🥀BÖLÜM YİRMİ BEŞ🥀

9.6K 491 111
                                    

Öncelikle bu bölümle ilgili yorumlarınızı cidden merak ediyorum. Lütfen yorumsuz geçmeyin.



Kağıtta aynen şöyle yazıyordu.

"Daima yanımda olur musun, can özüm?"

Bunun tam olarak ne anlama geldiğinden pek emin değildim. Yinede bu umurumda olmadı. Sadece başımı salladım. Dolan gözlerimi hafifçe silerek, gülümsedim. Kocaman gülümsedim.

Benim bu kocaman gülümsemem, ondada silik bir tebessüme yol açmıştı. Gözlerimi yavaşça kapayıp, avcunu avcuma hapsettim. Sakince aralandı dudaklarım.

"Olurum," dedim. "Hemde sonsuza dek."

Birkaç saniye geçti yada geçmedi, başını omzumun üzerinde hissettim. Gülümseyerek kabul ettim onu. Mutluydum.

Elimi daha sıkıca kavrayıp, göz bebeklerini gür kirpikleriyle perdeledi. Yavaşça kapanan gözlerinin ardında neler yattığını bilmiyordum. Öylece uykuya daldı.

Kaç dakika geçti bilmiyorum. Önemi de yoktu şayet. Mine Hanım girdi içeriye. Önce bana, ardından kavuşmuş ellerimize baktı. Sonradan ise gözlerinin parıldayışına gerçekten şahit olmuştum. Bunu onun için yaptığımı mı sanıyordu? Biraz sonra sarf ettiği sözler bunu kanıtlar nitelikteydi.

"Teşekkür ederim Nira. Şuan onun elini tutmuş yanındasın. Çok teşekkür ederim beni kırmadığın için." Diye fısıldayışıyla gözlerim kocaman açılmıştı. Dişlerimin biraz sıkıldığını anladığımda, sinirlenmemek için derin bir nefes alarak yanıtladım.

"Bunun sizle hiçbir alakası yok Mine Hanım. Bana boşuna teşekkür etmeyin."

Hızla başını iki yana salladı. Bir anda yüzü değişmişti. Farklı bir hal almıştı.

"Olsun yada olmasın. Sen onun yanındasın ve o mutlu Nira. Sadece bana onun gerçekten mutlu olduğunu gösterdiğin için bile sana binlerce kez teşekkür edebilirim."

Derince bir nefesi ciğerlerime doldurup, biraz bekledim. Ardından aralandı dudaklarım.

"İnanın buna hiç gerek yok Mine Hanım. Çünkü ben oğlunuzu sevdiğim için yanındayım. Başka hiçbir şey için değil."

♤♤♤

Poyraz Bey, şuan odasında uyuyordu. Yine bazı ilaçlar verilmişti. Ben ise kantinde kahve içiyordum. Biraz uykum gelmişti ve açılması için çabalıyordum.

Ama yanıma yaklaşan Mine Hanım'ın adımları, kahveden çok daha etkili olmuştu. Gerçekten bu kadın beni bazen, bariz bir şekilde huzursuz ediyordu. Önemsememeye çalıştım.

Yanımda bittiğinde, hiç duraksamadan konuya girmişti.

"Beni yanlış anlamanı istemiyorum Nira."

Kahve bardağını masaya bırakıp, kafamı ona kaldırdım.

"Neyi yanlış anlıyorum Mine Hanım?"

Hızlıca devam etti sözlerine.

"Bak, ben elbette senin benim lafımla Poyraz'la olmayacağını biliyorum. Heleki Poyraz'ı sevdiğini söyledin ya, dünyalar benim oldu. O anki mutluluğumla saçmaladım biraz, kusuruma bakma."

Başımı salladım.

"Lütfen bidaha böyle şeyler söylemeyin Mine Hanım. Bu beni olduğu kadar, Poyaz Bey'i de üzer."

Hızlıca sıraladı kelimelerini.

"Asla olmayacak."

Başımı sallayarak kahvemden kocaman bir yudum aldım. Başka birşey de konuşmamıştık zaten. Mine Hanım neden herşeye bu kadar burnunu sokuyordu ki? Ben oğlunu sevmesem onu kandıracak, seviyorum diyecek kadar adi bir kadın mıydım? Asla değildim.

ANLAŞMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin