1.Bölüm: Peri'nin Doğuşu

122 86 117
                                    

  Selam! Bu bölümü açtığına göre tanıtımı beğendiği düşünüyorum ve umuyorum.

  Umarım beğenirsin. Okumayı bitirince aşağıdaki küçük yıldıza basarsan ve beni takip edersen çok mutlu olurum.

  Bölüm hakkındaki düşüncelerini yorumlarda dile getirirsen sevinirim. İleriki bölümlerde ithaflar olacaktır bunun için özelden yazabilirsin.
   
   Medyadaki şarkıyı okurken dinlersen beğeneceğini düşünüyorum. Çok sevdiğim bir şarkıdır.

  İyi okumalar!

  1.Bölüm: Peri'nin Doğuşu

  "Ve küçük peri ortaya çıktı. Ama onun güneşini söndürecek gölgelerden haberi bile yoktu."

  Sokakta yavaş adımlarla yürüyordum. Yağmur hafif hafif çiseliyor ve saçlarıma birer birer düşerek saçlarımı ıslatıyordu.

  Bir süre etrafıma baktım. Saat öğleden sonra civarıydı ama dışarısı pek kalabalık değildi. Saat tam 3'te evde olmam gerekiyordu ve saat şuan 4'tü.

  Annem her gün 3'te arıyor ve evde olup olmadığımı teyit ediyordu. İş için acil yurt dışına çıkmak zorunda kalmışlardı ve ben bir arkadaşımın evinde kalıyordum.

  Eve en azından biraz daha erken gidebilmek için adımlarımı hızlandırdım. Tam eve giren sokağa dönerken bir adamla çarpıştım.

  "Özür dilerim!" dedim.
 
  Yüzünü kapattı ve hemen uzaklaştı. Üzerinde geniş pelerin tarzı bir kıyafet vardı. Umursamadım ve hemen binaya girdim.

  Kapı ziline bastım ve sırılsıklam olmuş botlarımı çıkardım. Kapı açıldığında karşımda bana sinirle bakan Efe ile Ecem'i gördüm.

  "Başak! Bu kaçıncı oldu? Her seferinde eve geç kalıyorsun ve annen yarım saat nutuk çekiyor" dedi Efe.

  Efe ile Ecem ikizdi ve birlikte yaşıyorlardı. Ben de annemler dönene kadar burada kalacaktım.

  Paltomu da çıkardım ve içeri girdim.

  "Bir daha olmaz merak etmeyin. Sadece dalmışım ve saatin farkına varmadım. Bu son. Bundan sonra tam zamanında gelicem" dedim.

  "İnşallah bu son olur. Her seferinde öyle diyorsun ama görelim bakalım" diye mırıldandı Ecem.

  Mutfağa gittiğimde tencerede sebzeli makarna olduğunu gördüm. Hemen tabakları ve çatalları masaya koydum. Dolaptan dün aldığımız kolayı çıkardım ve bardaklara doldurdum. Yemekleri de tabaklara koydum ve sofra hazırdı.

  "İkizcanlar! Hadi sofraya" diye bağırdım.

  İkisi birlikte mutfağa girdiler ve masaya oturdular.

  "Oooo Başak Hanım! Siz sofra hazırlar mıydınız ya?!" dedi Efe.

  "Hadi ikizcanlar. Bu da benden size bir kıyak olsun." dedim.

  Ne de olsa onların evinde kalıyordum ve yakın arkadaşlarım olsalar bile kendimi biraz mahçup hissediyordum.

  Sofraya oturdum ve makarnadan yemeye başladım. Gerçekten enfes olmuştu. Ecem harika makarna yapardı. Zaten tek yapabildiği yemek makarnaydı.

  "Ellerine sağlık Ecem. Makarna yine enfes olmuş" dedim.

  "Afiyet olsun. Biliyorum makarnayı çok mükemmel yaptığımı."dedi övünerek.

Gölgelerin KehanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin