Bff!

7.5K 607 570
                                    

20

"Bekle biliyorum! Yüzüyorsun."

Barlas üstün bir çabayla yüzüyormuş gibi tekrar kollarını çevirirken tek gözümü kıstım.

"Yabancı mıydı?"

Bana bitmiş bir yüz ifadesi gönderdi. Bu beşinci soruşum olduğundan bıkması biraz normaldi.

Dağınık siyah saçlarımdan elimi geçirdim ve dizlerimin üstünde yükseldiğim yatakta çıplak tenimi örten yorganı bir elbise gibi doladım.

Sessiz sinema iyi olduğum konulardan biri değildi ama deniyordum.

Tamam durun şimdi biraz birleştirelim parçaları. Yüzme hareketi yapıyor, arada boğuluyor, arkasındaki gemi tablosunu gösteriyor.

"Kayıp Balık Nemo!"

Elini yüzüne çarpması yanlış tahmin demekti sanırım. Bence çok yaklaşmıştım.

"Titanic Eren, Titanic."

Yanaklarımı şişirip dudaklarımı büzmüştüm. Öyle anlatılmazdı ki o.

"Balıklar boğulur mu?"

"Üstüme gelme."

Homurdanmama burnunu kırıştıracak şekilde gülümsemiş dolabını açmıştı. Ne yaptığını çözmeye çalışıyordum ki dolabın arkasından iki kadeh ve bir şarap şişesi çıkardı. Tam şaşıracakken önüme attığı sarılmış sigaralarla dehşet içine düştüm.

"Sen sporcusun!"

"Aynı zamanda insan."

Kendimi tutamadan beklemediğim hareketine kahkaha attım. İşaret parmağını dudağına iki kez vurup yatakta yanıma geldi.

Tuttuğu kadehten birini bana uzattığında bekletmeden aldım. Çekmeceden aradığı tirbüşonu sonunda bulmuş, şarabın hafif köpürerek açılmasını sağlamıştı.

"Dertsizliğe, anlaştık mı?"

"Anlaştık."

Kırmızı sıvının cama doluşunu izleyip tüm dişlerimi gösterdim. Birlikte bir yudum aldığımızda şimdi dudaklarımız daha kırmızıydı. Gözlerimde gezinen gözlerine bakıp tek kolumu boynuna doladım.

Yüzünün her santimini inceliyordum.

Gözünün altındaki minik benden hiç bahsettim mi bilmiyorum ama şu an bıraksanız en az iki saat sadece o minik nokta hakkında konuşabilirim.

Çıplak köprücük kemiklerine dudaklarımı hafifçe bastırdığımda aldığım hırıltı hoştu. Kadehini komidinin üstüne koyarak belimi sıkıca kavradı. Çenemi ısırması başımı geriye attırmıştı. Sonrasında gelen şey, uzun bir öpücüktü.

Saat gece üçe geliyordu.

Cama vuran damlalar tüm odayı sarıyordu ve siyah perdeler çekiliydi. Gri duvarların üzerinde bulunan farklı imzalarla dolu bir sürü forma vardı. Formaların üstünde ise kupalar, madalyalar. Odası çok sadeydi. Yeşil büyük yapraklı bitki ve formaları olmasa odasında gri ve siyahtan başka renk yoktu.

İçeri geldiğimde bitik haldeydim. Beni kuruttu, karnımı doyurdu, sevdi. Sanki bir kediymişim gibi yaptı hepsini. Konuşup biraz birbirimizle ilgilendik, oyunlar oynadık ancak şu an ateş tüm tenimi sarmıştı.

Ondan ayrılıp aklıma gelen şeyle direkt sarılmış sigaralardan birini dudaklarıma aldım. İçinde ne olduğunu az çok tahmin edebiliyordum ama önemli değildi. Mesajı anlamış olacak ellerini sigaranın ucuna koyup çakmakla yaktı. Yanması için birkaç kez içime çektiğim sigara alevini odaya yansıttı.

plasty Where stories live. Discover now