#Korku

12 2 1
                                    


Teması korkudan aşka kaydı gibi ama olsun ben korku demek istedim. Başlıkları kafama estiği gibi yazıyorum aynı bölümü olduğu gibi. Şuan bu böyle olsun diye net bi belirginlik yok kafamda ama bu şekilde ilerlesin böyle çıksın dediğim birkaç nokta var. Ve işi oraya çekmeye çalışıyorum. Kaba taslak fikirler oluşmaya başladı mesela kızın sonunda ne çıkacağını ne için araştırdığını buldum sizce ne bulacak kitaptan ve çocuktan yardım alarak ne olabilir.?...
....
Korku harbiden neydi? Ölümlülerin ölümsüzlerden ve kendilerinden korkması mı? Yoksa bedenin salgıladığı bi hormon mu? Neyden korkardık i bu dünyada? Herşeyden aslında. Aklımızın eremeyeceği, aklın erip gücün yetemeyeceği herşeyden. Sanırım bu his saf korkuydu.
Kütüphanede otururken bir anda yanına bir çocuk gelmiş ve ona kendisinin değil ama ruhunun ona yardım edeceğini sonunda bulacağı herşeyden çok memnun kalacağını söylemişti. Bu çocuk o kapüşonlu çocuktu. Normalde olsa geçerken görmüş ve aksiyon arıtan biri sanardı. Ama ama bu çok değişikti ses tonu görüntüsü ürpertici yaydığı akım. Ne diyeceğini bilemeyip kekelemişti en sonunda"b-ben anlamıyo-orum ruhum nasıl anlamadım." Rüyasında gördüğü biri nasıl olurda sabahında karşısına çıkardı. Bi an beyninde "ya rüya değilse." Çan'ları yankı yapmaya başlamıştı. Cidden ya rüya değilse. Konuşmayı pek sevmiyordu. O yüzden fazla net cevaplar verememişti. Zaten korku tüm bedenini böyle sararken mantıksal düşünmesi imkansız gibiydi. Bu düşünceleri beyninin arka planına itip sonra düşünmek için not almışsındır. Şuan kafasını odaklamadık gereken en büyük şeylerden biri bu kitabı çözmekti. Ne demişti çocuk ruhun biliyor demişti. Peki ama ruhu ne biliyordu? Veya bildiğini nasıl ortaya çıkaracaktı. Kendini yatağa attı ve düşünmekten patlayacak hissi yaratan baş ağrısının izin verdiği kadar gözlerini kapattı ve uyumaya çalıştı.
.....
Kalktığında saat neredeyse gece yarısı oluyordu. Niye kalktı bilmiyordu fakat kalkıp masasının üstündeki kitabı açtı. Kendinden habersiz vücudunu kontrol edemiyordu düşünmediği eylemleri gerçekleştiriyordu. Bi an eline masanın kenarında duran makasla kesti ve kitabın üzerine damlattı. Kapağın tam ortasına damlatılan kandan bi ışık çıktı ve bi anda etrafını bir duman sardı. Gözlerinin yerini beyaz ışık huzmeleri kaplamıştı. Ve o an gördükleri ise garipti. Çok tanıdık bir yüz sanki uzun yıllardır birlikte olduğu aşina olduğu bir yüz belirdi kolları ve bacakları kelepçeli ve ondan yardım istiyordu. Bi anlığına gördüğü görüntü ve çığlıklardan korktu.
...
Gözlerini geri açtığında ise saat çoktan biri geçmişti. Kitaba baktığında kanını damlattınız yerden ağaç dalları gibi kollar uzanıyor ve o kollarla " Sen de bizdensin. Korkma." Yazıyordu.
Kitabın sayfalarını hızlıca ve meraklıca aynı zamanda büyük bir şevkle çevirdi.  Her sayfasında anlam veremediği gölgeler şekiller veya onlar gibi daha birsürü şeylerle doluydu. Tam hızla geçerken turuncu kapüşonlu çocuğu gördü. Biliyordu o bir rüya olamayacak kadar gerçekçiydi ve ona yardım etmesi rastlantı olamayacak kadar ayarlanmıştı. Bu çocukta adlandıramadığı birşeyler vardı. Çok çok yakın geliyordu.
...
Sayfalardan çıkanlar ne kadar başını döndürsede ailesine söz etmemişti. Bitek ailesine değil hiç kimseye söz etmemişti. Okula gidene kadar o çocuğu düşünüp gülümsedi. Neden bilmiyor ama onun gibi gizemli birinden korkmak yerine güvende hissediyordu yanında. Bir an kütüphanede olanlar geldi aklına sonra kokusu burnuna doldu arabaları beklerken kokusunu düşünerek gözlerini kapattı. Sanki gerçek gibiydi tarçınlı salep gibi kokuyordu. Bi an gözlerini açmasıyla karşıda çocuğu gördü. O sırada araba sürüsü karşıya geçmesini engelliyerek bekletti tam arabalar girmeden gülüşünü görmüştü. Arabalar geçtiğinde ise çocukta olduğu yerde yoktu. Bir an istemsizce gülüşünde takılı kaldı. Dolgun ve pembemsi dudakları. Yumuşacıktır muhtemelen diye düşündü. Hemen düşüncesini başından savdı neler düşünüyordu daha hayatında iki kere hatta rüyayı saymazsak bi kere gördüğü çocukla alakalı. Eğer az daha oyalanırsa derse geç kalacağına kanaat getirdi ve hemen okula adımlamaya başladı.
...
Dersleri anlamıyordu. Kafası sadece o çocuk ve kokusundaydı. Kaç metre öteden kokusu burnuna dolmuştu. Etkileyiciydi. Yine görmek ümidiyle dersler biter bitmez okuldan çıkmıştı. Bir an önce kütüphaneye gitmeliydi. Orda bulabilme ümidi vardı ve kafasında dönen yüzlerce soru hangi birinden başlayacaktı bilemiyordu. Tek istediği şuanlık onu bulmaktı. Kütüphanenin önüne geldiğinde derin bir nefes alıp içeriye girdi kocaman olan yerden nasıl başlayacağını bilmiyordu ama adımları geçen gün oturdukları masaya doğru gitmeye başlamıştı. O kata gelip içeri girdiğinde çocuğu gördü ve heyecanla ve istekle o tarafa yöneldi. Sandalyeyi tutarak gözleri adeta sevinçten parlıyordu. Çocuk ya onu takmamış ya fark etmemişti içinden bi ses takmıyor diye geçirdi. Anlık bir duygu değişikliği olsada heyecanı tekrar geldi ve büyük bir cesaretle " Oturabilir miyim?" Diye sordu. Hayatında bırakın hiç tanımadığı biriyle sohbet etmeye cesaretini tanıdıklarıyla bile konuşmaktan kaçınırdı. Ama içinden bir ses veya bir arzu onu istiyordu ve bunu ne bastırabiliyor ne kabulleniyordu. Çocuk olumlu anlamda başını sakladığında kendisini fark ettiğini anladı ve hızlıca tek hamlede oturdu. Karşısında kafası hala eğik olan çocuğu süzmeye başlıyordu son bir haftada tüm hayatında yapmadıklarını yapmaya başlamıştı. Ama bilmiyordu ki artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. En sonunda çocuk kafasını kaldırmadan bir homurtu şeklinde konuşmaya başladı.
"Verdiğim ipuçları bi işe yaradı mı?"
Kız ilk başta anlamasada kafasına dank etti kitaptan bahsediyordu. Heyecanla söze atıldı.
"Elimden gördüğün üzere baya işe yaradı ama anlamadım içindekilerden." Şimdilik gördüğü ve bedenine olan duman saldırısı gibi şeyi söylemeyecekti. Çocuktan bu kez ses çıkmadı iş yine kıza binmişti.
