an sonra dalgınlığından sıyrıldı ve ne yaptığının farkına vardı. Normalde bu yorgunlukla odasına gitmesi gerekiyordu. Yani alt kata... Ancak farkında olmadan Alexa'nın odasına doğru gitmeye başlamıştı.

Merdivenlerin ortasında bir süre durdu. Alexa'nın yörüngesine tekrar girdikten sonra onun çekiminden uzak durmak mümkün olmuyordu gerçekten de. Genç adam elinde olmadan gülümsedi ve yukarı çıkmaya devam etti.

Çalışma odasının kapısı kapalıydı ve saat sabaha doğruydu. Güneş ışıkları yükselmeye başlamıştı. Belki de gidip yatmıştı. Gerçi çok yorucu günler geçirmişlerdi. Muhtemelen bugün yatsalar Nikolai iki gün hiç kıpırdamadan uyurdu. En azından öyle hissediyordu.

Yine de onunda kendisi gibi hala ayakta olduğunu hissedebiliyordu. Kapının arkasındaydı ve onu bekliyordu. Genç adam kapıyı çalmadan içeri girdi ve tıpkı düşündüğü gibi orada olduğunu gördü.

Gerçekten de yorgun görünüyordu. Pencereden yansıyan güneş ışıkları arkasından onun daha da parlamasına neden olmuştu. Karanlıklar içindeki bir kadının bu kadar ışık saçabilmesi gerçekten de sadece Alexa'ya özgü bir şey olabilirdi ancak.

Gözlerinin altı uykusuzluktan kararmıştı ve rengi yorgunlukla soluktu. Sanki birkaç gün içinde daha da yaşlanmıştı. Hoş bu konuda Nikolai'de onunla yarışır bir haldeydi. Yine de Alexa güzelliğinden zerre kadar kaybetmiyordu. Hatta daha da güzelleşiyordu.

Erkek dikkatli bir şekilde kapıyı arkasından kapattı ve onun karşısında durup kollarını göğsünde birleştirdi. Genç kadın masanın üzerinde durmuş kalçasını masaya yaslamış ona bakıyordu. İkisi de sessizce birkaç saniye birbirlerine baktılar.

"Kardeşlerinle aile toplantısı yaptığını fark ettim" dedi Nikolai sakince.

"Milagros ile bira seansı yaptığınızı fark ettim" diye cevap verdi Alexa sakin bir şekilde.

Nikolai elinde olmadan gözlerini devirdi. O kadının adını duymak bile tüylerini diken diken etmeye yetiyordu. Milagros Cross hakkında konuşmak isteyeceği son şeydi. Genç adam yavaşça kadına doğru yaklaştı. "Kardeşin her zamanki gibi oyun oynuyordu" dedi. Birden bire sanki oda havasızlaşmıştı. Buna rağmen her ikisi de derin ve hızlı soluyorlardı.

Nikolai nazikçe kadının yanağına dokundu ve sonra gözlerinin önüne düşen bir tutam perçemi kulağının arkasına itti. O kadar ufak dokunuşlardı ki bunlar Alexa'nın açlığını dindirmek şöyle dursun onu daha da çok acıktırıyordu.

Genç kadın ani bir hareketle öne atıldı ve erkeğin dudaklarına yapıştı. Nikolai anında onu sıkıca sardı. Öpücükleri nazik ya da masum değildi. Tamamen açtı. Birbirlerine doymaya çalışır gibi delice bir öpüşmeydi bu.

Nikolai, genç kadının üzerindeki elbiseyi yukarı doğru sıyırdı. Bir an kadına baktı. İşte âşık olduğu kadın oradaydı. Yeniden kollarının arasındaydı. Doğrusu onu sevdiği kadar ondan korkuyordu da. Ancak bunun hiçbir şeye engel olmasına izin vermeyecekti. Bir daha aynı hataya düşmeyecekti.