0

295 23 20
                                    

Sarışın adam elindeki şemsiyeyi kısa süren yağmurun yerinde bıraktığı güneşin güzel ışıkları altında indirdi. Özenle kapatıp küçülttü ve sırt çantasının kenarına taktı. Elindeki haritayı detaylıca incelemeye çalıştı. En son kamp yaptığı ormanda uğradığı ayı saldırısından tanrıya şükür böyle biri olduğu için kurtulmuştu. Normal bir insan olsa kesinlikle ruhu çoktan tanrının yanına varmıştı. Bu yüzden şimdi başka insanların kamp yaptığı bir yerde olmak istiyordu.

Thanosun onları alt etmesinin üstünden uzun yıllar geçmişti ve herkes dünyanın hatta evrenin bir ucuna savrulmuştu. Arkadaşlarını geri getirmenin bir yolunu çok aramışlardı ama nafile. Gözlerinin önüne serilen koca bir hiçlik dışında hiçbir şeyleri kalmamıştı.

Tony Pepper ile beraber bir yuva kurmuştu. Genç bir kızlarının olduğunu biliyordu. Clintle en son 2 sene önce bir petrolün marketinde karşılaşmışlardı ve biraz oturup lafladıklarında adamın psikoloji ve aklınında aynı ailesi gibi toz olduğunu fark etmişti.

Ölen arkadaşlarına haksızlık gibi hissetsede kendiyle başbaşa geçirdiği onca yıldan sonra itiraf etme gücünü kendinde bulmuştu.

Şu hayatta en çok özlediği en çok görmek istediği tek bir kişi vardı.

Natasha.

Kadına tam ona olan duygularını söyleyecekken, aileleri parçalanmış olsada birbirlerine tutunmak zorunda olduklarını, eğer iki kişi olurlarsa bu acıyı yaşamanın daha kolay olacağını anlatacakken, kendini açacakken sevdiği kadın çıkıp şöyle demişti.

"Gitmek zorundayım."

Adam bir gün geri döneceğim sözünü beklemişti içten içe.. Belki sende benimle gel demesini.. Ama hayat genellikle insanların uğruna öleceği şeyleri önlerine böyle kolay bir şekilde koymazdı.

Şimdilerde ise Kaliforniyada minik bir kasabada şahane kamp alanlarının olduğunu duymuş buraya gelmişti. Gitmek istediği gölün buraya uzak olduğunu ve 1 saate kalmadan akşam olacağını fark ettiğinde kalacak bir yer sormak için önünde duran çocuk parkına ilerledi.

Çocuklarını izleyen annelerden birine sorabilirdi. Yüzüne vuran ıslak toprak kokusuyla gözüne kestirdiği bir ailenin yanına ilerlerken önünden üstünde zorlukla durduğu pateniyle geçen çocuğa çarpmamak için durdu.

"Oh, çok özür dilerim ona hala düzgün kaymayı öğretemedim. Siz iyi misiniz sanırım ayağınızın üstünden geçti. " dedi yumuşak bir ses.

Steve üstündeki çamuru temizlemek için eğildiği ayağından elini çekti ve kalbinde hissettiği heyecanı yüzüne yansıtmaktan çekinmeyerek kafasını kaldırdı.

"Nat?"

"Steve?"



Eveeeet, yeni bir kurguyla geldim. Normalde bunu one shot için yazmıştım ama birden güzel geldi ve dedimki neden kurgu yazmayayım?

Giriş bölümü olduğu için kısa yazdım ama diğer bölümler uzun olur büyük ihtimal.

Hadi kaçtım ben aşkı memnu izliycem.

remains of usWhere stories live. Discover now