20.BÖLÜM

297 76 35
                                    

20. BÖLÜM

Gece yarısına doğru geldiler, yine YUVA yı çepeçevre saran tel örgülerin dışına sakladı aracını. Üçü birden dışarıya çıkarak uzandılar yere ve yıldızları seyretmeye başladılar. Durgun ve sessizlerdi, yarın yapılacak olan operasyonun korkusu vardı içlerinde, bu işin sonunda ölüm bile vardı.

Deniz bu yaşadıklarına hâlâ inanamıyordu, daha düne kadar rezil bir yaşantısı varken bugün ölümle burun buruna bir maceranın içine dalmıştı. Gözleri yıldızlarda, aklında soru işaretleri olan Cenk'e doğru yan döndü;

"Eminsin değil mi? ya gelmezse erzak kamyonu?"

"Her ayın birinde gelir, deponun önüne yanaşırdı biz de taşırdık. Eğitimlerimiz o kadar yorucu olurdu ki dört gözle kamyon gelse de taşısak diye bakardık, malzemeleri taşırken dinlenirdik"

"Çok zor bir hayatınız olmuş, çocukluğunuzu bile yaşayamamışsınız"

"Evet"

Durgundu Cenk, çok da düşünceli. Deniz onun ruh halini çok iyi anlayabiliyordu.

"Ya aradığın bilgileri içeride bulamazsan"

"O zaman Üstat'ı bulup konuşturmam gerekecek. Bir daha buraya gelir mi bilmem"

"Son olaylardan sonra biraz zor gelir"

"Kız kardeşimi bulmam lazım. Gereken bilgileri buradan bulamazsam ben de ülkedeki kızların hepsinin yüzlerine teker teker bakarım"

"Ne bulmayı umuyorsun? "

"Kaşlarının tam ortasındaki siyah noktayı"

Cenk yine durgunlaştı, sesi ağlamaklı çıkıyordu.

"Hatırladığım birkaç anımdan biri kardeşimin elmacık kemiğimin üzerindeki siyah noktayı kir sanarak silmeye çalışmasıydı, ben de onun kaşlarının ortasındaki noktaya dokunurdum. Diğer anılarım ise çok daha kötü"

"Nedir o anılar?"

"Üstat'ın annemi öldürdüğü anılar"

Cenk sustu, ayağa kalkıp araca binerek başını koltuğa yasladı. Yarın onlar için çok büyük bir gün olacaktı.

***

Sabah erkenden uyandılar, kahvaltıdan sonra yaptıkları planın üzerinden tekrar tekrar geçtiler. Cenk onları dikkatli olmaları konusunda defalarca uyardı, en küçük bir hataları ölüme sebebiyet verebilirdi.

Öğle saatlerine yakın bir kamyon toprak yolda belirdi, asma kilitli kapının önüne gelince durdu. Şapkalı şoför aracı çalışır vaziyette bırakarak indi aşağıya ve cebinden çıkardığı anahtar ile asma kilidi açtı, zincirlerini çözdükten sonra kapıyı da ardına kadar açarak kamyona yöneldi. Tam tekrar kamyonuna binecekken Cenk aniden çalılıkların arasından çıkarak adamın başına tabancasını dayadı. Adam korku ve endişeyle ne yapacağını şaşırarak ellerini havaya kaldırdı. Cenk adamı ensesinden tutarak çalılıkların arasında bekleyen Deniz ve Tuğçe'nin yanına götürdü. Adamı yere yatırıp tabancasını onun yüzüne doğrulttuktan sonra kararlı bir ses tonuyla;

"Ana kapının şifresi kaç?"

Adam önce şaşırdı sonra alaycı bir gülümsemeyle;

"Sen kiminle uğraştığını bilmiyorsun galiba delikanlı, ben devlet için çalışıyorum ve gizli görevdeyim. Bu yaptıklarınızı öğrendikleri zaman başınız fena halde derde girer söyleyeyim. Siz şimdi beni bırakın, ben de burada olanları unutayım"

Cenk tabancasını çevirip adamın yüzüne sertçe vurarak bağırdı;

"Devlet sizin gibi katillerle çalışacak kadar aciz değil! Asıl siz devlet için çalıştığını zanneden asalaklarsınız"

YUVA / SİYAH BEYAZ KATİLLER Where stories live. Discover now