#0

384 32 11
                                    

  Sınavım bittiğine göre artık yayınlayabilirim ^.^

            ————☼ ———-
İnsanlar bencildi. Tek istedikleri düşecekleri zaman birinin ellerinden tutmasıydı ancak asla birini düşmekten kurtarmak istemezlerdi.
Gece delicesine kar yağmış ve bütün şehrin günahlarını örtmeye çalışırcasına kaplamıştı ama hayır!Değil bütün gece, bütün hafta bile kar yağsa en ufak bir güneşte her yer tekrar çamura bulanacaktı.

Genç adam saçına biriken karları eliyle silkeleyerek gülümsedi. Üstündeki mont üşümesine engel olamıyordu ve botlarından içeri sızan karın onu hasta edeceğinden emindi ancak yine de gülümsemesine engel olamadı.
Otuzlarında iki kadın montlarının yakalarını sıkıca sarmış koştura koştura otobüs durağına ilerlerken hava durumundan yakınıyordu; köşedeki kafenin verandasındaki kırmızı kar montlu adam,elindeki kahve bardağına sütünü eklerken kaşlarını çatmış, ne zaman sıcaklıkların yükseleceğiyle ilgili karşısındaki adamla hararetli bir konuşma içerisindeydi.
Sahip olduğu manzaranın eşsizliğini farketmek için fazla meşgul olsa gerekti. Genç adam buna yalnızca gülümsedi.
Ayağı kaydığında kulağından fırlayan kulaklığı tekrar yerine takarak sesi sonuna kadar açtı. Hafif ritimlerle dans ederek yürümeye başladığında etrafta onu rahatsız edecek kimse olmadığı için mutluydu.
Yarım saat yürüdükten sonra duyduğu sesle kulaklığının tekini çıkartarak etrafı dinledi. Ağaçlardan başka bir şey olmadığına kanaat getirmek üzereyken devam eden gülüşme sesleriyle sesin geldiği yöne ilerledi. Çamların arkasındaki boşlukta ilkokul çağındaki bir grup çocuk birbirlerine kar topu atıyor,delicesine koşup kahkaha atıyordu.

Yanılmamıştı. Çünkü hiçbir müzik çocukların gülüşünü bastıramazdı.
Büyükler bu kadar mutsuzken birilerinin bu kadar mutlu olabilmesi güzeldi. Ama onlar da büyüyeceklerdi ve bir gün kar topu oynayıp yerde melek figürleri yapmak yerine, eski bir verandada havanın ekinlere etkisi hakkında bir sürü sayı içeren sıkıcı konuşmalar yapacaklardı. Onlara daima acırdı.

Genç adam yine de yalnızca gülümsedi. Becerebildiği tek şeyin ne olursa olsun gülümseyebilmek olduğuna inanırdı.
Ağlarken bile gülümserdi ,mutsuz çocuk.

Bir keresinde onların arasına katılmaya çalıştığında,bunun için fazla büyük olduğunu söylediklerinden beri yalnızca izlemek yetinirdi. Çocuklar büyük olduğunu mu düşünüyordu?
Oysa Yetişkinler ondan sık sık yetişkin gibi davranmasını isterdi.
jeongin saatlerce gülebilirdi, ancak yetişkin olamazdı. Sayılarla arası asla iyi olmamıştı. Hayatını, sahip olduğu şeyleri sayarak geçiremeyecek kadar severdi.

Onlara son bir bakış atıp kulaklığını geri takarak bir süre daha yürümeye devam etti. Birkaç kez yere uzanıp gökyüzünü izledi. Tek başına bulutları dondurmaya,kocaman bir yastığa ve hatta bir yavru köpeğe benzetti. İnsanların mutlulukla isimlerini kazıdığı ağaçları buruk bir gülümsemeyle inceledi.

Eğer Sevgisini bir şeye kazıyacak olsaydı,bu kesinlikle anıları olurdu. Yetişkinler genellikle en çok, bir zamanlar koşulsuz sevdikleri şeyleri unutuyordu.

Ayağını bastığı yerlerin derinleştiğini farkettiğinde , kenardaki karın altında belli belirsiz görünen taşların üstünden adımlamaya başladı. Birkaç adımın sonunda ise, aniden ayağının boşluğa basmasıyla kara batmıştı.
Sol avucuna temas eden soğuk eldivensiz parmaklarını sızlatmaya başlarken, duyduğu öksürükle sağ avucunun hiç olmadığı kadar sıcak olduğunu farketmişti. ..."

Seninle böyle tanışmıştık. Siyah saçların alnına dökülüyordu ve gözlerin söylediklerimden utanmamı sağlamıştı. İnsanların bencil olduğunu,Tek istediklerinin düşecekleri zaman birinin ellerinden tutması olduğunu ancak asla birini düşmekten kurtarmak istemediklerini söylemiştim. Ancak sen elimi tutmuş, en sevdiği mevsim kış olan bana öyle sıcak gülümsemiştin ki ben de günlerce tekrar aynı sıcaklığı tatmak adına, güneş açması için tıpkı durağa koşturan kadınlar gibi huysuzlanmıştım

Büyümekten korkan bir çocuğun Peter Pan'ı gibiydin.

Elini uzatıp beni o düştüğüm bataktan kurtaracağını inanmıştım
Ve kahkaha atıp sıcak çikolatanı yudumlarken, yanındaki kızın yalnızca Tinkerbell olmasını dilemiştim.
Beni yanlış anlama, Asla hikayenin ana karakteri olma çabasına girmemiştim. Tek istediğim seninle aynı sayfada yer alabilmekti.
Ancak sen bana kendi hikayemi yazma fırsatı verdin ve ben ismimin yanında seninkinden başka bir ismi düşünemedim bile.
Hwang Hyunjin, sana asla büyümeyeceğimi söylediğimde bana gülmüştün, dün gece ise saatlerce ağladın.
             ————☼————-
Bu bölüm aslında 2sene önce boş dersimde yazdığım bir denemeydi ama kitaba dönüştürmeye karar verdim. Umarım beğenirsiniz :*

Sachi || hyunin Where stories live. Discover now