2

825 74 7
                                    

Jimin'den:

Küçük, kafayı yedirtecek derecede beyazlarla kaplı odamdaki küçük yatağımda uyuyordum. Güneşin ışıkları doğal bir alarm misali göz kapaklarının içine işleyip bana uyanmam için çağrılar yaparken bu çağrılara uymak dışında çarem yoktu.

Gözlerimi minik ellerimle ovuşturup hafifçe esnedim. Yatakta oturur pozisyona geçip büyük ısrarlar sonucu odama koydurttuğum aynaya baktım, tabii ki o da beyazdı.

Sanki her yeri beyazlarla kaplayarak deli olmayan insanları bile delirtmeye çalışıyorlardı ama burası delilerin iyileşmesi için değil miydi?

Bacaklarımı yataktan sarkıttığım sırada kapımın kulbu yavaşça çevrildi.

Doktorum gelmişti, kalkıp kalkmadığımı kontrol etmek için. Sanırım diğerlerine kıyasla gürültü çıkarmayıp söz dinlediğim için biraz iyi davranıyorlardı bana. Bayan Kim benim oturduğumu görünce gülümseyip yanıma geldi. Bayan Kim doktorum olduğu için şanslıydım aslında, çok iyi bir kadındı.

Yatağımın ucuna oturup gülümseye devam ettiğinde ben de gülümsedim. Bu gülümsemenin altındaki mesajı anlamaya çalıştım. Tabii ben anlayana kadar Bayan Kim olayı açıklamıştı.

"Jimin, sana güzel bir haberim var."

Merak etmeye başladım. Bu hastanede güzel ne olabilirdi ki?

"Nedir Bayan Kim?"

Tüm ön dişlerini göstererek beni şok eden cümleyi söyledi.

"Ziyaretçin var"

"N-ne?"

5 yıldır buradaydım, bu zamana kadar hiç ziyaretçim olmamıştı. Zaten ailem olacak insanlar beni buraya sürükleyerek bıraktığı için ziyaretime gelecek kimse yoktu. Bayan Kim de bunu bildiği için güzel bir haber olduğunu düşünüyordu muhtemelen.

Beni buraya bırakan ailem gelmiş olamazdı, zaten daha önce arkadaşım da olmamıştı.

Beni ziyarete kim gelmiş olabilirdi ki?

******

Birkaç adım önümde yürüyen Bayan Kim'i takip ederek ziyaretçilerin olduğu odaya ilerliyorduk. Buraya daha önce gelmemiş olmanın merakıyla etrafı inceliyordum.

Heyecanla beyaz duvarlara bakarken bir bedene çarptım.

Hızla kafamı kaldırıp baktığımda Bayan Kim'in sırtına çarptığımı anladım.

"Geldik Jimin. Hadi içeri gir"

Kafamı hızla sallayıp biraz saçımı düzelttikten sonra kapıyı açtım. İçeride beraber konuşan insanlar vardı, Bayan Kim beni bekleyenin bir masada tek başına oturan kahverengi saçlı oldukça genç bir çocuk olduğunu söyledi. Zaten tek başına oturan bir kişi vardı, kolaylıkla buldum.

Arkası dönük bedene doğru ilerlerken kalbim ilk defa bir ziyaretçimin olması gerçeğiyle hızla çarpıyordu.

Heyecanla neredeyse koşarak masaya ilerledim, sandalyeyi çekip oturdum.

Şaşkınlıkla açılan gözlerimle orantılı olarak dudaklarım da bir 'o' şeklini almıştı.

Karşımdaki çocuk tavşan dişlerini göstererek gülümsedi.

"Selam Jimin."

trelós, jikookWhere stories live. Discover now