Yirmi dördüncü umut 🍃

9K 978 1K
                                    

🍃🍃🍃

"Ne yaptım dedin, anlamadım."

Jimin içtiği çilekli sütü yüzüme püskürtürken gözleri de kocaman açılmıştı. Kafenin dışındaki sandalyelerde oturuyorduk ve Jimine son dakika bilgilerini veriyordum.

"Jungkook ile seviştim."

"Kafam almıyor şu anda. Seviştiyseniz dünyaya geri mi döndün yani? Kolyen duruyor boynunda ama."

Bir süre dudaklarımı büzdükten sonra cevap verdim.

"Yani, seviştik diye aşık olacak değil ya. Ama Yugyeom ile ilişkisini kesecek. Buna eminim."

"Ah minnoşum, sana aşık olmadan niye elletiyorsun?"

"Ah pamuk şekerim, bana aşık olmazsa bir daha Jungkook ile hiç öyle şeyler yaşamayacaktım. Bir de böyle düşün."

"Kötü düşünme hemen. Ağına düşmüş bir kere baksana. Sana deli oluyor ki seninle sevişti. Aah aah Yoongi de bana deli olsa keşke de biz de sevişsek."

"Senin için sorun olmaz mı Jimin?"

"Alt tarafı ceza alırım ama Yoongim için her şeye değer."

Jimine hak verirken, Jungkook gelmiş ve yine bütün muhteşemliği ile karşımda durmuştu. Dün sevişmiş ve beraber uyumuştuk. Sonra da onun eve gitmesi, benim de kafeye gelmem gerekmişti.

"Günaydın Jimin."

"Günaydın Jungkook. Yugyeomdan ne zaman ayrılıyorsun?"

Jiminin kafasına bir tane geçirirken, o konuşmaya devam etmişti.

"Evet, hemen bana yetiştirdi. Taehyung salak olabilir ama ben değilim. Yugyeomdan hemen ayrıl."

Minik elini masaya vurduktan sonra ayağa kalktı ve içeri girdi. Jungkook, Jiminin arkasından baktıktan sonra, kalktığı sandalyeye oturdu.

"Şey, Jungkook öyle hemen yetiştirmedim ya. Konusu açıldı."

Jungkook hafif gülümseyip cevap verdi.

"Sorun değil Taehyung."

"Peki, Yugyeom işini ne yapacaksın?"

"Son günlerde biraz iyi değil. Kendine gelince açıklayacağım her şeyi."

"Neyi var ki?"

"Bilemiyorum. Sürekli halsiz."

Yugyeomun gününün az kalmış olabileceği aklıma gelince içim bir tuhaf olmuştu. Aynı şeyleri yaşadığım biriydi ve onun da dünyaya geri dönmek için önemli bir amacı olduğu belliydi.

Yugyeoma verilen görev çok adaletsizdi ve ben her ne kadar onu sevmesem de ona üzülüyordum.

"Anladım."

Parmaklarını, masanın üstünde olan ellerimin üzerinde gezdirmeye başladı.

"Taehyung."

"Efendim."

"Dün, çok güzeldi. Uzun zamandır böyle şeyler hissetmiyordum."

"Ben de Jungkook."

Gülümsediğimde o da gülümsemişti. Bu yoğun bakışmamızı bozan Hoseoktu.

"Aranızda oluşan elektriklenmeden çarpılacağım."

"Geç kaldığın yetmiyor gibi bir de gevezelik mi yapıyorsun Hoseok."

"Aman be patron. Hiç şaka kaldırmıyorsun sen de."

Hoseok içeri girdiğinde ben de kalkıp içeri girecektim ki Jungkook bileğimden tuttu ve beni durdurdu. Soran gözlerle ona bakıyordum.

57 Days | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin