BÖLÜM 6- ANILAR

449 124 17
                                    

Karayların konağı misafir sesi ile dolmuştu. Arslan Bey akşam eve geldiğinde Osman Bey'in arabasının konağın bahçesinde olduğunu gördü. Onu uzaktan gören Ökkeş yanına doğru koştu.

'' Hoş geldin Beyim.'' Ökkeş konuşurken Arslan Bey'in elindeki çantayı aldı.

'' Ökkeş hayırdır, Osman'ın geleceğini bilmiyordum.'' Arslan Bey konuşurken evin penceresine doğru baktı.

Ökkeş '' Beyim sadece Şermin Hanım ile kızı Gülcan burada. Şoför getirdi. Ahanda şu asmanın altında oturup bekliyor,'' dedi.

Arslan Bey '' Tamam Ökkeş, sen benim arabama bir bak. Motordan ses geliyordu bugün,'' dedi arabanın anahtarını uzatıp. Ökkeş anahtarı alıp hemen uzaklaştı.

Arslan Bey konağa doğru yürüdü, gözleri evin ışıklarına takıldı. Bu akşam ayrı bir ışıltı yayıyorlardı. Havanın güzel esintisi hoşuna gitmişti. Biraz yürümeye karar verdi. Konağın arkasındaki çardağa doğru yürüdü. Çalışma odasının duvarına baktı, pencerenin altında yıllar önce yaptırdığı dağ sümbüllerinin kabartmasına takıldı gözleri. O günden sonra hiç yürümemişti dağ sümbüllerinin olduğu tepelerde. Ama unutmak istememişti nefretini de aşkını da. İnce bir kahkaha sesi geldi kulaklarına rüzgârla. Sanki aynı rüzgâr dağ sümbüllerinin kokusunu burnuna getirdi bir an. Gözlerini kapatıp uzunca içine çekti. Ardından konağa girmek için döndü.

Şermin Hanım ile Gülcan ikindi vakti Lütfiye Hanım'ın kahveye çağırması ile gelmiş, yine onun ısrarıyla akşam yemeğine kalmışlardı. Evde misafirin verdiği bir hareketlilik söz konusuydu. Arslan Bey merdivenden çıkarken ayakları sanki zorla gidiyordu. Lütfiye Hanım'ın ısrarcı tavrı onu huzursuz etmişti. Hayatı boyunca kimse Tuna'ya bir şey yapmak için diretmemişti. Tuna her zaman ailesinin isteklerini bilir onu zaten yerine getirirdi. Ama bu defa durum farklıydı. Evlilik fikrindeki ısrarından vazgeçmesi için Lütfiye Hanım'la ciddi bir şekilde konuşmaya karar verdi. İçeriye girdiğinde eşi, gelini Esma, Şermin Hanım ve Gülcan ona döndü. Lütfiye Hanım ayağa kalkıp eşine doğru yürüdü.

'' Hoş geldin Arslan Bey, buyur gel lütfen. Biz de Şermin Hanım ile oturuyorduk. Bak güzel kızı Gülcan da burada.'' Lütfiye Hanım konuşurken Arslan Bey'i kendini koltuğuna doğru sürüklüyordu. Bu sırada Gülcan hemen ayağa kalkıp Arslan Bey'in elini öptü.

Arslan Bey Şermin Hanım'a ''Hoş geldin,'' dedi.

Esma '' Hoş geldin baba, bir şey ister misin?'' diye sordu.

Arslan Bey '' Sağ ol kızım istemem. Benim torunlarım nerde bakalım?'' diye sordu.

Esma '' Mehmet bugün erken geldi. Çocukları alıp bir şeyler almaya götürdü. Gelirler birazdan,''diye konuşurken bir yandan da masaya doğru kalktı. Kendi aralarında sohbete daldıkları sırada masaya yemekler taşınmaya başladı.

Gülcan bu sırada ayağa kalkıp '' Ben de yardım edeyim Lütfiye Hanım uygun mu?'' diye sordu.

Lütfiye Hanım '' Sorulur mu bu hiç. Tabii ki de kızım, hem alış konağa şimdiden,'' diye söylerken göz ucuyla da Şermin Hanım'a baktı. Şermin Hanım, kızının konağa hanım olacağı düşüncesiyle kasılmış oturuyordu. Gülcan odadan çıkıp mutfağa doğru merdivenden inmeye başladı. Emine elindekileri bıraktıktan sonra kendini mutfağa atmıştı. Adile ve köye ailesinin yanından gelen Gülsüm ile beraber yemekleri tabaklara koyuyordu.

Emine '' Bir görseniz yukarda kızıyla anasını nasıl da kasım kasım kasılıyorlar. İnsan inanamıyor o Gülcan cadısının buraya gelin geleceğine. Hoş ben hala inanmıyorum ama Tuna Beyim almaz bu kızı,'' diye heyecanla konuşurken Gülcan içeri girdi.

KEŞFEDİLMEMİŞ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now