Giriş

183 38 132
                                    

1000 Sene Önce;

Büyük bir toz bulutu, hırsla dolmuş fakat sabırlı şekilde, yavaşça iniyordu altı ırkın hepsinin yüreğine. Bunun bir savaş başlangıcı olduğu, hepsinin zihnine birer birer işlerken, kaderlerine de yazılıyordu.

Çok can, kan ve mal kaybedildi. Kimse durmadı, öfke dinmedi ve çanlar beyinlerinde barış için çalmaya başladığında, herkesi uzunca bir fikir paylaşımı bekledi.

En sonunda, İnin Çocukları bütün ırkların kapısını barışı avuç içlerinde toplamış gibi çaldı.
Bir posta güvercini misali haberci oldular, altı temsilciyi bir araya topladılar.

Her ırktan en güçlü, toprağa, ağaca ve doğaya bahşedilmesi gereken gücü kendinde bulunduran bir temsilci seçildi.
Elflerden Abril, devlerden Aleah, nemflerden Landon, cücelerden Koby, gorgonlardan Rita ve son olarak da inin çocuklarından Brett temsilci seçildi.
Irklarının en genç, en çevik, en güçlü olanlarıydılar.

Altı ırkın da tek bir ortak özelliği vardı, hepsinin özü doğadan geliyordu, hepsi içlerinde birer tohum büyütüyordu.
Bu yüzden barışlarını, kışın bütün beyaz taneciklerinin arasında hüküm sürdüğü belli olan bir ağaçta birleştirmekte karar kıldılar.

Bütün temsilciler toplandığı meydanda dudaklarını araladı, buz gibi soğuğu sıcak nefesler yardı ve sonsuz yemin edildi.
"Elfler doğayı korur, gorgonlar gökleri, nemfler kaderi, cüceler kini, inin çocukları ise bizleri. Ve bu ağaçtır, hepimizin kini, dibi, bitirilişi."

Fakat bu barışı istemeyen bir topluluk her ırkın sokaklarında kol geziyordu. Saf kötülük dolu kalpleri, daha fazla ölü bedeni parmaklarıyla parçalamak, kanlarının yüzüne fışkırışını seyredip, dudaklarına değen sıcak sıvıyı dilleri ile sıvamaktan başka bir istekle dolmuyordu.

İsyancı topluluğu, aralarından Doğanın Temsilcileri'nin yaptığı gibi, altı temsilci topladı. Aynı şekilde, etraflarındaki uzun ömürlü bir ağaca, kinlerini bağladılar. Ağaç o soğuk akşamda kükredi, kökleri topraktan fışkırıp birkaç temsilciyi yuttu, kinle doldu ve yemyeşil yapraklarını dökmeye başladı.

Fakat Doğanın Temsilcileri de, İsyancılar da bilmiyordu ki; her ağacın bir Dryad'ı vardı. Dryad'lar ağaçların ruhunu oluşturan soyut varlıklardı ve ırkların onları böylesine hoyrat kullanmalarından hiç hoşnut olmadılar.

İki ağaç da, kendi temsilcilerinde bulunan en güçlü ve belirgin özelliği, bir sünger misali emdiler ve bunu doğurganlıkla dışarıya çıkardılar. Köklerinin uçları topraktan dışarıya çıktı, çimlerin üzerine iki tane erkek bebek bıraktı.

Dünyaya hükmedecek melezleri doğuran bu iki ağaç, bir daha asla gözlerini açmadı çünkü içlerindeki ruhlar bir bedene can vermişti.

Bu sefer doğa konuştu, iki ağaç anlaşmış gibi birden etrafına sonsuz, gür bir rüzgar yaymaya başladı. Doğu, Batı, Kuzey, Güney... Her yöne yayılan rüzgar herkesi serseme çevirdi.
Bebekler buna tepki göstermeliydi, yoksa kendilerine bakacak kadar acımasız büyüyeceklerdi..

Bebeklerden biri vaveyla attı, tiz sesinden yayılan dalgalar, inin çocuklarının kulağına gitti. O bebek sahiplenildi fakat diğeri, doğduğu ağaç gibi, içindeki kinle büyüyecek ve acımasız olacaktı.

Ama her şeye rağmen, en azından şu anlık... Elfler doğayı koruyor, gorgonlar gökleri, nemfler kaderi, cüceler kini, inin çocukları ise ırkları ve bebeği.

Kılıçlar ve Kaderler Where stories live. Discover now