MY FIRST PLACE -KOOKMIN-

"KARŞILAŞMA"

"Hadi ama, Jimin. Benimle gelmelisin."

Jimin ofladı. Taehyung her zaman böyle ısrarcı olmuştu. Her şey için Jimin'i zorlar ve istediğini alana kadar vaz geçmezdi.

"Benim orada ne işim var, Taehyung?"

Taehyung da Jimin gibi nefesini üfledi. Dünya'da Jimin'i ikna etmekten daha zor bir şey yoktu galiba.

"Sadece yanımda dur, Jimin. Sana gidip erkeklerle seviş demiyorum."

Jimin saçlarını geriye attı. Gay partiye katılmak istemiyordu. Kendisi gay değildi ve ortalıkta yiyişen erkekleri görmek istemiyordu.

"Pekala." dedi bıkkınca. Arkadaşını kırmak istemiyordu. Fakat gitmek de istemiyordu. Bu ikilem arasında kalmış ve yine Taehyung'u seçmişti.

Taehyung ayağa kalkıp sevinç dansı yaparken Jimin kıkırdadı. Muhtemelen çok sıkılacaktı fakat Taehyung'un bu mutluluğu bile yeterdi gitmesine.

Hızla hazırlanmaya başladılar. Jimin'i ikna ederken geç kalmışlardı. Jimin zaten önemsemediği bir parti olduğundan siyah, dar bir kot giydi. Üzerine beyaz bir tişört geçirdikten sonra Taehyung'u bekledi.

Taehyung da sonunda hazır olduğunda evden çıktılar. Taehyung oldukça iyi görünüyordu. Uzun zamandır takip ettiği biri vardı. Onun bu partiye geleceğini öğrendikten sonra Jimin'in başını şişirmeye başlamıştı zaten.

Partiye adım attıklarında Jimin yavaşça nefesini verdi. Erkek lisesi gibiydi burası. Üstsüz erkekler, makyaj yapanlar ve çoktan işi pişirenler... Jimin kafasını eğip Taehyung'a iyice yapıştı. Bu kadar erkek gözünü korkutmuştu.

Taehyung, Jimin'in bu hallerine kıkırdadı. Onu ücra köşelerdeki bir masaya götürdü. İkisi birden oturduklarında Taehyung, gözüne kestirdiği o çocuğu aramaya koyuldu.

"Ne zaman gideceğiz?" dedi Jimin merakla. Etrafına ne zaman baksa kendisine bakan aç erkekler görüyordu. Bu yüzden Taehyung'a bakıyordu sadece.

"Yeni geldik daha, Jimin." dedi Taehyung ilgisizce. Sonra beğendiği çocuğu görünce hızla Jimin'e döndü.

"Bak, boyundan ve güzel suratından tam bir uke gibi duruyorsun. Sana yaklaşmaya çalışacak erkekler olacağına eminim. Onlara benimle olduğunu söyle."

Taehyung kalkarken Jimin gözlerini kocaman açıp Taehyung'u bileğinden yakaladı.

"Nereye?"

Taehyung, Jimin'i rahatlatmak istercesine gülümsedi.

"Geleceğim. Buradan ayrılma ve beni bekle."

Jimin büyük bir kaygıyla Taehyung'u bıraktı. Taehyung, oldukça yakışıklı birinin yanına giderken Jimin oturduğu sandalyeye neredeyse yapıştı.

Taehyung'un gay olması yüzünden herkes Jimin'i de gay sanıyordu. Bu yüzden başının ağrıdığı çok olmuştu fakat hepsinden kurtulmayı başarmıştı.

"Selam."

Jimin kafasını kaldırıp kendisine seslenen adama baktı. Sakallı ve iri yapılı olan bu adam, dövmeleriyle oldukça korkutucu duruyordu.

Jimin sadece kafasını sallayarak gözlerini adamdan kaçırdı. O sırada biriyle göz göze geldi. Esmer bir erkekle birkaç saniyeliğine gözleri buluşurken Jimin gözlerini ondan da kaçırdı.

"Bu güzellikle yalnız kalman kötü."

Jimin yutkundu. Taehyung'un dediği şeyi yapmaktan başka çaresi yoktu.

"Yalnız değilim. Sevgilim birazdan gelecek."

Jimin hala adama bakmadan konuşuyordu. Gözlerini etrafta gezdirirken az önce göz göze geldiği çocukla tekrar bakıştılar. Jimin gözlerini çekmek istese de yapamadı. Kendisine hafif bir gülümsemeyle bakan bu kişi, uzun boylu duruyordu. Siyah saçlarının bir tarafı alnına düşerken diğer tarafı arkaya itilmişti. Büyük, yuvarlak gözleri ve ince pembe dudaklarıyla oldukça yakışıklıydı.