13

10.5K 624 235
                                    

Multi:Samira

Samira'dan

Anlam veremiyordum bu olanlara.

Yamaç Hoca bir haftadır yüzüme bakmıyordu. Çok istediğimden değil ama davranışları çok hızlı değişiyor ve ben hızına yetişemiyordum.

Ben hariç bütün öğrencileriyle ilgileniyordu beyfendi. Özellikle de Selin'le! Matematik kelimesini duyunca kafasını duvarlara sürten Selin, şimdi elinden matematik kitaplarını düşürmüyordu. Derdinin ne olduğunu biliyordum ama bu kadar belli etmeseydi keşke.

Sıramda tek başıma oturmuş parmaklarımla  ritim tutuyordum. Yağız ve Sibel'i en son okul bahçesinde görmüştüm. Devran'da gelmemişti zaten. Sınıf her zaman olduğu gibi fazla kalabalık değildi. Canı sıkılan izin alıp okula gelmiyordu.

İlk iki ders matematikti ve ben sevinsem mi sinirlensem mi karar veremiyordum. Selin öğretmen masasının hemen önünde oturmuştu. İki senedir aynı sınıftaydık, bir kere bile en arkadan kalkıp ön sıralara oturduğunu görmemiştim... Tâ ki Yamaç Hoca gelene kadar.

Sinirlenmemek elimde değildi. Selin'den beklediğim davranışlardı bunlar ama Yamaç Hoca'ya n'oluyordu? Ne istiyordu benden? Bir gün sarılıp öpüyor ikinci gün hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Beni öptüğünde ona bir tokat dahi atmadığım için kafamı kopartasım vardı. Ben niye böyle gerizekalıydım ki? Belli ki adamın canı sıkılmıştı ve benimle uğraşıyordu işte. Bende salak gibi bir haftamı onu düşünerek geçirmiştim.

Gözlerimin önünde gidip gelen eli farkettiğimde hızla yanıma döndüm. Dişlerimin arasına alıp kemirdiğim  kalemi daha yeni farketmiştim. Devran değişik bir gülümsemeyle bana bakıyordu.

"Kalemden ne istiyorsun? Yiyip bitirmişsin zaten." dedi Devran gülümseyerek. Artık nasıl sinirlendiysem Devran'ı bile farketmemiştim.

"Acıkmıştım. Bir baktım elimde kalem var. Bende zaten yazı yazmıyorum en azından bir işe yarasın diye alıp kemireyim dedim." dediğimde Devran öküz gibi gülüyordu.

"Ben kantine gidiyorum. Sen kalemini kemirmeye devam et. Bir şey istiyor musun?" dediğinde ona en pis bakışlarımdan birini atmıştım.  Şu an çikolata yemekten daha güzel ne olabilirdi ki?

"Bana bir karam, bir browni, bir aşk tadında, iki tane harby, üç tane çikolatalı süt, bir tane crax, bir de şeftalili meyve suyu." deyip cüzdanımı çıkardım ve içinden paramı çıkarıp Devran'a uzattım. Elimdeki paraya bakan Devran bana ölmek mi istiyorsun? bakışı atmıştı.

"Sen beni kızlardan para alan toplardan falan mı sanıyorsun?" dediğinde gülmemek için kendimi sıkmaya başladım. Ne zamandan beri kızlardan para alan erkekler top olmaya başladı? Neden para deyince erkekler hemen ellerini ceplerine atıyordu ki?

"Toplukla ne alakası var? Bir erkek bir kızdan para alamaz mı yani?" dediğimde Devran çarpık bir gülümsemeyle bakıyordu bana.

Devran bana cevap vermeyip sınıftan çıktı. Etrafımda aklı başında biri vardı da ben mi göremiyorum? Benimde aklımın başımda olduğu pek söylenemez ama...

Bu gün Galatasaray maçı vardı ve her ne kadar moralim bozuk olsa da akşamki maç için heyecanlıydım. Bu maçı alırsak şampiyonluğa bir kaç adım daha yaklaşmış olacaktık.

Kafamı sırama koyup Galatasaray marşı söylemeye başlamıştım ki birinin bana eşlik etmesiyle yerimden sıçradım. Yağız ve Sibel hemen önümdeki sıraya oturmuşlar ve Galatasaray marşını söylüyorlardı. Aslında söylüyorlar yerine katlediyorlar desek daha uygun olurdu sanki.

KISKANÇ ÖĞRETMENİM {Devam Ediyor}Where stories live. Discover now