Güçlü olmaktan yoruldum

2.6K 193 258
                                    


Mekana vardığımda Taehyung'un hala bir müşteriye servis yaptığını gördüm. Dükkanın kapatılması lazımdı, bu adam burada ne halt ediyordu?

Sakinleşmeye çalışarak Taehyung'un neşeyle konuştuğu adamın yanına ilerledim.
"Saatin farkında mısın?"

Adam sorduğum soruyla bakışlarını bana çevirdi.

"Hep bu saatte gelirim... bir sorun mu var?"

Hep bu saatte gelirmiş. Rahata bak, sinirli bakışlarımı Taehyung'a çevirdim. Masum bakışlarıyla bizi izliyordu. Kolundan tutup kahve tezgahının arkasına çekiştirdim.

"Bu adam buraya geldiği zaman beni arayacaksın. Anlaşıldı mı?
Şaşkınca bana bakıyordu.

"N-neden?"
Ne demek neden? Bilerek mi yapıyordu bu?

"O adamla yalnız kalamazsın Taehyung."

Başını aşağı eğip ellerini önünde birleştirdi.

"Ama Hoseok iyi biri..."

Yumuruklarımı sıktım. Sabır ver Tanrım sabır!

"İki gündür tanıdığın adam adıyla mı hitap ediyorsun? Bu ne samimiyet!"

Sonlara doğru sesimi yükseltmiştim. Kafasını kaldırıp kaşlarını çattı.
"Seni de iki gündür tanıyorum. Yani bana kiminle samimi olup olmayacağımı söyleyemezsin."

Kaşlarımı kaldırıp suratıma alaycı bir gülümseme yerleştirdim.
"Söyleyemem öyle mi?"

Hala aynı ifadeyle bana bakmaya devam ediyordu. Yüzümdeki alaycı ifadeyi silip sert ifademi yerleştirdim. Kolunu kavrayıp kendime çektim. Gözlerini sonuna kadar açmış bana bakıyordu.

"Hayatındaki tek erkek benim ve ben olacağım anladın mı beni?"

Yutkunup kafasını aşağı yukarı salladı. Sert ifademi slip gülümserken kolunu bıraktım.

"Güzel... şimdi şu gece sapığının icabına bakalım."

Yanından keçip Hoseok denen adamın yanına ilerlediğimde, arkamdan geliyordu.

"Kalk git artık at kılıklı! Bir dahada buraya geleyim deme!

Yüzünde alaycı bir gülümseme yerelştirerek, beni yukardan aşağıya süzdü.

"Kim oluyorsunda beni kova bileceğini sanıyorsun?"

Söylediklerine bir kahkaha patlattığımda, ikiside şaşkınca bana bakıyordu.
Birden Hoseok'un yakasına yapıştığımda , Taehyung da kolumdan tutmuş beni çekiştiriyordu.

"Jungkook lütfen... lütfen bırak"

Hoseok'un yakasını daha sıkı kavrayıp kulağına yaklaştım..

"Benim olana yaklaşma... yoksa canını alırım"

Hoseok'un yakasını bıraktım ve Taehyung'un belinden tutup kendime yapıştırdım. Yapıtğım haraketle, alışkın olduğum şaşkın bakışlarını atdı bana. Tekrar Hoseok'a döndüğümde, şaşkın ifadesiyle ben ve Taehyung'a bakıyordu.

"Git artık!"

Bağırdığımda kendine geldi.
Masanın üstüne parayı koyup Taehyung'a baktı. 'Gel beni öldür diyordu' resmen
Taehyung'u arkama çekip , Hoseok'a baktım.

"Artık siktir olup git, yoksa olacaklara karışmam"

Sinirli ifadesiyle bana bakmış ve kapıyı çarpıp çıkmıştı.
Zaferle gülümseyip Taehyung'a döndüğümde, masanın üzerinde kalan tabakları topluyordu.
Uzanıp tabakları elinden aldım. Kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu, bu ifadesiyle şirin bir kediye benziyordu.

Coffee | TaekookNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