3. Bölüm

41.8K 2.4K 99
                                    

                                                         

        Lauren'ın okullar açılmadan önce tanışma isteği ve yeni hayatına kolay geçiş yapmak adına annelerinden habersiz erken gelen genç kız, sonraki iki gün Sharon dışında ailecek evde zaman geçirdi. 

      Okuyacağı üniversitede, memur olarak çalışan kadınla, büyük bir inşaat firmasında teknik eleman olarak görev yapan Jack, genç yaşta evlenmiş uzun süre çocuksuz yaşayıp, hadi çocuk sahibi olalım diye karar verip üçer sene arayla dört tane yapan ilginç, sevimli, birbirine düşkün bir çiftti. Bütün iyi niyetlerine rağmen ev işlerinde ise inanılmaz beceriksizlerdi. Geldiğinden beri hiç alışkın olmadığı, sabah kahvaltı diye önüne gelen mısır gevreklerinden, ne idüğü belirsiz bulamaçlarından, akşam ise ne yiyeceğiz diye birbirlerine sorup beraber hazırladıkları yapış yapış soslu makarnadan da dışarıdan gelen pizzadan da nefret etti.

       Bu insanları kırmadan şu yemek işini ele almakta fayda vardı. Çocuklar acıktıkça mutfağa giriyor, yavrum yazık ne bulurlarsa yiyip geri çıkıyorlardı. Bebelerin halini, evin dağınıklığını annesi görse, kesin üç gün yataktan çıkamaz hasta olurdu. Hala kendine küçük kız dışında şüpheyle yaklaşan ki Sharon’u saymıyordu bile, çocukların yiyecek arandıklarını görünce, gazete okuyan kadının yanına çekinerek yaklaşıp,"Lauren..." diye seslendi.

        “Şey... Mutfakta birşeyler hazırlayabilir miyim?” 

      Kafasını okuduğu sayfadan kaldıran kadın, “Aysena burasını kendi evin olarak düşün, ne istiyorsan gir pişir ye, lütfen bunu bir daha sorma gereği bile duyma…” deyince istemsizce sırıtıp, “Tamam, teşekkür ederim.” der demez hedefine yöneldi. Annesinin yatıya gelen bir misafire bunu söylediğini düşününce, kahkaha atmamak için kendini zorlayarak gülmeye başladı.

      Sürekli her yaptığını takip ettikleri halde fazla yanaşmayan çocukların izlediğinin bilincinde, dolap kapaklarını açıp kapayarak heryeri kurcalayıp hayretler içerisinde evdeki malzeme bozduğunu inceledi. Herşey büyük boy ve abartılı miktarda alınmıştı.

     “Aç kalacaklarından, kıtlık çıkacağından mı korkuyorlar acaba?” diye söylenirken yanına yaklaşan küçük kız, sandalyelerden birine oturup merakla seyretmeye başladı.

        Nasıl olsa kendisini anlamadıklarının rahatlığıyla konuşmaya devam ederek, hala uzak duran oğlanlarla ilgilenmiyormuş gibi arkasını dönerek, “Şimdi ordan bakıyorsunuz ama yakında hepinizi kölem yapıcam, Asenaaa Asenaaa, ay pardon Aysenaaa diye peşimde dolanacaksınız.” derken pis pis sırıttı.

     Kafasında yüzlerce defa yaptığı tariflerden malzemelerini eşleştirdiklerini bulup, büyük bangonun üzerine sıralamaya başladı. Ellerini yıkayıp işe girişmeden, kendisini takip eden çocuklara şöyle bir bakıp, “Bugün size bir ders olsun, kiminle aşık attığınızı görün ayağınızı denk alın, benimle iyi geçinin mutlu kalın…” deyip tariflerinin anca yeteceğini düşünüp, çarpı ikiye bağlayarak becerikli ellerle hızlı hızlı çalışmaya başladı.

        İlk grup tatlı kurabiyeyi, bir süre inceledikten sonra nasıl kullanacağını keşfettiği fırına atınca hemen poğaçalarına onu yaparken de robotta çarptığı kekine geçti. Buzluktan çıkarttığı dana etini, açılması için dışarı çıkartmaya da unutmadı. Kırk beş dakika sonra, evin her yerine mis gibi kurabiye kokularının yayılmasıyla duruma alışkın olmadıkları belli olan ev halkı, ergenus dâhil, mutfağa doluşmaya başladı. Jack’in yüz ifadesi şoka girmiş gibiydi. Şimdiden bir köle sahibi olduğunu düşünüp sırıttı.

     Üstteki fırında iki misli kabarmış, pişmiş kurabiyeleri çıkarıp mermer bangoya koymasıyla uzaylıymış gibi bir kendisine bir kurabiyelere bakan ailenin şaşkınlığı görülmeye değerdi. Davet bekledikleri belli olan ev sakinlerine, biraz ızdırap çektirmek için dolapta hazırladığı, Naime Sultan’ın özel spesiyali kabuklarıyla yoğurarak hazırladığı limonatanın bir sürahisini çıkardı. Onu da yerleştirip, üste attığı kabarmaya başlamış kekini kontrol ettikten sonra, alttan pişen poğaçalarını da çıkarırken ergenusa seslendi. Ne de olsa, açlık sofuluğu bozar diye boşuna dememişlerdi…

İGAP    İdeal Gelin Adayı Projesi (KİTAP OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin