1-Kaybolan yalnızca hafızam değildi; dünüm, bugünüm, yarınım...

4.5K 259 531
                                    


Beyonce, crazy in love(Fifty Shades Of Grey)




Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


•°•°•

Güneş ışıkları soluk tenini parlatırken, şu sıralar geriye çekilmiş bir nehrin karşında oturuyordu genç adam. Şimdiden bıkmıştı şuan ki durumundan. Derin bir nefesi içine çekip, kafasını gökyüzüne kaldırdıktan sonra bırakmıştı tükenmişliklerini ile birlikte, çektiği nefesi yukarı doğru.

Hava hafif rüzgarlı ve içi okşayan cinstendi. Adamın rüzgarla bir o yana bir bu yana savrulan siyah saçları gözünün önüne gelmiş, kirpiklerini aşıp grinin kavheyle dansından doğan irislere dokunmak istiyordu.

Genç, yüzündeki yumuşak tellerden rahatsız olup, sağ elindeki zarfı sol eline alarak sağ eliyle geriye atmıştı siyahlarını.

Rüzgar esmeye devam ederken, sol elindeki zarfın rahatsız edici kağıdının dokusu ona unutmaya çalıştığı her şeyi hatırlatıyordu. Hayatının baş edemeyeceği gerçeklerini...

Kağıtta yazanların aklına gelmesi ile tekrardan sinirlenen genç yerinde, tek elinin üstünde, hafifçe yükselerek fırlattı zarfı.

Zarf havaya atıldığı ilk saniye bir kuşa dönüşüp gökyüzünde yükselirken hayretlerle güldü genç adam. Hala alışamamıştı bu saçma sapan, olağanüstü durumlara.

Fakat farkındaydı. Eski yaşamı -her nasılsa o da hafızası ile hızla kendini terk etmiş ve zarftaki kâğıtta yazanlarla yalnız kalmıştı bu dünya da.

O artık bir ölüydü. Cennet bekçilerinin kendilerine kurban seçtiği, çözeceği gizeme göre hayatını şekillendirecek bir ölü.

"Tabii artık ortada bir hayat varsa." Diye söylendi kendi kendine genç adam.

Arafta kalmış ruhunu cennete taşımak artık bu dünya da ki son gayesi olacaktı. Aynı hafızası gibi o da terk edecekti üç ay sonra bu hiçliği.

Kendi düşündüklerine kahkaha attı dayanamayıp. O sadece bir ruhtu. Dokunduğu şeyleri bile havalandıramayan, kimseyle iletişime geçemeyen, ona, daha ne ile ilgili bile bilmediği gizemi çözmek için verilmiş güçlerle yaşayan bir ruh. Gerçi kime göre yaşamaktı ki bu?

Saçlarını tekrar sağ eliyle havalandırıp ayağa kalktı. Üstünü silkelemeye çalışmadı. Sonuçta onu gören kimse yoktu.

Okuduklarını sindire sindire, ona gelen zarfın içindeki kâğıtta yazan adresi bulmaya çalıştı.

Ve eğer doğru tahmin ediyorsa adrese gidecek yol uzun sürecekti.

Bazen uçarak bazen de yürüyerek aldı bu yolu. Hatta hislerini kontrol edemeyip yoldaki baloncunun balonlarını tekmelemeye bile çalıştı. Tabii bacağının balonların içinden geçip, hiçbir etki bırakmadığını görünce sinirden çığlık ata ata uçmaya devam etti.

Three Months To Heaven •JİKOOK•Where stories live. Discover now