1.0

246 35 9
                                    

31 Ekim 1996
01:28

Capella:
Peki, geçen sefer
Harry Potter'ı neden
sevmediğini söyledin.
Ya Ron Weasley ve
Hermione Granger?
Onları neden sevmiyorsun?
Potter'ın yanındalar diye mi?

Draco Malfoy:
Neden soruyorsun?

Capella:
Aklıma takıldı.

Draco Malfoy:
Bunu bana soran ikinci kişisin.
Tuhaf.

Capella:
İlki kimdi?

Draco Malfoy:
Granger.

Ve sen cevap vermemiştin.

Capella:
Nasıl sormuştu?

Draco Malfoy:
Yoldan geçerken saçlarına
laf atmıştım.

O da bana dönüp
"Sen dünyanın en güzel
saçlarına sahip olsan bile
kimse seni, benim
arkadaşlarım ve ailem
tarafından sevildiğim kadar
sevmeyecek, Malfoy.
Çünkü taş kalplisin.
İnsanların fiziksel özellikleriyle
bir hiçlermiş gibi dalga
geçebiliyorsun.
Sana beni sev demiyorum.
Ama sahi, neden sevmiyorsun?
Ben sana ne yaptım?
Basit bir kan mevzusu mu
bu gerçekten?" demişti.

Cevap verememiştim.

Capella:
Hepsini aklında tutmuşsun.

Draco Malfoy:
Tutulmayacak gibi değildi.

Capella:
Ağır konuşmuş gerçekten.

Draco Malfoy:
Hak etmediğim bir şey söylemedi.

Capella:
Belki de daha sonra bu
söylediklerinden pişman
olmuştur.
Bilirsin, büyük konuşmak
hep insanın başına
iş açar.

Draco Malfoy:
Belki de.

Capella:
O hâlde, ona veremediğin
cevabı ben alabilir miyim?
Hermione Granger'ı neden
sevmiyorsun?

Draco Malfoy:
Çünkü ailemin söylediği
her şeyi sorgulattı bana.

Duraksadım.

Capella:
Peki bu iyi bir şey mi?

Draco Malfoy:
Hortum çıkması iyi
bir şey midir, Capella?

Capella:
Nasıl yani?

Draco Malfoy:
O kız, zihnimdeki tüm
fikirlerin ortasında bir hortum
yarattı.
Evet, bazı düşünceleri bir araya
getirip daha büyük akımlar
oluşturdu, bunu inkâr edemem.
Ama zaten karışık olan
durumu iyice karıştırdı.

Capella:
Önemli olan çıkan hortum
değil, o hortumdan
kurtarabildiklerindir.
Sen, ailenin sana
öğrettiklerini o hortumdan
sağ çıkarabildin mi?

Draco Malfoy:
Çıkarma şansım vardı.

Capella:
Peki çıkardın mı?

Draco Malfoy:
Ya çıkarmak istemiyorsam?

Capella:
O hâlde bırak orada kalsınlar.
Bırak karmakarışık kalsınlar Draco.
Her şeyi toplamak zorunda
değilsin.
Her şeyi üstlenmek zorunda da
değilsin.
Bırak kendini kasmayı.
Bırak yaran kanasın.
Bırak, yıllarca yukarı kıvrılmış
dudakların biraz da tuzlu gözyaşının
tadına baksın.
Sen de bir insansın.

Draco Malfoy:
Ben bir Ölüm Yiyen'im.

İtiraf ettiği şey karşısında donakaldım. Bunu zaten biliyordum ancak, Draco bunu birinin öğrenmesini ve öldürülmeyi o kadar umursamıyor olmalıydı ki; öylece söyleyebilmişti.

Draco Malfoy:
Koluma o aptal işareti
aldığımdan beri kendimi
insan olarak görmüyorum.
Daha çok, yürüyen bir cesedim.
Yıllardır ölüydüm zaten.
Artık sadece, ruhumdan
ölümün kokusu yükseliyor.
Eminim çok yakında
bedenimden de yükselecek.

Capella:
Eğer olur da bir gün gerçekten
yükselirse ölümün uğursuzluğu
senin bedeninden, yanı başında
olacağım.
Gözlerinin içine bakarak intihar
etmek için.
En başlarda, sana hissettiğim
duygunun bir tür intihar olduğunu düşünmüştüm.
Gözlerinde bir darağacı var, Draco.
Eğer sonsuza dek kaparsan onları,
beni de orada sallandırırsın.
Madem ikimiz de öleceğiz,
bari birlikte ölelim.

Draco Malfoy:
O güzel beyninin yazdığı
her şey içime işliyor,
sen nasıl bir şeysin?

Capella:
Ben sadece, çok âşık bir kadınım.
Ve sen de çok yalnız bir adamsın.
Yapboz parçaları, birbirlerini
tamamlasınlar diye ayrı yaratılırlar.
Ben senin, büyük ihtimalle
bulamayacağın diğer eşinim.

Draco Malfoy:
Büyük ihtimalle bulamayacağın
derken?

Capella:
Kim bilir, belki de bulursun.
Umarım bu, göğsüme yeşil
bir ışık yemeden önce olur.

Ancak, bundan emin olamıyorum. Bir savaş var kapıda, Draco, benim en önde girmek zorunda olduğum bir savaş. Harry Potter'ın sağında durmak, Ron Weasley'nin elini tutmak zorunda olduğum bir savaş.

Elim başkasında diye seni sevmediğimi zannedersen, kolumu keser, o eli gövdemden ayırırım senin için. Varsın el ele tutuşmayalım. Kalplerimiz birbirine tutunsun yeter.

the brightest stars // dramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin