Taehyung
"Jungkookie!" yatakta oturup gözlerimi ovuştururken bağırmıştım. Saat biri geçiyordu ve kimse beni uyandırmamıştı, üstelik yanımda Jungkook'ta yoktu.
Biraz daha seslendiğimde yanıma gelmeyince yataktan kalkmış ve banyoya girip elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçalamıştım. Fazla uyuduğum için açılamıyordum. Sanırım bir duş iyi gelebilirdi. Üzerimdekileri çıkarıp kirli sepetine attım ve suyu ayarladıktan sonra altına girip yıkanmaya başladım.
Yüzüme gelen su yüzünden gözlerimi açamamış ve uzandığım şampuanın ayağıma düşmesine sebep olmuştum. "Ahhh anneciğim" diye bağırıp
Sızlandığımda banyo kapısı aniden
açılmıştı. "Taehyung iyi misin?" Jungkook duş kabininin kapısını açmış ve endişeli ifadesiyle suratıma bakmıştı.
"İyiyim yok bir şeyim" Şampuanı
kafama doküp iyice yedirdiğimde uçuşan köpüklere kıkırdayıp Jungkook'un suratına üflemiştim. Yüzüne gelen köpüklere gülerken tişörtünü ve eşofmanını çıkartıp duş kabininin içine girmişti. "Beni de yıka" dediğinde onu da suyun altına çekip ıslanmasını sağlamış ve kahve kokulu şampuanı saçlarına yedirmiştim.
Saçlarını köpürttükten sonra pofuduk
lifime duş jelinden biraz sıkıp boynunda ve göğüsünde gezdirdikten sonra sırtını ve karnını da halletmiştim. "Çıkar şunu" demiştim parmağımla iç çamaşırını çekiştirirken. ikiletmeden çıkarmış ve duş kabinini açıp yere fırlatmıştı. Yan bir gülüş sunup belinden tutmuş ve gözlerimi gözlerinde ayırmadan yere çökmüştüm. Önce sıkı kalçalarında gezdirdiğim lifi kasıklarına getirmiş ve yavaşça köpüklemiştim.
Köpüklü olduğunu umursamadan kasıklarına minik bir öpücük braktıktan sonra bacaklarını köpüklemiştim. En sona sakladığım uzunluğuna, gözlerinin içine bakarak elimi yaklaştırdığımda bileğimi tutmuş ve sesli bir şekilde yutkunmuştu. "Sıra bende" Yaramaz sırıtışım yüzüme yerleşirken yerden kalkmış ve dudaklarına mırıldanarak uzun bir öpücük vermiştim.
Eline sıktığı duş jelini göğsüme
yedirmeye başladığında zaten hızlı
atan kalbim dokunuşlarıyla daha da
hızlanmıştı. Ellerim kaslı kolların
tutup sıkarken, ellerini kasıklarım da
gezdirmişti. köpüklü elleri kalçamı bulduğunda yavaşça yedirmiş ve birden sıkmıştı. Yüzlerimizin yakınlığından dolayı dudaklarına doğru inleyip elimi boynuna çıkardığımda dudaklarını ısırmıştı.
Daha fazla dudaklarına işkence etmemesi için yaklaşıp alt dudağını kavradığımda elleri kalçamın arasın girip deliğimi okşamıştı. Karnıma yayılan tatlı sızı yüzünden ağlamaklı sesler çıkarıp Jungkook'un bedenine iyice yapıştığımda dudaklarıma daha
sert asılıp dilini ağzıma yollamıştı.
Arsız inlemelerimiz su sesine karışıp banyoda yankılanırken Jungkook bedenimi soğuk fayanslara yaslamış ve erkekliğini benimkine sürtmüştü. Ben başımı, seslice inleyerek duvara
yaslarken Jungkook omzumu öpüp birkaç küfür savurmuştu. Kalbim ağzımdan çıkacakmış gibi atıyordu ve eğer Jungkook beni tutuyor olmasaydı titreyen bacaklarım yüzünden yere yapışabilirdim. Titreyen elimi Junkook'un sertleşmiş uzunluğuna sarıp birkaç kez çektigimde seslice inleyip başını omzuma yaslamıştı. Bedenim onun için yanıyordu. Onun olmak için çıldırıyordum.
"H-henüz ah! değil -lütfen"demişti. inlemeleri arasında elimi uzunluğundan çekip dudaklarına götürmüş ve öpmüştü. "Biraz daha sabret bebeğim. Çok daha güzel olmasını istiyorum." "Seninle yaşadığım her an güzel anlamıyor musun?" sesim biraz yüksek çıkmıştı ama şuan umrumda değildi. Cidden artık her seferinde buraya kadar gelip, başa dönmekten sıkılmıştım. Her insan aşık olduğu adamla böyle güzel bir an yaşamak isteyip de yaşayamasa delirirdi herhalde. Şimdi benim delirdiğim gibi.
