Korku | 3

2.3K 171 23
                                    

Artık kocasının en küçük sözüne bile dikkat kesiliyor, eve dönüşünü sabırsızlanarak, heyecan içinde bekliyordu. İçeri girdiğinde kendisini selamlarken yüzüne bakmasa bile, jestlerinde –elini öpüşünde, hafifçe saçını okşayışında– derin bir sevginin belirtisi olabilecek bir sevecenlik algılıyordu, zaten abartılı davranışlardan çekinirdi Irene. Kocası onunla konuşurken her zaman ölçülüydü, hiçbir zaman sabırsızlık veya heyecan göstermezdi, davranışları sakin ve dostçaydı; Irene şimdi tedirginlik içinde, onun hizmetkârlara olan tavrının da pek farklı olmadığını, hatta çocuklara karşı tavrından daha soğuk olduğunu düşünüyordu; çocuklarla birlikteyken her zaman canlanır, bazen onlarla neşeyle şakalaşır, bazen de tutkulu bir sevecenlik gösterirdi. Kocası o akşam da, evde olan bitenleri ayrıntılı olarak sordu, böylece Irene'nin o gün nelerle ilgilendiğini ortaya sermesine fırsat verirken kendi yaptığı şeyleri gizliyordu. Irene artık gözlemlediği için, kocasının onu ne kadar kolladığını, zararsız sıradanlıklarını ürpererek fark ettiği gündelik konuşmalara uyum sağlamak için ne kadar çekingence çabaladığını keşfetti. O kendisiyle ilgili tek söz etmeyince Irene'nin yatıştırmaya can attığı merakı yine doyumsuz kaldı.

Konuşmalarından bir ipucu elde edemeyince bu sefer kocası koltuğunda oturmuş keskin elektrik ışığının altında kitabını okurken onun yüzünü inceledi. Yabancı bir yüze bakar gibi bakıyor, tanıdığı ama bir anda yabancılaşan hatlarından, sekiz yıllık beraberlikleri boyunca kayıtsızca ondan sakladığı kişiliğini anlamaya çalışıyordu. Alnı, içten gelen güçlü bir zihinsel zorlanmayla şekillenmişçesine aydınlık ve soyluydu, ağzı ise sert ve ödünsüzdü. Son derece erkeksi hatlarındaki her şey gergindi, enerji ve güç doluydu. Kocasının o ılımlı ciddiyetini, varlığındaki görülür sertliği bunlarda bir güzellik bulduğuna şaşarak, bir tür hayranlıkla seyretti; oysa şimdiye kadar bu halini pek de muhabbetli bulmaz, daha konuşkan ve sosyal olmasını yeğlerdi. Gerçek gizini saklıyor olmaları gereken gözleriniyse kitabına çevirerek Irene'nin gözleminden kaçırmıştı. Böylece soru dolu bakışlarıyla sadece kocasının profilini izleyebiliyor, bu kavisli hatlar bağışlayan veya suçlayan bir söz yerine geçiyormuşçasına gözlerini alamıyordu. Irene, bu hatların sertliğinden ürkmekle birlikte kararlılıklarındaki tuhaf güzelliğin de ilk kez farkına vardı. Aniden kocasına bakmaktan hoşlandığım, haz ve gurur duyduğunu hissetti. Bu duygusunu fark ettiğinde bir şeyler göğsünü titretir gibi oldu, kaçırılmış bir şeylerin pişmanlığı gibiydi bu, onunla bedensel temas sırasında algıladığını hiç hatırlamadığı şehvetli bir gerilimdi adeta. O sırada kocası gözlerini kitabından kaldırdı. Irene, bakışlarındaki yakıcı merakla onun kuşkusunu uyandırmamak için aceleyle loşluğa sığındı.

Üç gündür evden dışarı çıkmıyordu. Birdenbire ısrarla evde kalmaya başlamasının diğerlerinin dikkatini çektiğini sıkıntıyla sezinledi, çünkü hiçbir zaman günlerce, hatta saatlerce bile eve kapandığı olmazdı. Ev işlerine mecbur olmayan, maddi bağımsızlığı sayesinde ufak tefek geçim sıkıntılarından uzak yaşayan ve kendi varlığından sıkılan bir kadın olarak Irene için evi, geçici bir sığınma yerinden başka bir şey değildi; oysa sokaklar, tiyatrolar, renkli karşılaşmalarıyla ve sürekli dışarıdan gelen yeniliklerle sosyal ortamlar, bulunmayı en çok sevdiği yerlerdi, çünkü buraların keyfini çıkartmak hiçbir içsel çaba gerektirmiyordu, hatta duyuları uyuşukken bile pek çok uyarım alabiliyordu. Bayan Irene, tüm düşünce tarzıyla birlikte, Viyana burjuvazisinin, aralarındaki gizli bir anlaşmaya uyarak yaşıyormuş gibi görünen o elit kesimine dahildi, bu görünmez kulübün bütün üyeleri aynı saatlerde, aynı ilgi alanlarında sürekli birbirleriyle karşılaşırlardı, durmadan tekrarlanan bu birbirini gözleme ve kıyaslama hali giderek yaşamlarının anlamı yerine geçmişti. Böylesine tembelce bir ortaklığa bağımlı, kendine dönük ve yalnızlaştırıcı bir yaşam tarzı ter türlü temelden yoksundu, duyular uygun dozda sansasyondan oluşan alışılmış besinini bulamayınca isyan ediyor ve yalnızlık, kısa sürede kendi kendine düşmanlığı getiriyordu. Bayan Irene, zamanın sonsuza değin üstüne yüklendiğini hissediyordu, saatler alışılmış programı belirleyemediklerinde tüm anlamlarını yitiriyorlardı. Odaların dört duvarı arasında, zindana kapatılmış gibi hiçbir şey yapmadan gerginlikle dolaşıyordu, Irene'nin gerçek dünyası olan sokaklar ve dışarıdaki yaşam şimdi ona kapalıydı, dışarıda elinde ateşten kılıcıyla şantajcı bekliyordu.

KorkuWhere stories live. Discover now