0.5

237 35 6
                                    

16 Ekim 1996
13:26


Draco Malfoy:
Nasılsın?

İlk mesajı o mu atmıştı gerçekten?

Capella:
Yorgunum biraz
sabahtan beri ödevlerle
uğraşıyorum.
Sen nasılsın?

Draco Malfoy:
Hiç, öyle.
Uykusuzum sadece.

Capella:
Bu sömestr başladığından
beri doğru düzgün uykunu
aldığını da, yemek yediğini
de görmedim.
Yavaş yavaş kendini
öldürmeye mi çalışıyorsun
yoksa?

Draco Malfoy:
Snape gibi konuştun.

Capella:
Sana yemek yemediğin
için kızdığını görmüştüm,
haklı.
Snape'le birlik olup seni
kaçıracağız ve ağzına biraz
yemek tıkacağız.

Alayla sırıttığını görür gibiydim.
Hatta zaten, şu an görüyordum.

Capella:
Bir saniye.
Atkını takmadın mı?

Draco Malfoy:
Yine beni gözetliyorsun,
hiç şaşırmadım.

Capella:
Boşuna bakınma
beni bulamazsın.

Draco Malfoy:
Korkutucu.

Capella:
Bu soğuk havada incecik
hırkayla buz gibi çimlerde
oturan tek geri zekâlı
sensin.

Draco Malfoy:
Ben dayanıklıyımdır soğuğa.

Capella:
Cidden kendini öldürmeye
çalıştığına karar verdim.

Draco Malfoy:
Ben kendimi niye öldüreyim?
Beni öldürmek isteyen çok
insan var, birisine söylerim
olur biter.

Capella:
Sinirlendirme beni de, sağına bak.

Draco yavaşça sağ tarafa çevirdi başını, biraz da arkaya doğru kaykıldı. Görmesini istediğim şeyi gördüğünde derin bir nefes verdi, verdiği nefes soğuk havanın etkisiyle buharlaşarak dağıldı. Şu an durduğu açı onu görmeme yardımcı olduğu için kızarmış yanaklarına ve çıplak boynuna göz gezdirdim. Donduğuna emindim.

Sonunda okulun kapısına gelmiştim. Az önce Draco farketmeden yanına atkımı bırakmak için öylece düşürmüş gibi yapıp yürümeye devam etmiştim, kimse de bunu çakmışa benzemiyordu.

Arkama dönüp ona baktım.

Boynundaki siyah, örgü atkı; bembeyaz teninde büyüleyici duruyordu.

the brightest stars // dramioneWhere stories live. Discover now