Kaos'un Üç İblisi

Turnuva I

Turnuvaya kayıt işini hallettikleri gibi sessizce şehirde dolaşmak için akademiden çıktılar. Zed'in yüzündeki gülümseme Lean ve Sera'nın dikkatini çekiyordu.

"Hey, Zed. Aklından neler geçiyor? Bu gülümsemeyi çok iyi tanıyorum ne zaman bir plan yapsan bu gülümseme suratına yapışıyor."

Zed'in gülümsemesi daha çok büyürken aklından geçenleri anlatmaya başladı.

"Kayıt formunun altındaki açıklamayı okudunuz mu?"

Ikiside birbirine bakarak kafalarını olumsuz anlamda salladı. Fark etmemişlerdi bile.

"Hayır, görmedim bile."

"Dikkatli baksaydınız turnuva kurallarının işimize yaradığını görürdünüz.

Ilk madde:
Kimse turnuva katılımcılarından birine turnuva bitene kadar zarar veremez. Verilen zarar da karşı taraf bütün klanıyla birlikte yok edilir.

Geçen günden sonra Yıldız klanının bizim peşimize düşeceğini biliyoruz. Bu madde de onların bir süre bizden uzak durmalarını sağlayacak yani turnuva boyunca sadece ödüllere ve rakibe odaklanabiliriz.

İkinci madde:
Öldürmek serbest. Kimse intikam peşine düşemez. Düşen ise ilk maddedeki gibi bütün klanıyla beraber yok edilir.

Böylelikle kendimizi tutmamıza gerek kalmayacak. Karşınıza çıkan herkesi parçalara ayırmakta özgürsünüz. Turnuvada ilk üçe kolayca girebileceğimizi düşünüyorum. Haliyle akademi bizi isteyecek ve Yıldız klanının bütün intikam girişimleri boşa çıkacak. Biz ise elimizi bile kirletmeye gerek duymadan buradan ayrılacağız. Ödüllerle birlikte."

İkili bir süre sessizce dinlerken Lean önemli bir noktaya parmak bastı.

"Akademide birçok kez birinci ikinci ve üçüncü olan varken bizi korumak için neden böyle birşey yapsınlar Zed?"

Zed'in gülümsemesi daha sinsi bir hal aldı.

"Az önce turnuva kayıt bölümünde yaşımı doğru yazmamın sebebi sizce neydi? Bu vücudla benden şüpheleneceklerini ve bunu kanıtlamaya çalışacağını biliyordum. Akademi elderi ise uzun süredir oraya gelen öğrencileri izlemekle görevlendirdiği açıkça belliydi. En başından beri dikkatlice baksaydınız gelişimi yüksek öğrencileri izlediğini görürdünüz. Ona sadece kendi bilgilerimi gösterseydim tek bana ilgisi kayardı. O yüzden ilk sizin ardından benim potansiyelimi görmesi için izin verdim. Böylelikle onun kaybetmek istemeyeceği potansiyeller oluyoruz."

Tek kelime etmeyen Sera tekrar Zed'e baktı. Bu düşünce şekli... nasıl bir iblisti takip ettikleri bu çocuk?

"Peki.. Sonuçların iyi olacağını nerden biliyordun?"

"Çok basit. Kendi potansiyelimi uzun zamandır biliyordum. Sadece ona belli etmedim. Eğer belli etseydim niyetimi anlayabilme olasılığı yüksek olurdu. "

"Bir dakika, bir dakika! S-sen o yüzden mi sonuçlara şaşırmadın? Şimdi daha iyi anlıyorum."

"Elbette. Size neden söylemediğime gelirsek eğer bunu zaten bilseydiniz şaşırmanız oldukça yapmacık olurdu. Her ne kadar seviye olarak ona yakın olsakta yılların tecrübesiyle bunu anlaması zor olmazdı."

Konuşmanın üstüne kimse tek söz söylemeden hana ilerlemeye başladı. Küçük Zed'in zekası onları birkez daha şok etmişti. Zed her ne kadar 6 yaşına yeni girmiş bir çocuk olsa da çoğu zaman kendisine bile açmadığı yaşından büyük bir tecrübesi olmuştu. 9 yaşına girdiği gün o anı tekrar yaşayacaktı bunu biliyordu. Neden bunu yaşadığını hiçbir zaman öğrenemeyeceğini düşünse de elbet birgün anlayacaktı. Sera ve Lean onun bu düşünceli halini fark etse de birşey söylemedi.