"DÜŞMAN PUSUSU" B-20

7.9K 1.1K 188
                                    


KEYİFLİ OKUMALAR!

BOL YORUM GÖRMEK İSTİYORUM!

***

SARP.

"Alkım haber geldi mi?" Sinirle nefes verip sabır diler gibi tavana doğru bakan Alkım, bende gülme isteği uyandırdı. "Gözlerin kayacak Alkımcığım," dediğimde ise gözlerine inanamıyormuş gibi baktı.

"Melih mi kaçtı lan senin içine?" demesi ile ona doğru sırıttım. "Eh kardeşim oluyor kendisi." Bana gözlerini deviren Alkım bilgisayara bakarken kendi kendine söylenmeyi de ihmal etmedi. "Anasını satayım sabahın dördünde beni buraya getirttiği yetmiyor birde alınırım diyor!"

Aldığım kahvelerden birini ona verip işini bitirmesini bekledim sabırsızca. Saatime baktığımda altı buçuk olmuştu çoktan. Evdekiler sekizde uyandıklarından saat sekiz olmadan evde olmalıydım. "Hallettim," diyen Alkım'ın omzuna yumruk atıp "Sağ ol,"dedim. Ekrandaki koordinatlara bakıp not aldım. Alya önemli olduğunu söylediği bilgileri oraya bırakacaktı.

Ayağa kalkıp eve gitmek için eşyaları topladım. Alkım da yanımda gelirken "Ne yaptığını hâlâ anlamadım Sarp,"dedi. Yaktığım sigaranın dumanını üflerken kafamdaki planları çeviriyordum. "Boş ver kardeşim, sen ağzını tut yeter."

Kafasını sallayıp "Öyle olsun bakalım," dedi. Otoparka geldiğimiz de el sıkışıp kendi arabalarımıza bindik. Hiç hız kaybetmeden kısa yollardan eve doğru yol aldım. Saat yediyi geçmişti ki eve gelmiştim. Korumaları tembihleyip hiç ses çıkarmadan eve girip odama doğru çıkmaya başladım. Odaların olduğu kata çıkmış kendi odamın kapısını açıyordum ki bir kapı sesi ardından da Bora'nın "Nereye?" dediğini duydum. Ellerim gerilirken çaktırmadan kafamı çevirip yan tarafımda ki kapıya baktım.

"Hiç odama geçiyorum," diye kestirmek istemiştim ki gözlerini kıstı. "Nereden geliyorsun ki sen?" Dedi bu sefer. Zeki olduğu kadar kurnaz olan Bora'nın gözünden kaçmıyordu bir şeyler çevirdiğim. Hızla kendimi topladım. "Bir yerden geldiğim yok lan, erken uyandım aşağıda sigara içiyordum telefonum lazım oldu onu almaya geldim. Hayırdır ne bu sorgu sual?" Önce kaşlarını çattı ardından omuz silkip yüzünü buruşturdu. "Ne sorgulayacağım lan? Az önce Korhan amca sordu seni, ondan dedim."

İşte bu ilginçti.

"Tamam, ben amcamın yanına giderim," deyip odaya girecektim ki Bora'nın sorduğu soru ile duraksadım. "Ne çeviriyorsun sen?" diye sorduğunda gözlerimi devirdim. Adamın sezmediği bir şey yok yemine ederim. Bir gözünü kırparak kapı pervazına yaslandı. "Paranoyaklaştın mı sen bu aralar?" Ne dediğinden bir şey anlamıyormuş gibi davrandığım da benimle dalga geçer gibi güldü.

"O yüzden mi Alya'yı kimsenin bilmesini istemediğin bir yere gizli göreve gönderdin?"

Gözlerim sonuna kadar açılırken başkası duymuş mudur diye etrafa bakıp Bora'nın üzerine atladığım gibi odasına soktum onu. "Saçmalama yok öyle bir şey! Ulaş duyacak başıma bela olacak," dedim tüm sinirimle. Ulaş ve Alya amansız bir aşkın pençesinde yaşıyorlardı. Alya ne kadar kendinden ödün verse de Ulaş bir o kadar aptallık ediyordu ve bir türlü birlikte olamıyorlardı.

Tam o sırada tiz bir ağlama sesi gelince Bora anında ciddileşti. "Bu da ne?" diye sorduğumda gözleri balkona kaydı. Sakin adımlarla balkona çıktığımda Dolunay ve Kübra'nın sesleri çok net duyuluyordu. Dolunay'ın burnunu çekerek ağlayışı ciğerimi dağlamıştı. Derin nefes alarak yan tarafa yanaştım.

O sırada Bora'ya dönüp "Sen benim kardeşimi mi dinliyorsun böyle gizli gizli lan?!" demeden edemedim. İnanamıyormuş gibi bakıp "Kes saçmalamayı, ben dilemiyorum onun sesi buraya geliyor," dedi sanki çok farklıymış gibi. Fısıltı gibi konuşmamıza son vererek içeriye odaklandım bende bir kereliğe mahsus.

Gece YarısıWhere stories live. Discover now