32. Bölüm

995 119 12
                                    

Hiç içime sinmedi ama yazmasaydım ne zaman yazacak zamanım olurdu onu da bilmiyorum. Keyifli okumalar. Bu arada fark ettim ki uzun zamandır kimseye bölüm ithaf etmiyormuşum. Senin için daha güzel bir bölüm yazarak onu ithaf etmeyi isterdim ama sanırım bu hikayeyi bitireceğim. Şey konumuza dönersek son bir haftada yorumlarınla beni güldürdüğün ve hikayeye renk kattığın için teşekkür ederim. Seninle tanışmak güzeldi. Umarım hikayeyi güzel hatırlarsın bu bölümü sana ithaf ediyorum Hufflepuffli_senpai

Sehun dikiz aynasından arka koltukta yatan adama baktı. Şerefsizi yol kenarında ölüme terk edip Jongin'le ülkeyi tek etmemek için kendini zor tutuyordu şuan.

"Hayır Jongin, ben babandan yardım istemedim. Baban beni izletiyormuş bu yüzden durumdan haberdardı zaten. Bana teklifte bulunmaya gelmiş falan. Neyse işte geri gönderdim. Ondan yardım falan istemedim ben."

"Ne teklifi?"

"Boşver işte neyse ne"

"Sehun?"

"Ne?"

"Ne teklifi diye sordum."

"Ben de neyse ne dedim Jongin. Ne yapacaksın?"

Jongin bu işin peşini bırakmayacaktı ama şimdilik Sehun'u rahat bırakma kararı aldı. İkisi de konuşmak için iyi bir modlarında değillerdi. Siwon'nun kanı arka koltuğa akarken istemsizce ikisi de geriliyordu. Bu iş öyle ya da böyle kapanması gerekiyordu ancak Siwon'nun ölümü şu durumda aleyhlerine olacak bir şey değildi. Özellikle onu kendi evlerine götürürken ne kadar mantıklı hareket ettiklerini bilmiyordu Kai. 

O dakika fark ettiği bir şeyle Sehun'a küçük bir bakış attı. Kendi evleri diye düşündü. Dağ evini daha önce kimseyle paylaşmayı düşünmemişti ama şimdi fark ediyordu ki orası çoktan Sehun'nun evi de olmuştu Kai için. Çoktan onların evi, kendi evleri olmuştu. 

Dağ evine vardıklarında Siwon'u yemek masasına yatırdılar. Normalde bunun hijenik olmadığının ikisi de farkındaydı ama bunu umursama aşamasını ikisi de geçmişti çoktan. Kai küçük ameliyat setini hiç kullanmadığı ecza dolabından çıkarırken Sehun'da Siwon'nun yarasını kontrol ediyordu. Çok kan kaybetmiş olması bu ameliyatı oldukça riskli hale getiriyordu. Elini Siwon'nun cebine atarak cüzdanını aradı Sehun. Sağlık kartını cüzdanında taşıyor olmasını umuyordu. Aksi takdir de kan grubunu bilmeden ona kan sağlayamazlardı. 

Sehun bulduğu kartla kan grubunu kontrol ederken Kai çoktan yanına ulaşmıştı. İçki dolabından bulduğu vizkisini istemeyerek bisturiyi ve klempleri temizlemek için kullanmıştı. Ve bu konuda oldukça huysuzdu. 

"A grubu" dedi Sehun yanındaki esmere.

"Ben de" diye cevapladı onu Kai tekli koltuklardan birini masanın yanına çekerken.

"Biliyorum. Ama bu ameliyatı benim yapacağım anlamına geliyor." 

"İlk defa girmiyorsun ya"

"Gerginim ama."

Kai sıcak bir gülümsemeyle yerinden kalkıp masanın yanında dikilen sevgilisine ulaştı. Elleri Sehun'nun beline dolar dolamaz Sehun'nun kolları da onun boynuna dolandı. Onu rahatlatmak için bel kıvrımını okşayarak burunlarını birbirine sürttü. Sehun'dan küçük bir kıkırtı yükselirken Kai uzanıp dudaklarını onun dudaklarına dokundurdu. Küçük öpücük ikisi içinde yetersiz olacak ki. Kai kafasını hafif yana eğerek kendine daha rahat bir açı ayarlarken Sehun'da Kai'nin boynundaki kollarını sıklaştırarak esmeri kendine yaklaştırdı.

Asklepios // SekaiWhere stories live. Discover now