Bölüm 66

122K 5.6K 4.9K
                                    

Hıçkırığımı tutarak hastaneden çıktım, göz yaşlarımı hızla silerken etrafıma kısa bir bakış attım.

Tanıdık kimse yoktu, Rüzgar sigarasını daha uzak bir yerde içiyordu belki. Korumalar ise kendi aralarında konuşuyordu.

Koşamazdım, dikkat çekerdi. Hem, sadece kafa dinlemek istiyordum.

Sakin bir şekilde kaldırımda yürüdüm, arkama bakmadan yoluma devam ettim. Dikkat çekmeden durağa vardığımda hızla arkama baktım.

Kimse yoktu.

Derin bir nefes alıp hıçkırığıma son vermeye çalıştım.

Etrafa baktım, insanların hiçbiri birbirine bakmıyordu. Hepsinin başı telefona eğikti. Birkaç kişi gelen otobüse bakıyordu.

Göz yaşlarımı silip duraktan ayrılıp koştum. Ayaklarım beni nereye kadar götürebilirdi bilmiyorum ama yorulana kadar durmadım.

Bacaklarım hissizleştiği zaman sakin bir yerde durdum, kendimi duvara yaslayarak derin bir nefes aldım.

Tam kendimi düşünecekken aklıma telefonum geldi.

Kaşlarımı istemsizce çattım, arka cebimden telefonu çıkardığımda saate baktım.

20.13

Hiç düşünmeden telefonun arkasını çıkarıp sim kartını kırdım. Sim kartını çöpe atarken aklıma sadece telefona bile gps koyabileceği geldi.

Bu düşünce ile ellerim titremeye başladı. Bana ne yapardı bilmiyorum, zaten kızgındı.

'Ablana zarar vermiş, şu an onun kızgın olması bir işe yarar mı?' dedi iç ses.

Haklıydı, asıl kızgın kişi bendim.

Telefonu kırmayacaktım elbet, şifreyi yazarken olabildiğince kafamdan salladım. Bu şifreyi asla bulamazdı.

Öylesine bir banka koydum ve adımlarımı hızlandırarak oradan ayrıldım.

Ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu, sadece yürüyüp biraz kafa dinlemek istiyordum. Adımlarımı attığım her saniye gerçek yüzüme çarpıyordu. Ne kadar onları itelemek istesem de sanki üzerime oturuyordu.

Evet, oturuyordu.

Uzaklaştığıma kanaat getirerek boş bir parktaki banka oturdum.

Aklıma yazdığım şifre gelince gülmek geldi içimden. SJSJSJSJSJSJ

Şifrenin bu olması iyi olmuştu, telefonu asla açamazdı, kimse açamazdı. Buna güldüm, sonra aklıma Yağmur geldi.

İçindeki bebeğin düştüğü... Yağmur'un yüzündeki ifadesi...

Dudaklarımı ısırıp başımı ellerimin arasına aldım. Ona aldırmasını söylüyordum ve kız strese girdi. Bebek düştü.

Derin bir nefes daha aldım,

"Üzgünüm bebekçik" dedim ve göz yaşlarımı sildim. "Dayın bir çetenin lideri, baban ise o çeteden bİri... Belki değişirlerdi ama onlar daha çok küçük, lütfen onları da beni de affet" diye fısıldadım havaya.

Boş boş havaya bakarken ne kadar dakikanın geçtiğinden habersizdim. Ağlamaktan gözlerim kurumuştu ve uykum gelmişti.

Havlama sesiyle gözlerimi açtım.

Birkaç köpek parkın diğer tarafında bana bakıyordu.

"Güzeller" dedim gülümsemeye çalışarak ve ayağa kalktım, onları takmayarak parktan ayrılıp caddeye çıktım.

Benden Kaçamazsın!Where stories live. Discover now