Bölüm: 2

126 25 102
                                    

* Oysa seninle bir dakika bile umutlandırmaya yetiyor beni. *

  ( 6 yıl sonra...)

1 Yıllar geçmişti fakat ben Beyza' ya hala açılamamıştım. İçimde ona karşı biriken hisler boğazıma kadar gelmişti de içime yutkunmak zorunda hissetmiştim kendimi. Sabahları Semih'in yanında akşamları ise aşağı parkta Beyza'nın yolunu gözler oldum. İçimdeki hislerden oluşan bir kaç cilt not defteri koleksiyonum bile olmuştu. Değişik bir koleksiyon... Ağustosun son gecesi, son kadeh şarabımı fondipleyip aylak aylak yürümeye başladım.

Beyza' dan gün boyu cevap alamamıştım. İçtiğim şarabın etkisiyle evin yolunu tuttum. Tam parkın yanından döneceğim sırada garip bir tipleme Beyza'nın ellerinden tutuyor ve bir şeyleri açıklamaya çalışırcasına hareketler savuruyordu. Beyza' nın bir başkasına his besleyeceği aklımın ucundan geçmiyorken ellerimle gözlerimi avuşturmaya başladım bir sinirle. Damarlarımda akan alkolün örse vurulmuş bir çekiç misali beynime vurduğu siniri kontrol edemedim ve yanlarına koşuverdim. Ayak seslerimi duydukları gibi Beyza ellerini birden ayırıp " Ben suçsuzum." Bakışı atsa bile gördüklerim karşısında sinirimi yatıştırmam imkansızdı. Sinirli gözlerle Beyza'ya bakarken tutamadım kendimi;

" Beyza... Kim bu çocuk? " dedim.

Beyza sinirimi anlamış olacak ki gülümsemeyle cevap vermeye çalışırken erkekliğine yediremeyen çocuk araya girdi.

"Karşında bir kadın var nasıl konuşuyorsun bilader sen? "

Öfkeden mantığıma hakim olamadım ve Beyza'nın açıklamlarını bile beklemeden iki tane indirdim çocuğa. Yere düşen çocuğa her vuruşumda tüm yaşadığım yılların sinirini çıkartıyormuş hissi bedenime iyi geliyordu.

"Deniz. Dur, vurma... Lütfen vurma..."

Beyza'nın haykırışları kulağımda çınlasa bile durduramadım kendimi. Ellerimin parçalanmış ve üstümün toprak ile kan karışımını görmemle midemde uyanan sıcaklığın etkisiyle kusuverdim. Arkamı döndüğümde Beyza yere diz çökmüş ağlıyordu. Ne üzünç bir durum içerisinde olduğunu aldırmadan;

" Bunun için mi bir kez bile olsun merak edipte aramadın beni? "

"Sen ne hayvan herifsin. Senin gibi insanlıktan yoksun birisini arasam ne değişecek? Şu haline bir bak pis köpek..."

" Ben böyleyim kızım. Seversem kıskanırım. Kıskanırsam da tutamam kendimi. Fakat beni böyle kabul edemeyeceksen siktir git hayatımdan..."

Beyza'dan ses gelmedi. Ne pahasına olursa olsun içimdeki öfkeyi kusmam gerekiyordu ve tüm iğrenç kelimeyi o gün ilk defa Beyza'ya söylemiş oldum. Giderse eğer geri dönmeyeceğini biliyordum. Bir başkası varken küfür etmeyi sevmeyen ben nasıl olurdu da böylesi iğrenç kelimeleri ağzımdan çıkartmıştım anlam veremedim. Belli bir süre bekledikten sonra yerde kıvranmaya devam eden çocuğa bir tekme daha atıp eve doğru yürümeye başladım.

Bir kaç gün evden çıkmadım. Sonradan Semih'ten öğrendim ki, geçen gece patakladığım çocuk Beyza'nın kuzeniymiş. Ben ise uğruna kanlar döktüğüm kızın kuzenini dövmüş bulundum. Beyza'nın annesi geçimlerinin zorluğu nedeniyle kardeşinin evine taşınma kararı almış. Beyza'ya ne kadar mesaj atsam da hiç birine cevap vermedi. Her gece buluşma saatimizde parktaydım ve gelen olmadı.

Hayatımın en kötü günü gelmişti. Tüm mahalleli sokağa çıkmış, Beyzaların çekiştirdiği bavulları seyrediyor, bir kısmı helallik isterken bir kısmı da sadece seyrediyordu. Bulundukları yolun karşı duvarına çıkıp oturmuştum. Beyza bir kez gözlerimin içine baktıktan sonra bir daha yüzüme bakmadı. Bana bir kez olsun sarılamadan taksiye binip gittiler. Taksinin tekerleriyle birlikte içimde ki bitmek bilmeyen hislerin göz damlaları gözlerimden akıp toprağa düşüyor, Beyza ise bundan habersiz kafasını cama dayarcasına göz yüzüne bakıp iç çekiyordu. Belki de dünyalara örnek olacak bu aşk benim bir aptallığım sonucu daha doğmadan bitmişti. Oysa ben onun kusurlarını kusursuzca sevmiştim fakat o beni hiçbir zaman affetmedi.

Şeker PrensWhere stories live. Discover now