Bölüm 2 |Git|

1.4K 63 0
                                    

Keyifli okumalar...



Zümrüt Yeşili
Bölüm 2 {Git}

   Avluda güzel havanın verdiği huzurla kitabımın son sayfasını okuyordum. Diğer kelimelerden daha büyük bir şekilde yazılmış olan 'son' yazısını gördüğümde, kitabın kapağını biraz hüzün, biraz da sevinçle kapattım.

   Aynı kitabın sonu olduğu gibi benim de hapiste geçirdiğim son gündü bugün. Üç yıllık çektiğim eziyet artık son buluyordu.

   Bugün üzgün olmam gereken bir konu varsa, o da Elif ablaydı. Onu her ne kadar burada tek başına bırakmak istemiyor olsam da, yapabileceğim bir şey yoktu.

   Ayağa kalkıp içeriye girdim. Yarım saat sonra buradan çıkacağım için normal boyutta olan sırt çantasına koyduğum eşyalarımı son kez kontrol etmeye başladım. Bu sırada yanıma Elif abla geldi. Saçlarını at kuyruğu şeklinde bağlamış, yüzünü ortaya çıkarmıştı.

   Ayak üstü onunla biraz daha konuştuk. Günün başında yaşadığım sevinç, yerini tamamen üzüntüye bırakmıştı. Kapı açıldı ve içeriye gardiyan girdi.

“Öykü Yıldırım, çıkış iznin onaylandı.”

   Gardiyan beni kapının önünde beklemeye başladı. Elif abla bana sıkıca sarıldığında ben de sarılarak ona karşılık verdim.

“Kendine iyi bak kardeşim. Hep mutlu ol tamam mı ?”

“Mutlu olmaya çalışacağım abla. Sende kendine dikkat et.”

   Elif abla benden ayrıldıktan sonra hırkasının cebinden bir şey çıkarttı. Bana doğru uzatıp konuşmaya başladı.

“Bu senin için. Benden küçük bir hatıra.”

   Uzattığı şeyi elime alıp incelemeye başladım. Ucunda zümrüt taşı olduğunu düşündüğüm bir kolye idi. Şaşkınlık yüzümde ki yerini aldığında gözlerimi ona doğru çevirdim.

“Abla bu çok değerli bir şeye benziyor. Bunu kabul edemem.”

   Kolyeyi ona geri uzattığım da kafasını olumsuz anlamda salladı.

“Hayır, hayır. Bunu benim için al ve tak. Ayrıca gözlerin ile uyumlu.”

   Gardiyan çabuk olmamı söylediğinde kolyeyi avuç içimde daha çok sıkıp Elif ablaya tekrar sarıldım. Teşekkür ettikten sonra el sallayıp gardiyanın beklediği kapıdan dışarı çıktım. Gardiyan kapıyı kapatıp önümden yürümeye başladı.

“Önce özel eşyalarını alacaksın. Sonra çıkabilirsin.”

   Gardiyan görmese de başımı olumlu anlamda salladım. Kapılardan geçtikten sonra gardiyan beklememi söyleyip bir odaya girdi. Bu sırada avcumda tuttuğum kolyeyi boynuma taktım. Gerçekten çok güzeldi.

   Beş dakika sonra gardiyan elinde küçük bir şeffaf poşet ile geri döndü ve bana uzattı. Poşeti alıp içine baktığımda bir miktar para, bir kulaklık ve telefon olduğunu gördüm.

   Cinayetin yaşandığı gün yanımda olan şeylerdi bunlar. Eşyaları sırt çantasına koydum. Gardiyan eliyle iki tane görevlinin durduğu kapıyı işaret etti.

“Kapı şu tarafta, geçmiş olsun.”

   Gardiyan geldiğimiz yönün ters yönüne doğru giderken, ben de işaret ettiği yöne doğru ilerlemeye başladım.

   Görevli kişiler kapıyı açarken hızlı atmaya başlayan kalbim ile kapıdan dışarı çıktım. Buradan tamamen çıkmama son bir kapı kalmıştı. Biraz ilerleyip demir kapının önüne geldim. Yine bir görevli kapıyı açtığında, derin bir nefes alıp verdim ve kapıdan geçtim.

ZÜMRÜT YEŞİLİDonde viven las historias. Descúbrelo ahora