Car Thieves •taekook•

[Lider Benim]

"Bu hayatta üç şeyden nefret ederim"

Yeni gelen adamların arasında gezerken göğsümü gererek, otoriter bir sesle konuşuyor, onlara kimin patron olduğunu gösteriyordum. Hepsi sağlam adamlara benziyordu. İyi eğitimli ve dik başlı duruyorlardı.

"Birincisi, yerini ve rütbesini bilmeyen insanlar"

Hepsinde gözlerimi gezdirmiş, benimle göz teması kurmadıklarından emin olmuştum.

"İkincisi, verilen basit emirleri uygulamaktan aciz, aptal insanlar"

Elimdeki silahı birkaç kez döndürmüş, yanından geçtiğim sarışının ensesine sert bir şaplak atmıştım. Sarışının yanında duran, kendini hafif salmış, siyahi bir gencin ensesine de sertçe vurduğumda duruşunu dikleştirmişti.

"Üçüncüsü ise götümün arasına kaçan donum"

Son söylediğime hepsi onaylayan mırıltılar çıkarmış, sert bakışlarımı onlara çevirince aniden susmuşlardı. Dostum! Sert adam olmaya bayılıyordum. Egom fazlasıyla okşanıyordu ve içimden öküz gibi kahkaha atıyordum.

"Söylediklerimi dikkate alın. Almazsanız ölürsünüz. Ben izin vermeden konuşmak dahi yok. Anlaşıldı mı?"

Kimseden çıt çıkmamıştı. Gelen gideni aratıyordu işte. Yine bir avuç aptalla sınanıyordum.

"Ben size bir şey sorduysam cevap verilecek! Anlaşıldı mı?"

"Anlaşıldı patron!"

"Sen ne yapıyorsun orospu çocuğu? Ben rahat dediğimi hatırlamıyorum ve sen sikini mi kaşıyorsun?"

Kısa boylu adam, kendisine baktığımı görünce tekrar ellerini sertçe iki yanına koymuştu. Nefret ettiğim ikinci maddeyi gözüme soka soka gerçekleştirmiş, sinirlerimin tepeme çıkmasına sebep olmuştu. Bir hazır ol komutunu bile uygulamaktan acizdi.

"Biraz önce nefret ettiğim üç şeyi saydığımı hatırlıyorum. Ben burada nefes tüketirken de sikini mi kaşıyordun?"

Cevap alamadığımda sinirle nefes vererek gülmüş ve başımı eğerek iki yana sallamıştım. Evet, tahammülsüz herifin tekiydim.

Mükemmelliyetçiydim. Kurallara uyma konusunda takıntılıydım ama bu kendim için geçerli değildi. İnsanların koyduğu aptalca kurallara uymazdım, insanlar benim kurallarıma uymalıydı. Uymayan varsa zaten burada yeri yoktu.

Elimdeki silahın tetiğini çekmiş ve adamın bacağına ateş etmiştim. Adam acı bir şekilde inleyip anında yere düşmüş ve sızlanmaya başlamıştı. Beynini dağıtmadığıma şükretmeliydi.

"Sen ve sen. Şunu yukarı çıkarın. İş çıkardığım için benim adıma doktordan da özür dileyin. İki gün sonra da atın gitsin. Burada sikini kaşıyan orospu çocuklarına yer yok"

Yaptığım şey, çoğu kişiye yanlış gelebilirdi ama fazlasıyla haklıydım. Henüz bir hazır olda bile duramayan adam, çatışma sırasında da durup sikini kaşırsa işim işti.

"Evet, elmalı turtalarım. Kurallara uymazsanız, en önemlisi bana uymazsanız, sonunuz sikinin rahatlığına düşkün, minik arkadaşınız gibi olur. Anlaşıldı mı?"

"Anlaşıldı patron!"

§

"Adamı vurmuş!"

Jin, odaya girdiği gibi üzerime atlamış, sıska kollarıyla bedenimi sarsmaya çalışmıştı. Ben de miyavlamalarına deli gibi gülmüş ve onu daha çok sinir etmiştim.