"Sen kimsin? Seni daha önce rüyamda da gördüm ve çok garipti gerçek gibiydi rüyamda kokunu almam mümkün değil ama bana hep çok yakın hissettiriyorsun tanıyormuşum gibi. Eğer sadece rüya olsaydı zaten o gün yanıma gelmezdin yada rastlantı olamayacak kadar gerçekti sonuçta değil mi anlamıyorum neden ben...."
Diyeceksen çocuk sözünü kesti yüne motora bağlamıştı anlaşılan.
"Sakin ol ve ilk önce soluklan." Kafasını kaldırıp kıza baktığında resmen kızın içi eridi. Evet klişeydi ama bu aynı zamanda çok farklıydı. Çünkü onun gözleri sarı ve kırmızı karışımıydı. Kim görse erirdi bunları. Kız aklını toparlayamadan çocuk yine söze girdi.
"İlk önce sana cidden herşeyi anlatamam ama eğer istiyorsan sorduğun veya merak ettiklerinin bir kısmını cevaplayabilirim."
Kız heyecanla parladı hemen ağzını açıp sormaya başlayacaktı ki yine konuşmasını hem sert ve erkeksi hem de çok yumuşak ve ılımlı bir ses böldü konuşmasını.
"Her sorunu açıklayamam şakın yine ardı ardına dizme. İnden seç ve en çok merak ettiklerini sor. Açıkçası senin gibi birinden en çok neleri merak ettiğini ben de merak ediyorum." Çocuk duygusuydu nasıl olurdu da şimdi merak etmişti bu sefer çocuk kendi ağzından çıkanlara inanmadı normalde bir insanla konuşması bu kadar bile sürmüyordu. Ama bu kızla hem konuşmuş hem de duyguları harekete geçmişti. Gerçi kızda sadece bir insan değildi sonuçta. Olacaklarından herkes bihaberdi.
Kız soracaklarını hızlıca düşündü ve toparladı. İlk önce adımımı sorsaydı ona bu çocuk demekten yorulmuştu kim olduğunu onu nereden bulduğunu ne için yanına geldiğini bir sürü soru vardı nasıl seçecekti ama bildiği tek şey adını sormak istediğiydi. Ve hemen hızlıca ağzını açıp sormaya başladı.
"Adın ne? Öncelikle. Beni nerden ve nasıl buldun? Sen nesin? Benimle ne yapacaksın? Kitabın veya karşıma çıkmanın bir anlamı var mı? O bir rüya değildi değil mi?" Tam yeni soru için ağzını açtı ki çocuk durdurdu.
"Nefes al bir kızım be. Hem bi kaç soru demiştik o yüzden içinden seçip istediklerime cevap vereceğim."
Gine'de heyecanlanmıştı hepsini merak ediyordu. Yeni merakı ise hangilerine ne gibi cevaplar vereceğiydi. Ağzını kapattı ve beklemeye başladı. Cevaplanmayanları zamanla kendisi görmeliydi.
...
       Evetttt yeni bölüm de bu şekilde oldu kusura bakmayın geçen gün başlamış ve taslak kaydetmiştim ama okul nedeniyle yayımlayamadım biliyorum her kitapta olduğu gibi klişe bi aşka döndü olay. Çocuk ve kız tesadüfen karşılaşır ve aşık olur gibisinden. Ama bence bu kıytırık bir lise aşkı değil. Daha doğrusu geçici bişey değil. Kim bilir belki ruhların asırlık aşkları belki de bir savaşta bir olacaklarını belirten bir his ya da bir tahtın kral ve kraliçesi kim bilir. Yorumlarınızı bekliyorum sizce hangisi? Kız neye dönüşecek? Çocuğun ismi ne olsun ? Karakterlerimiz Türk mü yabancı mı olsun? Diğer bölümlerde görüşmek üzere okumakta devam edin işler karışacak.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 11, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Kayıp GölgelerWhere stories live. Discover now