Gökyüzü İmparatoru

Bölüm 169: Öfke Patlaması (2)

Mustafa, Ayşe ve Deniz bir haftalık yolculuk sonrasında biraz bilgi toplamak için durmuştu.

Mustafa ilerde gördüğü bir grubun yakınına nano robotlarını göndererek bilgi almak istedi.

Ama duyduğu bilgiler sonrasında bedeninden istemsizce yoğun bir öldürme niyeti ortaya çıktı. Bu öldürme niyeti artık o kadar yoğundu ki çıplak gözle görülebiliyordu.

Koyu siyahımsı bir renge sahip olan öldürme niyeti hemen ekicinin etrafını sarmıştı.

Deniz ve Ayşe ne olduğunun halen farkında değildi. Ama birşey kesindi Mustafa' nın öfkesi uyanmıştı. Şu an onu sakinleştirmek imkansız gibiydi.

" Sen... "

Mustafa' nın yoğun öfke ve öldürme niyeti ile harmanlanmış sesi insanların kalbinin istemsizce ürpermesine neden oluyordu.

Üç ekici kendi aralarında konuşurken birden ortaya çıkan güç karşısında şaşkınlardı. Tepki dahi verememişlerdi.

Mustafa göz açıp kapatıncaya kadar ekicinin yanına gelmişti. Tek eli ile ekicinin boğazını tuttu ve yavaşça yukarıya doğru kaldırdı.

Ekici ilk şokunu atlatmıştı. Ama şu an artık çok geçti. Ne kadar çırpınsada Mustafa' nın elinden kurtulamamıştı.

Yaptığı tüm saldırıların hiçbir etkisi yok gibiydi. Yüzü gettikçe moraldı ve hareket etmeyi bıraktı.

Ekici öldüğünde neden öldüğü bile bilmiyordu. Birkaç saniye önce mutlu bir hayatı vardı ama ağzından çıkan birkaç kelime kendi ölüm fermanını imzalamasına neden olmuştu.

Diğer iki ekici oldukları yerde donmuştu. Bedenlerini hareket dahi ettiremiyorlardı. Gözleri genişlemiş bedenlerinden sürekli soğuk terler çıkıyordu.

Karşılarında duran kişi bir insandan daha çok vahşi bir canavar gibiydi.

" Efendim ne olur bizi bağışlayın. "

Bir ekici hemen yere kapandı. Şu an ölüm ile yaşam arasında ki ince çizgide olduğunu biliyordu. Karşı koymak sadece ölüm sürecinin daha acılı olmasına neden olacaktı.

Mustafa ekciye baktı. Hiçbir söz söylemedi. Şu an hem zihni hemde bedeni yoğun öfkeyle yoğruluyordu. Bunun sonunda tek bir şey düşünebiliyordu. O da acımadan öldürmek.

Yüzü moralmış ve boğularak ölmüş ekciyi bıraktı, bir saniye sonra konuşan ekicinin önünde belirdi.

Ekici başını hafif kaldırıp Mustafa' ya baktı. Bu sırada Mustafa bacağını yavaşça kaldırdı ve birkaç ton ağırlığında ki bir çekiç gibi ekicinin başına indirdi.

Ekici gelen saldırıyı görsede artık kaçmak için çok geçti. Mustafa' nın güçlü tekmesi sonucu ekicinin başı param parça olmuştu. Ölüm şekli arkaşından daha korkunçtu. Ekiciyi şu an tanımak imkansızdı.

O da arkadaşı gibi neden öldürüldüğünden habersizdi. Neden böyle güçlü bir canavar kendilerine saldırdı asla bunu bilemeyecekti.

Son ekciyi iki arkadaşının ölümünü gördüğünde yüzü beyazladı. Hayatında ilk kez bu kadar çok korkmuştu. Karşısında duran kişi ne bir canavar ne de bir insandı.

" Yaklaşma! Buraya gelme! "

Ekici, Mustafa' nın hareket ettiğini gördüğünde korkudan bağırdı. Mustafa' dan çıkan koyu siyah aura ekiciye daha önce ulaşmış ve bedenini tıpkı bir sarmaşık gibi sarmaya başlamıştı.

Ekici kaçmak istesede bedeni onu dinlemiyordu. Bacaklarını hissetmiyordu. Başını hafif eğdiğinde artık bacaklarının olmadığını gördü.

Mustafa' nın elinde kan damlayan herşeyi kesebilecek bir hissiyat veren kılıç vardı. Bu kılıç karşısında ekicinin bacağı hiçbir direnç gösterememişti.

Bacağının kesildiğini birkaç saniye sonra anlamıştı.

" Neden bize saldırıyorsun? Sana ne yaptık! "

Ekici bacağının acısını şu an umursamıyordu. Bu katliamın neden gerçekleştiğini bilmek istiyordu. Kimseyi rahatsız etmeden güvenle yaşamak istemişlerdi. Ama şu an uyuyan canavarı uyandırmış gibilerdi. Bunun nedeni bilmek istiyorlardı.

Mustafa ekiciye baktı kılıcını tekrar hareket ettirdi. Birkaç saniye sonra ekicinin bedeni paramparça olmuştu. Sözleri Mustafa' yı daha da kızdırmıştı.

Sevdiği dostlarını sadece önemsiz bir konuşma için kullanıp bundan zevk almışlardı. Hatta bunu yapanların yanında olmak istemişlerdi.

Mustafa' nın gözünde bu insanlar ile Koray' ın arasında hiçbir fark yoktu. Hepsi acımasız bir ölüm için hak kazanmışlardı.

Ayşe ve Deniz şaşkınlık içinde Mustafa izliyorlardı. Şu an ne yapacaklarını bilmiyorlardı.

Deniz havaya baktığında gittikçe karardığını gördü. Bu fenomeni daha öncede görmüştü. Kendisi kaçırıldığında Mustafa buna benzer bir fenomene neden olmuştu.

Şimdi birkez daha aynı fenomen gerçekleşiyordu. Eğer birşeyler yapmazsa sevdiği insana ne olacağını bilmiyordu.

Bu fenomene neden olduğu son sefer 6 ay bilinçsiz kalmıştı. Ölüm ile yaşam arasında ki ince çizgide durmuştu. Eğer birşeyler yapmazsa sevdiği insan bu kez ölebilirdi.